Mantık nedir, Mantık ne demek
Mantık; kökeni arapça dilinden gelmektedir.
- Doğru düşünme sanatı ve bilimi.
- Düşüncenin ve düşüncenin varlık biçimlerinin, ögelerinin, türlerinin, olanaklarının, yasalarının ve düşünce bağlamlarının bilimi, lojik
- Doğru düşünmenin yolu ve yöntemi.
"Mantık" ile ilgili cümleler
- "Akılla, mantıkla açıklanmayacak durumlar vardır dünyada." - N. Cumalı
- "Ali Rıza bey gerçi bir vakit bu mantığa kulak vermiyor göründü." - R. N. Güntekin
Eğitim alanındaki sözlük anlamı:
Çıkarım ve kanıt gösterme bilimi.
Gereklik, erek ya da yargı ile iş, araç ya da kanıt arasında var olan tutarlık.
Gerçeği aramaya yönelen zihin işlemlerinden hangilerinin doğru, hangilerinin yanlış yola çıktığını açıklayan ilkeleri yöntemli olarak inceleyen bilim.
Olguların ve düşüncelerin düzenli biçimde sıralanması. 5- Öğrencilere doğru düşünme ilkelerini ve yollarını öğreten derse verilen ad.
Felsefi anlamı:
İki değerli mantık: Aristoteles'e dayanan klasik mantık iki değerlidir; iki değer tanır. Bu değerler günlük dilde dendiği gibi doğru ve yanlış değil de, doğru ve doğru olmayandır. (Ör. A doğrudur -A doğru değildir; biri doğru ise öteki zorunlu olarak yanlıştır, ikisi dışında başka bir olanak yoktur.) 8- Çok değerli mantık: İki değerden daha çoğunu, çoğunlukla da üç değer tanır: doğru, yanlış, olanaksız (P. Février); doğru, yanlış ve belirsiz (Reichenbach).
yüzyıl): Düşünmeyi ruhbilimsel açıdan (bilinç içeriklerinden kalkarak) kavramaya çalışır.
Transsendental mantık (Kant ve Yeni Kantçılık): Düşünmenin salt biçimini inceleyen biçimsel mantıktan ayrı olarak bilginin mantıksal koşullarını göstermeye çalışır.
yüzyılın ikinci yarısında Boole, Schröder ve Frege ile; geliştirilmesi: Russell ve Whitehead, ayrıca Carnap ve H. Scholz ile. Mantığı matematiksel yöntemle kesin, güvenilir ve salt olarak temellendirmeye çalışır, dilin çok anlamlılığından kaçınmak için, doğal dil yerine tek anlamlı ve mantıksal hesaplara elverişli yapma bir imler-simgeler dili koyar.
Varlıkbilimsel (ontolojik) mantık: a. Genel olarak: Düşünme biçimlerini varlık biçimleriyle eşit kılar. b. Hegel'de doğa ve tinin temelinde bulunan öz-biçimleri ve öz-bağlamları öğretisi; ancak bu mantıksal dizge değişmez bir töz olarak değil, tersine logos'un -> eytişimsel bir biçimde ileriye doğru giden bir gelişmesi olarak kendini gösterir (eytişimsel mantık). S- Dil mantığı : a. İlkin Aristoteles'te, sonra Stoa'da, -> adcılıkta ve yeniden -> görüngübilimde değişik biçimlerde anlam çözümlemeleriyle ve giderek (ruhbilimciliğe karşı olarak) salt mantık biçiminde (Bolzano, Brentano, Meinong, Husserl), ayrıca modem deneycilerde ve analitik felsefede karşımıza çıkar (Carnap, Wittgenstein); b. Yorumlayıcı (Hermeneutik) mantık: mantıksal biçimleri ve bağlantıları kendi başına bir şey olarak değil de, konuşma ve düşünme biçimleri olarak ele alır ve bu biçimleri sözün (konuşmanın) canlı durumu içinde, deyişlerin somut yorumlanması yoluyla kavramaya çalışır (H. Lipps).
Geleneksel biçimsel (formel) mantık: Düşünmenin içerik bakımından doğruluğunu değil, biçimsel doğruluğunu göz önünde bulundurur; düşünce biçimlerinin bir çözümlenmesidir (Aristoteles, "logike" sözcüğünü bu anlamda kullanmaz, mantık karşılığı "analitik" der); verilmiş önermelerden başka önermelerin çıkarılmasının kurallarını saptar. Öğeler öğretisi ve yöntem öğretisi olarak ikiye ayrılır; öğeler öğretisi: kavramlar, yargılar, çıkarımlar ve mantığın temel ilkelerini; yöntem öğretisi: kanıtlama yollarını, yöntemleri ve bilimlerin genel kuruluş ilkelerini araştırır; bilimlerin ilerlemesi ve gelişmesiyle kapsamı ve önemi artmıştır, giderek mantığın yanında ortaya çıkan bir bilim öğretisi olarak oluşmuştur; bu yeni bilim öğretisi Bacon ve Descartes'tan bu yana, yeni bir şey öğretmeyen tasımın karşısına konmuştur.
Matematiksel mantık (simgesel mantık, lojistik, modern mantık): Kavramları sözcüklerle değil, imlerle göstererek işlem yapan mantık. İlkin Leibniz'de karşımıza çıkar (logica mathematica), dizgesel temellendirilişi: 1
Ruhbilimsel mantık (1
(Yun. logike (tekhne)) I. a. Doğru düşünme sanatı ve bilimi, b. Doğru düşünmenin yolu ve yöntemi, c. Mantıksal düşünme yeteneği. II. En geniş anlamıyle: Düçüncenin ve düşüncenin varlık biçimlerinin, öğelerinin, biçimlerinin, türlerinin, olanaklarının, yasalarının ve düşünce bağlamlarının bilimi. Mantığın temel biçimleri:
Sosyoloji'deki anlamı:
Doğru düşünme yasa ve biçimlerini inceleyen bilim.
Bilimsel terim anlamı:
Önermelerin tutarlılığı ile çıkarımların geçerliliğini belirleyen kuralları konu edinen bilim. || Bu kurallar mantıksal değişmezlerin içeriğine (olağan yorumuna), mantıksal olmayan değişmezlerin ise yalnızca biçimine (dizimsel türlerine) dayanır. Krş.. önermesel mantık, yüksek basamak mantığı, birinci basamak mantığı, temel mantık, eklemler mantığı, yüklemler mantığı, niceleme mantığı, betim mantığı, bileştiriciler mantığı, felsefe mantığı, yöneticiler mantığı, bilgisel mantık, sanısal mantık, ödev mantığı, süreler mantığı, kipler mantığı, yeğlemeler mantığı, eylemsel mantık, kararlar mantığı, önermesel olmayan mantık, sorular mantığı, buyruklar mantığı, çok değerli mantık, sezgici mantık, sözeden mantık, biçimsel mantık, geleneksel mantık, çağdaş mantık, matematiksel mantık, simgesel mantık, tümdengelimli mantık, tümevarımlı mantık, mantık dizgesi, mantıksal dizge, mantık kuralı, mantıksal im, mantıksal değişmez, mantıksal çıkarım kuralı, mantıksal deyim, mantıksal ilksav, mantıksal sonuç, mantıkça doğru önerme, mantıkça kapalı önermeler kümesi, mantıksal çatışkı.
Dilsel deyişlerin ya da önermelerin tutarlılığı, çıkarımların geçerliğine ilişkin ilke ve kuralları inceleyen bilgi dalı.
İngilizce'de Mantık ne demek? Mantık ingilizcesi nedir?:
logic
Mantık tanımı, anlamı:
Mantık dışı : Mantıkla hiçbir ilgisi olmayan, mantığa uymayan. Mantıkla çözümlenemeyen.
Mantık öncesi : Mantıksal düşüncesinin henüz oluşmadığı dönem.
Modern mantık : Kavramları kelimelerle değil göstergelerle göstererek işlem yapan, matematiğe dayalı mantık, lojistik.
Simgesel mantık : Simgesel kalıplara verdiği önemli yerden dolayı çağdaş mantığa verilen ad.
Mantı : Bu hamur parçalarıyla hazırlanan yemek. İçine kıyma konularak küçük bohçalar biçiminde dürülen hamur parçaları.
Mantıkça : Mantık bakımından, mantığa göre, mantıken.
Mantıkçı : Kesin ve sağlam bir yönteme göre akıl yürüten kimse. Mantık derslerini veren öğretmen. Mantık bilimiyle uğraşan kimse.
Mantıkçılık : Mantık biliminin her şeyin üstünde olduğunu benimseyen felsefe. Bütün bilimleri matematik biçime indirgeyen ve matematiği mantığın bir uygulaması durumuna getiren öğreti.
Mantıken : Mantıkça.
Mantıklı : Mantığa uygun davranan. Mantığa uygun, akla uygun, mantıksal, mantıki, lojik.
Mantıksal : Mantıklı.
Mantıksız : Mantığa, akla aykırı olan. Mantığa uygun davranmayan.
Mantıksızlık : Mantıksız davranma durumu.
Düşünme : Karşılaştırmalar yapma, ayırma, birleştirme, bağlantıları ve biçimleri kavrama yetisi. Düşünmek işi, tefekkür. Duyum ve izlenimlerden, tasarımlardan ayrı olarak aklın bağımsız ve kendine özgü durumu.
Sanat : Zanaat. Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık. Belli bir uygarlığın veya topluluğun anlayış ve zevk ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatım. Bir meslekte uyulması gereken kuralların tümü. Bir şey yapmada gösterilen ustalık.
Bilim : Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir amaca yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci. Evrenin veya olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneye dayanan yöntemler ve gerçeklikten yararlanarak sonuç çıkarmaya çalışan düzenli bilgi, ilim. Genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi.
Yöntem : Bilimde belli bir sonuca erişmek için bir plana göre izlenen yol, metot. Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, usul, sistem, prosedür, politika.
Düşünce : Niyet, tasarı. Uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik, mütalaa, fikir, ide, idea. İlke, yönetici sav. Dış dünyanın insan zihnine yansıması. Tasa, kaygı, sıkıntı.
Varlık : Önemli, yararlı, değerli şey. Var olan her şey. Para, mal, mülk, zenginlik, variyet. Canlı varlıkların sayısal yoğunluğu veya dağılımı, popülasyon. Kalıcı olan, gelip geçici olmayan şey. Var olma durumu, mevcudiyet. Ömür, hayat.
Biçim : Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Tarz. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Biçme işi. Herhangi bir şeyin benzeri.
Doğru : Karşı yönünce. Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun. Yakın, yakınlarında. Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca. Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu. İki nokta arasındaki en kısa çizgi. Gerçek, hakikat. Gerçek, yalan olmayan. Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı. Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde.
Ve : İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz. Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu.
Mantık cebiri : Matematiksel mantığın sözlü önermeler üzerinde mantıksal işlemlerinin cebiri.
Mantık dizgesi : Geçerli mantıksal dizgelerin ortak yapısını belirleyen mantıksal değişmezler, düzgün deyim dizimsel türleri, bir de çıkarım kurallarından oluşan dizge. Krş.. mantıksal dizge.
Mantık ilkeleri : Geleneksel mantıkta dile getirilen ve tüm mantıksal çıkarımlarda örtük olarak kullanıldığı varsayılan üç ana önsayıt: Özdeşlik İlkesi, Çelişmezlik ilkesi, Üçüncü durumun olmazlığı ilkesi.
Mantık kuralı : İçerme kuralı ya da eşdeğerlik kuralı.
Mantık veya anlık vurgusu : İfade edilen şeyin düşünce tarafını belirten cümle vurgusu.
Mantık yanlışı : Amaç izlence yürütülürken, izlencenin kısır döngüye girmesine, dizgece saptanan bir olumsuzluk nedeniyle düşürülmesine ya da izlenceden beklenen doğru sonucu üretmede bir aksaklıkla sonuçlanmasına yol açan herhangi bir izlenceleme yanlışı. Mantık yanlışı içeren bir izlence, derlenebildiğine göre kullanılan dilin sözdizim kurallarına uygun deyimlerden oluşmaktadır. Ancak, bu deyimler beklenen işi gereğince tanımlamamaktadır.
Mantık yasası : Boş içerenli içerme kuralı ya da başka bir deyişle geçerliliği kanıtlanmış olan önerme kalıbı. Mantık ilkesi.
Mantıka : İri dikiş, teyel. Davarların kulağını keserek yapılan nişan. Minarelerin tepesindek kurşunları birbirine bağlamak için kullanılan bir araç. Jandarma karakolu.
Mantıkça çoğul : Topluluk ismi olmadığı halde cinsinin topunu birden anlatmak üzere kullanılan tekil kelime. ''Çocuğun biri", " işsizlik insanı üzer" örneklerinde çocuk ve insan mantıkça çoğuldur.
Mantık ile ilgili Cümleler
- O gerçekten mantıklı geldi.
- Mantıklı bile değil.
- Bunun mantıklı olmadığını biliyorum.
- Mantıklı bir kişi seninle öyle konuşmazdı.
- Mantık açıkça senin güçlü noktandır.
- Ali mantıklı olan sadece bir seçeneğin olduğunu biliyor.
- Mantıklı bir adam böyle bir şeyi herkesin içinde söylemez.
- Onu o öneriyi reddetmesi onun için mantıklı olurdu.
- Mantık, yanlış sonuca inançla ulaşmanın sistematik bir metodudur.
- Aslında bunu daha sonra yapmak çok daha mantıklıydı.
- Bunun size mantıklı gelip gelmediğine bakın.
- O benim için mantıklı görünüyor.
- Mantıklı bir adam tarafından söylenilen bir yalan bir yalan kalır.
- Mantıklı.
Diğer dillerde Mantık anlamı nedir?
İngilizce'de Mantık ne demek? : adj. dialectic, reasoning
n. logic, reason, rationale, rationality
Fransızca'da Mantık : logique [la], sens commun
Almanca'da Mantık : n. Logik
Rusça'da Mantık : n. логика (F)
adj. логический
Bu kısımda Mantık nedir? Mantık ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Mantık tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Mantık hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.