Material türkçesi Material nedir

  • Özdek.
  • Kimya alanında kullanılır.
  • Materyal.
  • Bedensel.
  • Zaruri.
  • Malzeme.
  • Gereç.
  • Maddi.
  • Kumaş.
  • Madde.
  • Bez.
  • Maddeci.
  • Gerekli.
  • Bir iş yapmak için kullanılması gereken aygıt ya da özdek.
  • Özdeksel.
  • Maddesel.

Material ile ilgili cümleler

English: From what material is the jacket made?
Turkish: Ceket hangi malzemeden yapılmış?

English: After First Contact, the material and spiritual development of humanity flourished.
Turkish: İlk temastan sonra, insanlığın maddesel ve ruhsal gelişimi ilerledi.

English: Every second, the Sun converts 4 million tons of its material into heat and light through the process of nuclear fusion.
Turkish: Her saniye, Güneş malzemesinin 4 milyon tonunu nükleer füzyon sürecinde ısıya ve ışığa dönüştürür.

English: Everyone has the right to the protection of the moral and material interests resulting from any scientific, literary or artistic production of which he is the author.
Turkish: Herkesin yarattığı, her türlü bilim, edebiyat veya sanat eserlerinden mütevellit manevi ve maddi menfaatlerin korunmasına hakkı vardır.

English: From what material is the frame of your glasses?
Turkish: Senin gözlüğünün çerçevesi hangi malzemeden?

Material ingilizcede ne demek, Material nerede nasıl kullanılır?

Material balance : Kütle denkliği. Kütlenin korunumu yasasına dayanarak bir açık dizgeye giren çıkan özdeklerin nicelikleri arasında kurulan denklik. (buna göre, bir dizge içinde kütle birikimi oluşmuyorsa giren özdeklerin toplam kütlesi çıkanların toplam kütlesine eşittir.). Maddi denge.

 

Material culture : Tinsel kültürün dışa vurulmasında, biçimlenmesinde ve toplum içinde yer alarak işlevsel durum kazanmasında önemli yeri ve payı olan her türlü araç gereçler; konutlar, tapınaklar, kap kaçak, iş yerleri, taşıt araçları, silahlar, av araçları, giyim kuşam, süs eşyası, besin elde etmek için kullanılan araç ve gereçler; günlük yaşamda kullanılan her türlü ham maddenin tümü. Maddi kültür. Özdeksel kültür.

Material defect : Malzeme hatası. Maddi kusur.

Material evidence : Kesin kanıt. Maddi delil. Maddi kanıt. Kati delil. Nihai karara etki eden kanıt. Mahkemenin vereceği nihai karara etki eden delil. Kesin delil.

Material fact : Maddi vakıa. Esaslı husus. Maddi gerçek. Maddi olgu. Maddi fiil.

Material folklore : Halkbilimin temelini oluşturan iki ana kültürden biri olan tinsel kültürün dışında kalan özdeksel nitelikteki kültürlerin tümünü konu alan halkbilim türü. bk. kültür, halk kültürü, halk sanatı, halk yapıntısı. Özdeksel halkbilim.

Material safety data sheet : Malzeme güvenliği bilgi broşürü. Malzeme güvenlik veri sayfası. Tehlikeli olabileceği değerlendirilen ürünlerin sağlık güvenlik ve yangın risklerinin tanımlanması ve açıklanması için üretici yada distribütör tarafından sağlanan bilgilendirme levhası. Malzeme güvenlik bilgi formu. Malzeme güvenliği veri sayfası. Malzeme emniyet veri föyü. Msds.

 

Material needs : Maddi gereksinim. Malzeme gereksinimi.

Material risk : Maddi risk.

Material product system : Sosyalist ülkelerde 1993 yıllına kadar kullanılan ve milli gelir hesaplamalarında yalnızca maddi malların dikkate alındığı sistem. Maddi mallar üretim sistemi.

İngilizce Material Türkçe anlamı, Material eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Material ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Adhesive : Yapışkan. Sıvışık. Sadık. Filmin yapıştırılmasında kullanılan sıvı yapıştırıcı. Yapışıcı. Değişik bir özdeğe, fiziksel kuvvetlerle tutunup kalabilen ya da bu özelliği ile iki ayrı özdeği birbirine tutturabilen özdek. Adhezif. Değişik bir özdeğe, fiziksel kuvvetlerle tutunup kalabilme özelliğinde olan. Yapıştırıcı. Özdekleri, gereçleri birbirine kimyasal ya da fiziksel olarak bağlayan ya da yapıştıran herhangi bir özdek.

Aliphatic compounds : Alifatik bileşikler. Düz ya da dallanmış karbon iskeletinden türemiş olan hidrokarbonlar sınıfı. örn.

Mediums : Orta düzey. Araç. Çevre. Çare. Aracı. Orta. Ortam. Medyum.

Appliance : Teçhizat. Alet. Cihaz. Aygıt. Araç.

Fill : Karşılamak. Doldurmak. Kabarmak. Dolmak. Kapamak. Doymak. Dolduracak miktar. Doyumluk. Yapmak.

Active passive metal : Özgürce yenime uğrarken potansiyeli, edilginleşme potansiyelinin üzerine yükseltildiği zaman, etkin durumdan edilgin duruma geçen metal ya da alaşım. Etkin-edilgin metal.

Info : Haber. Bilgi için. Bilgi.

Elastomer : Doğal ve sentetik elastik bir madde (kimya). Elastomer. Esnek madde.

Lubricant : Yağlama maddesi. Devingen aygıtlarda sürtünmeyi azaltmak ve oluşan sürtünme ısısını uzaklaştırmak için kullanılan katı ya da sıvı özdek. Müdahale yapacak el, alet veya doğuma yardım sırasında, iki yüzey arasındaki sürtünmeyi azaltmak amacıyla kullanılan kayganlık sağlayıcı bitkisel yağ, vazelin, metil selüloz, karboksimetil selüloz gibi maddeler, lubrikant. Lubrikant. Yağlama yağı. Kayganlaştırıcı madde. Kimya, madencilik, veterinerlik alanlarında kullanılır. Gres. Yağlayıcı.

Raw material : Ham özdek. Üretim sürecinde kullanılan işlenmemiş her türlü madde. Gıda maddelerinin üretiminde kullanılan hasat, kesim, sağım, avlama, toplama sonucu elde edilen ürün. karma yemlerde kullanılan yem maddeleri. ambalaj malzemesi hariç farmosötik bir müstahzarın üretiminde kullanılan işlenmemiş veya kısmen işlem görmüş ilaç etken maddesi veya yardımcı maddelerini içeren ürün. İşleyimin her türlü yapım için gerekseme duyduğu işlenmemiş ya da yarı işlenmiş tarımsal, madensel ve hayvansal ürünler. Hammadde. Ham madde. İlk madde. İçerdiği yararlı özdeklerin üretimine elverişli, işlenmemiş ya da yarı işlenmiş özdek. Vatka. İşlenmemiş gereç.

Material synonyms : hazmat, adhesive material, adhesive agent, floc, colouring material, detergent builder, plant substance, abrasive material, sorbent material, vernix caseosa, particulate matter, plant material, body, particulate, equipment, packing, required, instrument, activated coal, fibre, ought, dustcloth, supplies, aldehydes, trammel, radioactive material, items, materialistic, worldly, impregnation, nonconductor, fleshly, integral.

Material zıt anlamlı kelimeler, Material kelime anlamı

Insulator : Yalıtaç. Kalorifer. Fincan. Bir cismi yalıtkan yapan veya yalıtan herhangi bir madde. İzolatör. Yalıtkan. Yalıtkan madde. Yalıtım işçisi. Elektrik akımını, ısıyı iletmeyen ya da çok az ileten özdek.

Conductor : Bir filmin müziklendirilmesinde ya da bir televizyon dinletisinde orkestrayı yöneten kimse. İdareci. Orkestra yönetmeni. Yol gösteren. Lider. İletken. İleten, nakleden, bağlayan. Orkestrayı yöneten, bir müzik yapıtını yönettiği orkestra ile yorumlayan ve uygulayan sanatçı. Konduktor. Elektrik akmının ve ısıl erkenin akabileceği düşük dirençli uçun, sıvı ya da katı özdek.

Material antonyms : natural object.

Material ingilizce tanımı, definition of Material

Material kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : As, material substance or bodies. To form from matter. To materialize. Physical. Not spiritual. Consisting of matter. Corporeal. The substance or matter of which anything is made or may be made.