Maha nedir, Maha ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Evlerin çatısında köşelerden çatının ortasına doğru uzanan direklerden her biri, mahya.

Arabanın ön dingilinin üstündeki hareket edebilen kalın ağaç parçası.

Teknik terim anlamı:

Çatıdaki köşe ağaçları.

Maha ile ilgili Cümleler

  • Mahalle kara yolu ile ikiye ayrıldı.
  • Mahallemizin bir çok eski binası var.
  • Mahalle sakinlerinin dilekçesini belediye başkanına sunacak tek kişi çıkmadı.
  • Mahalle genç çiftlerle doluydu.
  • Ben o mahallede büyüdüm.
  • “Otomobilin dinmeyen yaygarasını üstüne alınmaya mahal yoktu.”
  • Ali yoksul bir mahallede yaşıyor.
  • Mahallen güvenli mi?
  • Tom'un yaşadığı mahalleyi sevmiyorum.
  • Ali bizim mahallede bir ev satın aldı.
  • Mahatma Gandhi nerede eğitim aldı?
  • O kapı senin bu kapı benim, akşamı eder.
  • Mahallemizde yeni bir süpermarket açıldı.
  • Sizin mahallede yaşayan birini tanıyorum.
  • Mahalle kara yoluyla ikiye ayrıldı.

Maha ile ilgili Atasözü veya Deyim

bildiğini yedi mahalle bilmez : bir kimsenin çok kurnaz, çokbilmiş olduğunu anlatan bir söz.

bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır (veya dokunur) : “bir kötünün, yalnızca yakın çevresine değil daha geniş çevrelere de zararı dokunur” anlamında kullanılan bir söz.

körler mahallesinde ayna satmak : bir şeyi ona gereksinim duymayacak olan çevreye götürmek.

 

mahal kalmamak : gerek kalmamak, gereği olmamak.

mahal yok : yeri, gereği yok.

mahalle kahvesi gibi : havasız, gürültülü ve kalabalık (yer).

mahalleyi ayağa kaldırmak : bağırıp çağırarak konu komşuyu tedirgin etmek.

maharet kazanmak : beceri edinmek, ustalaşmak.

müslüman mahallesinde salyangoz satmak : körler mahallesinde ayna satmak.

o kapı (veya mahalle) senin bu kapı (veya mahalle) benim : sürekli gezip dolaşmayı anlatan bir söz.

Maha tanımı, anlamı

Mahakavya : (Sanskritçe) Sanskrit dilinde yazılmış destanların büyüklerine verilen ad

Mahaklı : Çok öksüren, tıknefes kişi. Lekeler biçiminde beliren bir deri hastalığına tutulmuş kişi.

Mahaller : Bursa şehrinde, Orhaneli ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

Mahallevari : Mahalle yaşayışına uygun.

Mahallık : Dik kafalılık.

Mahalli : Yöresel. yerel.

Mahalli çek : Düzenlenme ve ödeme yeri aynı şehir olan çek.

Mahalli isim : Bir organizma için farklı yörelerde kullanılan isimlerin her biri.

Mahalli olmayan çek : Ödeme yeri düzenlenme yerinden farklı olan çek.

Mahallileşme : Yöreselleşme, yerelleşme.

Mahallileşmek : Yerelleşmek.

Mahallileştirmek : Yerelleştirmek.

Mahalsinmek : Değer vermek, önem vermek, önemli saymak. [Bakınız: mağsimek]. Gerçek sanmak.

Maham : Makam. Makam, rütbe.

Mahana : İleri sürülen sözde neden. Sözde neden. Bahane. Mana, anlam. Sebep.

Mahana bulmak : Kınamak.

Mahane : Sözde neden. Bahane.

Mahanne : Makarna.

Mahara : Arapça kökenli bekre: makara.

Maharetsiz : Eli işe yatkın olmayan, beceriksiz.

Maharetsizce : Maharetsiz bir biçimde.

Maharıma : Yeni gelinlerin kullandıkları kalın, büyük başörtüsü.

Mahariç : Muştuluk parası, armağan.

 

Maharma : El havlusu, peçete. Başörtüsü. [Bakınız: mağrama]. Yeni gelinlerin kullandıkları kalın, büyük başörtüsü.

Mahas : Makas.

Mahasib : Arapça kökenli muhâsib: muhasip.

Mahaşına getirmek : Uygun duruma getirmek, tam karşıya almak.

Mahat : Tahta seki, sedir. Derinin kıyısını çizmek için kullanılan, çift ağızlı, ağaçtan yapılmış bir saraç aracı. Sedir. Makat, sedir. Arapça kökenli mak'ad: makat; sedir; divan. Pencere önüne taş, kerpiç ya da tahtadan yapılan sedir. (Güllüce Gümüşhacıköy Amasya).

Mahatab : Arapça kökenli muhâtab: muhatap.

Şeh mahammet düzlıgı : Şeyh Muhammet Düzlüğü.

Teneke mahalle : Kimi büyük kentlerde görülen, fiziksel ve toplumsal bakımlardan geri ve yoksul kesim, bk. bozulma bölgesi, gecekondu.

Aşağı mahalle : Yüksek bir yerleşim bölgesine göre alçakta kalan yerleşim bölgesi. Genelev.

Kenar mahalle : Şehrin merkezinden uzak ve çoğu eğitim düzeyi düşük yoksul halkın oturduğu semt, kenar semt.

Mahal : Yöre (I).

Mahalle : Bir şehrin bir kasabanın, büyükçe bir köyün bölündüğü parçalardan her biri. Bu parçalarda oturan insanlarn tamamı.

Mahalle arası : Mahallenin sokakları arasında kalan yer.

Mahalle arkadaşı : Aynı mahallede oturan komşu veya dost.

Mahalle bekçisi : Mahallenin güvenliğini, düzenini sağlamada yardımcı olan güvenlik görevlisi.

Mahalle çapkını : Beceriksiz çapkın.

Mahalle imamı : Mahalledeki mescitte veya camide görevli imam.

Mahalle kahvesi : Mahallede oturanların devam ettiği, oyun oynadığı, çay vb. meşrubat içtiği kahve.

Mahalle karısı : Görgüsüz, kavgacı kadın.

Mahalle mektebi : Mahallede bulunan ilkokul.

Mahalle muhtarı : Muhtar.

Mahallece : Mahallede oturanlar tarafından. Mahallede oturanlar olarak hep birlikte.

Mahalleli : Aynı mahallede oturan kimselerin bütünü. Aynı mahalleden olan.

Mahallenin delisi : Hiç kimseden çekinip korkmadan düşündüğü her şeyi söyleyen kimse.

Mahalli idare : Yerel yönetim.

Mahalli seçim : Belli bir bölgede yapılmış olan seçim.

Maharet : Beceri.

Maharetli : Becerikli.

Maharetlilik : Beceriklilik.

Maharetsizlik : Beceriksizlik.

Meskun mahal : Yerleşim merkezi.

Şoför mahalli : Ağır vasıtaların önünde yer alan, şoförün ve yanındakilerin oturması için düzenlenmiş bölüm.

Teneke mahallesi : Damlarının çoğu teneke kaplı, derme çatma evlerden oluşan mahalle.

Yedi mahalle : Herkes. Çok uzak yer. Bütün çevre.

Yukarı mahalle : Bir yerleşim bölgesinin yüksek yerlerinde oluşan mahalle.

Diğer dillerde Mağrip kurbağası anlamı nedir?

Almanca'da Mağrip kurbağası ne demek ? : moorfrosch