Mahal nedir, Mahal ne demek

Mahal; kökeni arapça dilinden gelmektedir.

"Mahal" ile ilgili cümleler

  • "Binaenaleyh, bu koruma tedbiri pazarda değil kesiş mahallinde yapılır." - N. Hikmet

Yerel Türkçe anlamı:

Zaman, yer

Dik kafalı.

Hukuki terim anlamı:

yer.

Mahal kısaca anlamı, tanımı:

Mahal kalmamak : Gerek kalmamak, gereği olmamak.

Mahal vermek : Bir olayın gerçekleşmesine fırsat vermek.

Mahal yok : Gereği yok.

Meskun mahal : Yerleşim merkezi.

Şoför mahalli : Ağır vasıtaların önünde yer alan, şoförün ve yanındakilerin oturması için düzenlenmiş bölüm.

Mahalle : Bir şehrin bir kasabanın, büyükçe bir köyün bölündüğü parçalardan her biri. Bu parçalarda oturan insanlarn tamamı.

Mahalle arası : Mahallenin sokakları arasında kalan yer.

Mahalle arkadaşı : Aynı mahallede oturan komşu veya dost.

Mahalle bekçisi : Mahallenin güvenliğini, düzenini sağlamada yardımcı olan güvenlik görevlisi.

Mahalle çapkını : Beceriksiz çapkın.

Mahalle imamı : Mahalledeki mescitte veya camide görevli imam.

Mahalle kahvesi : Mahallede oturanların devam ettiği, oyun oynadığı, çay vb. meşrubat içtiği kahve.

Mahalle kahvesi gibi : Havasız, gürültülü ve kalabalık (yer).

Mahalle karısı : Görgüsüz, kavgacı kadın.

Mahalle mektebi : Mahallede bulunan ilkokul.

 

Mahalle muhtarı : Muhtar.

Mahallece : Mahallede oturanlar olarak hep birlikte. Mahallede oturanlar tarafından.

Mahalleli : Aynı mahalleden olan. Aynı mahallede oturan kimselerin bütünü.

Mahallenin delisi : Hiç kimseden çekinip korkmadan düşündüğü her şeyi söyleyen kimse.

Mahalleyi ayağa kaldırmak : Bağırıp çağırarak konu komşuyu tedirgin etmek.

Mahalli idare : Yerel yönetim.

Mahalli seçim : Belli bir bölgede yapılmış olan seçim.

Aşağı mahalle : Genelev. Yüksek bir yerleşim bölgesine göre alçakta kalan yerleşim bölgesi.

Bildiğini yedi mahalle bilmez : Bir kimsenin çok kurnaz, çokbilmiş olduğunu anlatan bir söz.

Bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır : "bir kötünün, yalnızca yakın çevresine değil daha geniş çevrelere de zararı dokunur" anlamında kullanılan bir söz.

Kenar mahalle : Şehrin merkezinden uzak ve çoğu eğitim düzeyi düşük yoksul halkın oturduğu semt, kenar semt.

Müslüman mahallesinde salyangoz satmak : Körler mahallesinde ayna satmak.

Teneke mahallesi : Damlarının çoğu teneke kaplı, derme çatma evlerden oluşan mahalle.

Yedi mahalle : Herkes. Bütün çevre. Çok uzak yer.

Yukarı mahalle : Bir yerleşim bölgesinin yüksek yerlerinde oluşan mahalle.

Yöre : Değirmenlerde, taşla kasnak arasında kalan ve hayvan yemi olarak kullanılan un. Bir bölgenin belli bir yer ve çevresini kapsayan sınırlı bölümü, havali, mahal, civar.

Mahaller : Bursa şehri, Orhaneli ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

Mahallevari : Mahalle yaşayışına uygun. İlgili cümle: "“İyi yürekli ama çok mahallevari bir kadın olacak.”" N. Meriç.

Mahalli : < Ar. mahallî: mahalli ; yerel || mahalle Yöresel. İlgili cümle: "“Bu arada bizim diyalekt dediğimiz mahallî sözleri umumi lügate aktarmak da kabildir.”" B. Felek. yerel.

Mahalli isim : Bir organizma için farklı yörelerde kullanılan isimlerin her biri.

 

Mahallık : Dik kafalılık.

Mahallileşme : Yöreselleşme, yerelleşme.

Mahallileşmek : Yerelleşmek.

Mahallileştirmek : yerelleştirmek.

Mahalli çek : Düzenlenme ve ödeme yeri aynı şehir olan çek.

Mahal ile ilgili Cümleler

  • Mahalle sakinlerinin dilekçesini belediye başkanına sunacak tek kişi çıkmadı.
  • Mahalle sessizdi.
  • Ali bizim mahallede bir ev satın aldı.
  • Ali yoksul bir mahallede yaşıyor.
  • Mahallem yoksulluk tehdidi altında.
  • Burak mahalle bakkalına gitti.
  • Mahalle kara yoluyla ikiye ayrıldı.
  • Ali ve Mary uzun zamandır bu mahallede yaşıyor.
  • Mahalle bakkalına gidiyorum.
  • Mahalle kara yolu ile ikiye ayrıldı.
  • Kayıp köpek yavrumuz için bütün mahalleyi araştırıyoruz.
  • Mahalle genç çiftlerle doluydu.
  • Ben o mahallede büyüdüm.
  • Dün gece bu mahallede bir yangın başladı.

Diğer dillerde Mahal anlamı nedir?

İngilizce'de Mahal ne demek? : [Mahal] n. place, locale, locus, occasion

Almanca'da Mahal : n. Stätte

Rusça'da Mahal : n. место (N), местечко (N)