Mature türkçesi Mature nedir

  • Erginleşmek.
  • Dinlendirmek (şarap).
  • Olgun.
  • Kemale erdirmek.
  • Büyüme ve gelişimini tamamlayarak ergin evreye ulaşmış, matür.
  • Tekemmül etmek.
  • Olgunlaşmak.
  • Kemale ermiş.
  • Tamam.
  • Büyüme ve gelişmesini tamamlayarak ergin evreye ulaşmış. matür.
  • Vadesi gelmiş.
  • Olgunlaştırmak.
  • Tekamül etmek.
  • Biyoloji alanında kullanılır.
  • Eşeysel olgunluğa erişmiş canlı.
  • Ergin.
  • Matür.
  • Pişmek.
  • Erişmek.

Mature ile ilgili cümleler

English: Ali seemed older and more mature than the other boys.
Turkish: Ali diğer erkek çocuklardan daha yaşlı ve daha olgun görünüyordu.

English: Girls mature faster than boys.
Turkish: Kızlar erkeklerden daha hızlı olgunlaşırlar.

English: Ali is very mature for his age.
Turkish: Ali yaşına göre çok olgun.

English: After mature reflection, I've decided to accept their offer.
Turkish: Olgun yansımadan sonra, onların teklifini kabul etmeye karar verdim.

English: A child is not a mature person.
Turkish: Bir çocuk, olgun bir insan değildir.

Mature ingilizcede ne demek, Mature nerede nasıl kullanılır?

Mature economy : Olgun ekonomi. Nüfus artış hızının düştüğü ve milli gelirden sermaye birikimine ayrılan pay azalırken tüketimin payının arttığı sanayileşmenin ileri aşamasında bulunan ekonomi.

Mature egg : Olgun yumurta. Yumurta sarısı oluşumunu tamamlamış, yağ damlacıkları çekirdeğe yakın bir noktada tek kütle durumuna gelmiş ve döllenebilir özellikteki yumurta.

Mature fish : Olgun balık. Ergin balık. Eşeysel olgunluğa erişmiş, yumurta veya sperma vermeye hazır olan dişi ve erkek balıklar, olgun balık.

Mature soil : Olgun toprak.

Mature stage : Yer biçimlerinin aşınmalar sırasındaki gelişme döneminde, gençlik evresinden sonra gelen evre. Olgunluk evresi.

Emotionally mature : Duygusal yetişkinliğe ulaşmış. Duygusal dengesi yerinde. Duygusal olarak olgunlaşmış.

Matureness : Erişkinlik. Vade. Ödenme tarihi. Kemal. Erginlik. Olgunluk.

Matured : Olgunlaşmış. Olgun. Olmak. Olgunluğa erişmiş. Mütekamil. Olgunlaştırmak. Vadesi gelmek. Vadesi gelmiş. Olgunlaşmak.

Mature woman : Olgun kadın.

Matured date : Vade tarihi.

İngilizce Mature Türkçe anlamı, Mature eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Mature ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

All right : İdare eder. Olur tamam. Eh işte. Kuşkusuz ki. Olur. Fena değil. Sağlam. İyi. Peki.

Resettling : Tekrar yerleşmek. Yeni düzenlemeler yapmak. Sakinleşmek. Yeniden yerleştirmek. Yerleştirmek. Yatışmak.

Find : Arayıp bulmak. Bakmak. Ulaşmak. Anlamak. Keşif. Sağlamak. Buluş. Bulgu. Keşfetmek. Eline geçmek.

Adult : Erin. Büyümüş. Bedensel, ruhsal ve duygusal bakımdan olgunluğa erişmiş olan kimse. yasaların belirttiği belli bir yaşı aşmış olup toplumsal sorumluluklarını bilme durumunda olan genç insan. Normal olarak seyahat hizmetlerine tam ücret ödemesi gereken kişi. Yetişkin. Biyoloji, eğitim, veterinerlik alanlarında kullanılır. Organizmaların eşeysel olgunluğa erişmiş olması; eşey organlarında eşey hücrelerinin olgunlaşarak çalışmaya başlaması. Erişkin. Oluşmuş, gelişimini tamamlamış. bir böceğin olgun, seksüel olarak etkin, genellikle kanatlı son gelişim evresi. Er kişi.

Find oneself : Potansiyelini ortaya çıkarmak veya rüyalarını gerçekleştirmek. Kendini anlamak. Kendine gelmek. Kendini bulmak. Kendi yeteneklerinin farkına varmak. Kendini keşfetmek.

Abiotic environment : Cansız çevre. Abiyotik çevre. Abiyotik ortam. Organizmanın topografi, jeoloji, iklim ve inorganik besin maddeleri gibi biyolojik olmayan faktörlerden oluşan çevresi. Organizmanın topografi, jeoloji, iklim, inorganik besin maddeleri gibi biyolojik olmayan faktörlerden oluşan çevresi.

Grown : Olmuş. Büyümüş. Yetişkin. Yetişmiş.

Boil : Kaynama. Fokurdatmak. Kısaltmak. Fokurdamak. Pişirmek. Kaynamak. Köpürmek. Çıban. Kaynatmak.

Agreed : Kabul edilmiş. Anlaşmaya varılmış. Mutabık kalınmış. Anlaşması sağlanmış. Hemfikir. Olur. Hay hay. Aynı fikirde olan. Kararlaştırılmış.

Full grown : Büyümüş. İyi gelişmiş. Yetişkin. Tam gelişmiş. Tamamıyla büyümüş. Tam gelişmiş veya büyümüş.

Mature synonyms : a protein, be roasted, a chromosome, maturer, achieves, complete, achieving, make ripe, a cells, be baked, senesce, exactly, extend, matures, maturated, diametric, develop, carry, ripens, of age, k, mellows, brought up, cook, maturest, ripest, abo blood groups system, attains, fledged, abacus bodies, ripen, abiotic factor, mellow.

Mature zıt anlamlı kelimeler, Mature kelime anlamı

Undeveloped : Gelişmemiş. Banyo edilmemiş. Tab edilmemiş. İşlenmemiş (toprak). Geri.

Immature : Çocukça. Gelişmemiş. Olmamış. Olgun olmayan. Toy. İmmatür. Olgunlaşmamış. Cinsel olgunluğa ulaşmamış. tam gelişmemiş. Seksüel olgunluğa ulaşmamış.

Mature ingilizce tanımı, definition of Mature

Mature kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To complete. Fitted by growth and development for any function, action, or state, appropriate to its kind. As, wine matures by age. Brought by natural process to completeness of growth and development. To promote ripeness in. To advance toward maturity. The judgment matures by age and experience. To become ripe. To bring or hasten to maturity. As, to mature one`s plans. Ripe. Full-grown. To ripen.