Market economy türkçesi Market economy nedir

  • Piyasa ekonomisi.
  • Pazar ekonomisi.
  • Mal ve hizmetlerin iktisadi karar birimleri arasında herhangi bir engelle karşılaşmaksızın değişiminin yapıldığı piyasa. neyin, ne kadar, nasıl ve kimler için üretileceğine tamamen fayda ve kar ençoklaştırması amaçlayan davranışlar doğrultusunda oluştuğu iktisadi sistem. krş. güdümlü ekonomi, serbest piyasa ekonomisi, karma ekonomi.
  • İktisat alanında kullanılır.

Market economy ingilizcede ne demek, Market economy nerede nasıl kullanılır?

Market : İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Pazar. İstek. Çarşıda alışveriş etmek. Satak. Çarşı. Talep. Piyasaya sürmek. Alışveriş yapmak. Piyasa.

Economy : Ekonomik. Tasarruf. Örgüt. Para biriktirme, varlık sağlama. İdare. İktisat. Ekonomi. Kişilerdeki gereksemeleri karşılamak amacıyla yapılan davranış ve uygulamaları düzenleyen ve yöneten yasaları inceleyen bilim dalı. Ucuz. Tutumluluk.

Free market economy : Serbest piyasa ekonomisi. Piyasa ekonomisi. Serbest piyasa-pazar ekonomisi. Serbest pazar ekonomisi. Mal ve hizmetlerin iktisadi karar birimleri arasında herhangi bir engelle karşılaşmaksızın değişiminin yapıldığı piyasa. neyin, ne kadar, nasıl ve kimler için üretileceğine tamamen fayda ve kar ençoklaştırması amaçlayan davranışlar doğrultusunda oluştuğu iktisadi sistem. krş. güdümlü ekonomi, serbest piyasa ekonomisi, karma ekonomi.

 

Market access : Pazara erişim. İhracatçılara pazar bulunması. Pazara girme.

Market analysis : Piyasa tahlili. Piyasa araştırması. Pazar tahlili. Piyasa çözümlemesi. Pazar çözümlemesi. Pazar analizi. Bir malın ne zaman, nerede, kimlere ve ne miktarda satılabileceğini belirlemek ve malın kalite veya fiyatında ortaya çıkabilecek değişmelere karşı alıcıların olası tepkilerini saptamak amacıyla yapılan her türlü inceleme ve araştırma. Piyasa analizi.

Market analyst : Piyasa analisti. Piyasa analizi yapan uzmanı. Piyasa analizi. Piyasa analizcisi. Piyasa analizi uzmanı.

İngilizce Market economy Türkçe anlamı, Market economy eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Market economy ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Free market economy : Serbest pazar ekonomisi. Serbest piyasa ekonomisi. Serbest piyasa-pazar ekonomisi.

Ability rent : Yetenek rantı. Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı.

A change in individual demand : Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. Bireysel istem kayması.

A shift in demand : İstem kayması. Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

 

Ability to pay approach : Güç yaklaşımı. Bireylerin, devlet harcamalarının finansmanına, elde ettikleri gelir düzeyiyle orantılı olarak vergilendirilmeleri yoluyla katılmalarını ifade eden ve adam smith tarafından geliştirilen vergileme yaklaşımı. krş. yararlanma yaklaşımı.

Abolition of forced labour convention : Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi. Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi.

A type mutual funds : A tipi yatırım fonu. A tipi yatırım fonu ortaklığı. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu.

Abnormal budget : Olağanüstü bütçe. Olağan bütçeden ayrı bir belge olarak hazırlanan ve kabul edilen, her yıl tekrarlanmayan ve olağanüstü nitelik taşıyan harcama ve gelirleri gösteren özel bir bütçe.

Ability to pay principle : Ödeme gücü ilkesi. Vergilemenin bireylerin ödeme gücüne uygun bir biçimde yapılması gerektiğini ifade eden bir vergileme ilkesi. kaynağı bol olanların kamu projelerine daha fazla katkı vermesi gerektiği ilkesi.

Abnormal budget receipts : Olağanüstü bütçe geliri. Olağanüstü bütçe harcamalarını karşılamak için, söz konusu dönemde ek harç, vergi ve borçlanma gibi yollarla elde edilen gelir.

Market economy synonyms : a group shares, a shift in individual demand, a change in demand, a change in supply, a shift in supply, a pass through certificate, abnormal budget expenditures, exchange economy.