Mütevazı nedir, Mütevazı ne demek
Mütevazı; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.
Mütevazı ile ilgili Cümleler
- Ali çok mütevazı.
- Sakin, mütevazı ve kalabalıktan kaçan ruhunu incitmemek için onu, birkaç kişi ile sırtımda ebedi makamına ben götürdüm.
- Bildiğim kadarıyla, Bay Smith mütevazı bir adamdı.
- Mütevazı davranıyorsun.
- Çok mütevazı hissediyorum.
- Sen mütevazısın.
- Sen çok mütevazı oluyorsun.
- Haddinden çok mütevazısın.
- Ali mütevazıdır.
- Düğün sahibinin bütçesi ne kadar dar ve mütevazı olursa olsun, hokkabaz şarttı.
- Mütevazı ol, Tom.
- Tom'un Boston'da mütevazı iki yatak odalı bir evi var.
- O çok mütevazı bir adam.
- Düğün sahibinin bütçesi ne kadar dar ve mütevazı olursa olsun, hokkabaz şarttı.
Mütevazı anlamı, kısaca tanımı
Alçak gönüllü : Kendi değerini olduğundan aşağı gösteren, başkalarını küçük görmeyen, büyüklenmeyen (kimse), engin gönüllü, mütevazı, tevazulu
Gösterişsiz : Gösterişi olmayan, mütevazı. Gösteriş yapmayan. Görkemsiz.
İddiasız : Bir iddiası olmayan. Alçak gönüllü, mütevazı.
Gösteriş : Gösterme işi. Başkalarını aldatmak, şaşırtmak, korkutmak veya kendini beğendirmek için birinin yaptığı yapay davranış, çalım, alım çalım, kurum. Görkem. Göze çarpıcı nitelik, göz alıcılık.
Gösteri : İlgi, dikkat çekmek için bir topluluk önünde gösterilen beceri veya oyun. Bir şeyi tanıtmak amacıyla yapılmış olan sunum, demonstrasyon, demo. Birinin, bir topluluğun kendi duygusunu gösteren sözü veya davranışı, tezahürat. Sinema veya tiyatroda film, oyun gösterme işi. Genellikle şarkı, dans vb. eğlence türlerin yer aldığı eğlence, şov. Bir istek veya karşı görüşün, halkın ilgisini çekecek biçimde topluca ve açıkça yapılması, nümayiş.
Gönüllü : Bir işi yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek üstlenen. Seven kimse ya da sevgili. Çok istekli.
Göster : Gösteriş eyleminin yapılması için kılıçoyunu öğretmenince verilen komut.
Alçak : Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı. Kısa (boy). Bile bile en kötü, en ahlaksızca davranışlarda bulunan, aşağılık, soysuz, namert, rezil, hain. Aşağıda olan, yüksek olmayan (yer).
İddia : Sav. Kendinde olmayan bir yeteneği, bir durumu varmış gibi gösterme.
Gönül : Sevgi, istek, düşünüş, anma, hatır vb. kalpte oluşan duyguların kaynağı. İstek, arzu.
Gönü : Olgun. Bursa ili, Karacabey belediyesi, merkez bucağına bağlı bir bölge.
Alça : Alın. Ayakkabı kalıplarının ön tarafına konulan üç köşeli mukavva, vaketa veya meşin parça. Erkeğin nişanlısına verdiği hediye. Erik. Kalıpları ayakkabıya uydurmak amacıyla kalıpların üzerine konulan meşin parçalar. (Aksaray Niğde) (alçı) : (Ankara).
Diğer dillerde Müteselsil kefalet anlamı nedir?
İngilizce'de Müteselsil kefalet ne demek ? : joint liability
Bu kısımda Mütevazı nedir? Mütevazı ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Mütevazı tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Mütevazı hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.