Mana nedir, Mana ne demek

Mana; kökeni arapça dilinden gelmektedir.

"Mana" ile ilgili cümle

  • "Ne Hak buyruğun tutarsın ne kul sözün işitirsin / Hiç bilmezsin mana nedir, ne dilde çağırmak gerek" - Yunus Emre

Yerel Türkçe anlamı:

Tohum.

Ağaç kazık.

Çayıra hayvan bağlamada kullanılan ve toprağa çakılan kazık

Tohumluk hıyar.

Zaman.

Tohumluk hıyar.

Su ürünleri alanındaki kelime anlamı:

Karmakta bedene verilen ad.

Diğer sözlük anlamları:

Bana

Bilimsel terim anlamı:

Belirli insanlarda, hayvanlarda, bitkilerde ve doğa öğelerinde alışılmışın dışında birtakım belirtiler ve işlevlerle kendini gösteren gizemsel, dinsel ve büyüsel güç.

İngilizce'de Mana ne demek? Mana ingilizcesi nedir?:

line at karmak

Mana hakkında bilgiler

Huna, 18.yy. sonlarından itibaren Hıristiyanlaştırılan Hawaii’nin unutturulmuş eski ezoterik tradisyonuna verilen addır.

Hawaii yerlilerine göre, Huna, kendilerine, vaktiyle Büyük Okyanus’da yer alan, bir yıldız sisteminden gelenlerin yerleştiği ve üzerinde ileri bir uygarlığın mevcut olduğu bir kıtanın halkından (“gizli gücün halkı”) miras kalmıştır.

Huna’ya göre, insan bedeninden dalgalar halinde yayılan, mucize ve şifa denilen olaylarda rol oynayan bir güç mevcuttur ki, insan, solunum ve zihin egzersizleriyle bu gücü kullanma becerisini kazanabilir. Çeşitli tradisyonlarda prana,qi, manitu vs. çeşitli adlarla belirtilmiş olan evrensel yaşam gücü kavramının Huna’daki karşılığı olan bu güce “mana” adı verilir.

 

Mana ile ilgili Cümleler

  • Onlar onun bir manastıra gireceğini söyledi.
  • Bayanlar ve baylar, Sretensky Manastırı Korosu tarafından icra edilen Rusya Federasyonu ulusal marşı için lütfen ayağa kalkın.
  • Keşişler manastırlarda tenis oynarlardı.
  • Okulun müspet manada adının duyulmasında, onların da büyük katkıları var.
  • Oxford İngilizce sözlüğüne göre 'set' kelimesinin 430 farklı anlamı ya da manası var.
  • Managua'da çok az Amerikan yerlisi vardır.
  • İngilizce'de "-est" eki tek heceli sözcüklere gelip "en" manası verir istisnalar dışında.
  • Manav müşterilerine karşı çok nazik.
  • İngilizce'de "-est" eki tek heceli kelimelere gelip "en" manası verir istisnalar dışında.

Mana anlamı, kısaca tanımı:

Mana çıkarmak : Yersiz bir yargıya varmak, yanlış değerlendirmek. bir söze, söyleyenin aklından geçmeyen bir anlam vermek. anlam çıkarmak.

Mana çıkmak : Anlamına gelmek, anlamını taşımak.

Mana vermek : Kendince bir yargıya varmak, yorumlamak.

Manasına gelmek : Anlamına gelmek.

Manaya gelmek : Anlam bildirmek.

Tam manasıyla : Tam anlamıyla.

Manaca : Anlamca.

Manalandırma : Manalandırmak işi.

Manalandırmak : Anlam vermek.

Manalı : Anlamlı. Anlamlı bir biçimde.

Manas : Kın kanatlılardan, ergin evrede yaprakları, kurtçuk evresinde kökleri kemirerek tarım bitkilerine ve orman ağaçlarına büyük zarar veren bir böcek (Polyhylla fullo).

Manasız : Yersiz, boş, yararsız. Anlamsız.

 

Manasızlık : Manasız olma durumu, anlamsızlık.

Manastır : Bazı kesin kurallara bağlı rahip veya rahibelerin dünya ile ilgilerini keserek yaşadıkları yapı, keşişhane.

Manat : Azerbaycan ve Türkmenistan para birimi.

Manav : Meyve ve sebze satan kimse. Meyve ve sebze satan yer. Yerli halk. Balkanlardan göç etmiş, genellikle Marmara bölgesinde yaşayan bir topluluk.

Manavgat : Antalya iline bağlı ilçelerden biri.

Manavlık : Manavın işi veya mesleği.

İtibar : Borç ödemede güvenilir olma durumu, kredi. Saygınlık.

Ezoterik : İçrek.

Tradisyon : Gelenek.

Yerli : Amerika, Avustralya ve Afrika'nın uygarlıktan uzak, ilkel biçimde yaşayan kimi halklarına verilen ad. Yurt içinde yapılmış olan veya bir yurdun kendine özgü niteliklerini taşıyan. Belli bir bölgede yetişen, otokton. Taşınamayan, başka yere götürülemeyen. Oturduğu bölgede doğup büyüyen, ataları da orada yaşamış olan. Bir yerin ilk sakini olan, otokton.

Büyük : Üstün niteliği olan. Büyük abdest. Makam, rütbe, derece bakımından daha üst olan kimse. Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş. Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı. Niceliği çok olan. Önemli. Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram).

Okyanus : Kıtaları birbirinden ayıran deniz, ana deniz, umman.

Yıldız : Bir noktadan çevreye beş veya daha fazla çıkıntısı olan çok köşeli şekil. Çekirdeğinde oluşan füzyon sonucunda açığa çıkan enerjiyi uzaya ışınım biçiminde yayan, ışıklı gök cisimlerinden her biri. Bir toplulukta, bir meslekte, üstün başarı gösteren kimse. Kuzey 360°'lik yön, kuzey. Sinema, tiyatro veya müzikhol sanatçısı, star. Bu biçimde olan. Baht, şans, talih.

Anlam : Bir önermenin, bir tasarının, bir düşüncenin veya eserin anlatmak istediği şey. Bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana, meal, fehva, deme, mazmun, medlul, valör.

Mana şiniği : Çok yiyen, karnı büyük insan ya da hayvan.

Manaç : Dikdörtgen biçiminde, geniş ve yüksek araba sandığı.

Manaçı : Sığırların boynuna bağlanan ip.

Manaçi : Sığırların boynuna bağlanan ip.

Manadura : Domates.

Manak : Kalıplı, gösterişli fakat beceriksiz adam. Keçi yavrusu. Yeni uçmaya başlayan yavru güvercin. Yoğurt. Kaşık biçimine sokulmuş yufka ekmeği, banak. Naylon bidon.

Manakadı : Çoban köpeği.

Manalandırabilme : Manalandırabilmek işi.

Manalandırabilmek : Anlamlı duruma getirmek.

Manalıca : Manalı bir biçimde. İlgili cümle: "“Usulca becerdiği kışkırtmaları ustacadır, hilekâr gözlerini manalıca süzer konuşurken.”" K. Korcan.

Diğer dillerde Mana anlamı nedir?

İngilizce'de Mana ne demek? : n. magical ability, supernatural powers (Polynesian, appears also in the game "Dungeons and Dragons")

n. fountain, spring

v. run, flow, stream

Fransızca'da Mana : sens [le], acception [la], signification [la]

Almanca'da Mana : n. Bedeutung

Rusça'da Mana : n. смысл (M), значение (N), толк (M), семантика (F), мысль (F), сновидение (N)