Mekanik nedir, Mekanik ne demek

Mekanik; bir fizik terimidir. kökeni fransızca dilinden gelmektedir.

  • Kuvvetlerin maddeler ve hareketler üzerine etkisini inceleyen fizik dalı
  • Denge ya da hareket kurallarıyla ilgili.
  • Makine ile yapılan.
  • Düşünmeden yapılan.

Eğitim alanındaki sözlük anlamı:

Bu bilime ilişkin.

Devim ve denge yasalarını, devindirici güçleri, makinelerin devim ve dirençlerim inceleyen bilim.

Gök bilimleri ve Uzay alanındaki anlamı:

Devim ve denge sorunlarını inceleyen bilim.

İngilizce'de Mekanik ne demek? Mekanik ingilizcesi nedir?:

mechanical, mechanics

Osmanlıca Mekanik ne demek? Mekanik Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

mihanik

Mekanik hakkında bilgiler

Mekanik, kuvvetlerin etkisi altındaki cisimlerin hareketli ve durağan hâllerini inceleyen bilim dalıdır.

Mekanik, fiziksel bilimler in en eskisidir. Kaldıraçları ve suyun kaldırma kuvvetini kapsayan tarihteki ilk yazılı mekanik prensipler Arşimet'e (MÖ 287-MÖ 212) aittir. Makara, eğik düzlem ve somun anahtarı ile ilgili çalışmalar da antik metinlere kaydedilmiştir. Bu dönemde mekanik bina inşaatı gereksinimlerini karşılamakla sınırlıydı. Arşimet'ten sonra gelen İbn-i Heysem, İbn-i Sina, İbn Bacce gibi müslüman bilim insanları ile Galileo, Kepler, Leonardo da Vinci, Varignon, d'Alembert, Stevinus, Newton, Lagrange gibi batılı bilim insanlarının çalışmaları sayesinde Mekanik bugünkü seviyesine gelmiştir.

 

İnsan yaşantısında dün olduğu gibi bugün de mekanik biliminin yeri büyüktür. Suyun akışından tutun da, insanın yaşamını kolaylaştırmak için tasarlanan uçağın uçuşuna, makinelerin çalışmasına kadar tabiattaki bütün hareketler mekanik prensiplerine göre gerçekleşir. Başta Makine olmak üzere mühendisliğin tüm uygulamalarında, mekanik bilimi ve prensipleri büyük öneme sahiptir ve bu sahalarda çalışanlar tarafından özümsenmesi gerekir.

Mekanik bilimi, ideal durumları inceleyen Rijit cisimler mekaniği ve gerçek durumları inceleyen Sürekli ortamlar mekaniği olmak üzere iki ana kısımda ele alınabilir.

Mekanik ile ilgili Cümleler

  • Mekanik bir sorunumuz var.
  • O sadece mekanik bir sorun.
  • Hiçbir mekanik sorun bulunmadı.
  • Ali bir mekanik deha.

Mekanik kısaca anlamı, tanımı:

Kuvvet : Şiddet, zor, cebir. Bir niceliğin kendisi ile çarpılarak yükseltildiği derecelerden her biri: 2x2x2=23 denkleminde, 3 sayısı 2'nin kuvvetini gösterir. Yetke, erk, nüfuz. Durgunluğu harekete veya hareketi durgun bir duruma çeviren etken, direnci kıran veya direnç doğuran özellik. Bir ülkenin silahlı gücü. Fiziksel güç, takat. Güç. Dayanıklı olma durumu.

Hareket : Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi. Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon. Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri. Devinim. Yola çıkma. Deprem. Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi. Vücudu oynatma, kıpırdatma veya kımıldanma. Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılmış olan ilerlemeler, akım. Davranış, tutum.

 

Etki : Bir kimse veya nesnenin başka bir kişi veya şey üzerindeki gücü, tesir. Bir kimse üzerinde bırakılan izlenim. Bir etken veya bir sebebin sonucu, yardım.

İnce : Tiz (ses), pes karşıtı. Aşırı özen gerektiren, kaba karşıtı. Ayrıntılı. Zayıf. İyiden iyiye, enikonu, ayrıntılı. Hafif, gücü az. Düşünce, duygu veya davranış bakımından insanın sevgi ve saygısını kazanan, zarif, kaba karşıtı. Taneleri ufak, iri karşıtı. Akışkanlığı çok olan, yoğun ve koyu olmayan (sıvılar). Kendi cinsinden olanlara göre dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı.

Makine : Bir alet veya taşıtın hareket etmesini sağlayan mekanizması. Araba, otomobil. Herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan düzenekler bütünü.

Mekanikçi : Mekanikçiliğe ilişkin veya mekanikçilikten yana olan görüş, kimse vb.

Mekanikçilik : Bütün fiziksel olayları, uzay ve uzayda yer değiştirmelerle açıklayan görüş, mekanizm, devimselcilik karşıtı. Canlı varlıkları, organik olayları, mekanik yasalara göre açıklayan öğreti, mekanizm.

Mekanikleştiricilik : Makine insan ikilemini model alan maddeci kuram.

Madde : Bir cismi oluşturan öge, öz. Duyularla algılanabilen nesne. Molekül. Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri. Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm. Boşlukta yer kaplayan, bir kütlesi olan her türlü varlık, özdek. Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım. Para, mal vb. ile ilgili şey.

Fizik : Kişinin dış görünüşü. Maddenin kimyasal yapısındaki değişiklikler dışında genel veya geçici yasalara bağlı, deneysel olarak araştırılabilen, ölçülebilen, matematiksel olarak tanımlanabilen madde ve enerji olgularıyla uğraşan bilim dalı. İnsanın doğal yapısı.

Denge : Birbirini ortadan kaldıran güçlerin sonucu olan durma hâli. Bir nesnenin veya bir insanın devrilmeden durma hâli, muvazene, balans. Zihinsel ve duygusal uyum, istikrar. Siyasi güçlerin, yetkilerin birbirini sınırlayacak biçimde dağıtılması. Ekonomik hayatın uyumlu düzeni.

Kural : Bir sanata, bir bilime, bir düşünce ve davranış sistemine temel olan, yön veren ilke, nizam. Davranışlarımıza yön veren, uyulması gereken ilke.

Düşünme : Düşünmek işi, tefekkür. Duyum ve izlenimlerden, tasarımlardan ayrı olarak aklın bağımsız ve kendine özgü durumu. Karşılaştırmalar yapma, ayırma, birleştirme, bağlantıları ve biçimleri kavrama yetisi.

Altın : Altından yapılmış sikke. Atom sayısı 79, atom ağırlığı 196,9 olan, 1064 °C'de eriyen, kolay işlenen, yüksek değerli, paslanmaz element, zer (simgesi Au). Üstün nitelikli, değerli. Bu elementten yapılmış.

Cisim : Gövde, beden, vücut. Doğada element, bileşik veya bunların karışımları hâlinde bulunan, kütlesi ve ağırlığı olan, duyularla algılanabilen şey.

Veya : Ayrı olmakla birlikte aynı değerde tutulan iki şeyi anlatan kelimelerden ikincisinin önüne getirilen söz, yahut. Olacağı sanılan, seçime bırakılan şeyler ikiden çok olduğunda kullanılan bir söz.

İlgili : İlgilenmiş olan, ilgisi bulunan, alakalı, alakadar, müteallik.

İle : Kelimenin sonuna geldiğinde birliktelik, beraberlik, araç, neden veya durum anlatan cümleler yapmaya yarayan bir söz. Cümle içinde aynı görevde bulunan iki ögeyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz. Bazı soyut adlara getirildiğinde "... olarak, ... bir biçimde" anlamında durum zarfları oluşturan bir söz.

Mekanik anıklık : Bir kimsenin makineleri kullanma ya da mekanik süreci kavrama konusundaki gizilgücü.

Mekanik bitirme : Sürtünme temeline dayanan bitirme işlemlerinin genel adı.

Mekanik bozunum : Mekanik yollarla gerçekleştirilen bozunum işlemi.

Mekanik bozunum süreci : Metalleri istenilen biçime sokmak için uygulanan ve mekanik bozunum temeline dayanan süreç.

Mekanik davranım : Metallerin, gerilim uygulanması karşısında gösterdikleri tepkinin tümü.

Mekanik denetimli : Mekanik yoldan denetlenen herhangi bir aygıt, ya da araç.

Mekanik dizinleme : [Bakınız: kendiliğinden dizinleme]

Mekanik ekstraksiyon : Yem maddesindeki yağın, ısı ve mekanik basınç yardımıyla çıkarılması.

Mekanik enerji : (fizik)

Mekanik hapsetme : Safsızlıkların büyüyen bir kristal içerisinde tutulması.

Diğer dillerde Mekanik anlamı nedir?

İngilizce'de Mekanik ne demek? : adj. mechanical, mechanic

n. mechanics

Fransızca'da Mekanik : machinal/e, mécanique

Almanca'da Mekanik : n. Mechanik

adj. maschinell, mechanisch

Rusça'da Mekanik : n. механика (F), механизм (M)

adj. механический, машинальный