Mandacılık nedir, Mandacılık ne demek

  • Mandacı yanlısı tutum

Mandacılık hakkında bilgiler

Manda (Fr: mandat, İng: mandate), I. Dünya Savaşı'ndan sonra bazı az gelişmiş ülkeleri, kendi kendilerini yönetecek bir düzeye eriştirip, bağımsızlığa kavuşturuncaya kadar Milletler Cemiyeti adına yönetmek için bazı büyük devletlere verilen yetkidir. Geleneksel sömürgeciliği tasfiye etmeye yönelik bir proje olarak düşünülmüş, ancak uygulamada geleneksel sömürgeciliğe benzer sonuçlar doğurmuştur.

Fransızca olan manda sözcüğünün kelime anlamı "yetki, görev" demektir.

Manda kavramı ilk kez 1919'da toplanan Paris Barış Konferansı'nda gündeme geldi ve 28 Haziran 1919'da imzalanan Milletler Cemiyeti Sözleşmesi'nin 22.ci maddesinde resmen tanımlandı.

Manda projesinin temelinde, I. Dünya Savaşı'nda yenilen Osmanlı Devleti ve Almanya'dan ayrılan ve Avrupa dışında kalan bölgelerin yönetimi sorunu yatıyordu. Dünya kamuoyunda sömürgeciliğe duyulan tepki nedeniyle, bu ülkelerin doğrudan doğruya galip devletler arasında paylaşılması uygun görülmedi. Ayrıca barış konferansında etkin olan ABD, sömürgeci sistemin genişletilmesine karşı idi.

Mandacılık kısaca anlamı, tanımı:

Mandacı : Bir ülkeyi manda temeline göre yönetmesi için Birleşmiş Milletler Cemiyeti tarafından görevlendirilen devlet, mandater. Osmanlı Devleti'nde tersanedeki gemilerin bakımı ile görevli kimse.

 

Manda : Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra bazı az gelişmiş ülkeleri, kendi kendilerini yönetecek düzeye eriştirip bağımsızlığa kavuşturuncaya kadar Birleşmiş Milletler Cemiyeti adına yönetmek için bazı büyük devletlere verilen vekillik. Geviş getirenlerden, derisinin rengi siyaha yakın, uzun seyrek kıllı bir hayvan, su sığırı, camız, kömüş (Buffelus).

Yanlı : Yandaş.

Tutum : Tutulan yol, tavır. Para veya herhangi bir şeyi dikkatli kullanma, idare, idareli tüketme, iktisat, tasarruf, ekonomi.

Dünya : Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler, yeryüzü. Meslek veya iş birliği içinde bulunan kimseler, camia. Dış, çevre, ortam. Herkes. Duygu, düşünce ve hayal âlemi. İnançları bir olan ülke veya insanlar topluluğu. Güneş'e yakınlık bakımından üçüncü gezegen, acun.

Savaş : Bir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek amacıyla girişilen mücadele. Uğraşma, kavga, mücadele. Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek giriştikleri silahlı mücadele, harp, cenk, cidal.

Gelişmiş : Gelişme gösteren, ümranlı.

Ülke : Bir özelliği ön plana çıkarılarak düşünülen bölge. Bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların tümü, diyar, memleket. Devlet.

Düzey : Bir kursun basamaklarından her biri, kur. Bir nesnenin, bir kimsenin başka nesnelere veya kimselere göre olan değer ve yücelik derecesi, seviye. Bir yüzeyin veya bir noktanın yüksekliğindeki yatay sınır, seviye.