Morse türkçesi Morse nedir

  • Louisiana eyaletinde yerleşim yeri.
  • Mors.
  • Wisconsin eyaletinde yerleşim yeri.
  • Biyoloji alanında kullanılır.
  • Memeliler (mammalia) sınıfının, etçiller (carnivora) takımının, morsgiller (odobenidae) familyasından, 4 m kadar uzunlukta, sırtı yeşilimsi, karnı soluk esmer renkli, derisi, dişi ve yağı için avlanan, kuzey atlantik okyanusu'nda yaşayan bir tür.

Morse ile ilgili cümleler

English: Ali felt remorse for what he had done.
Turkish: Ali yaptığından pişmanlık hissetti.

English: He has no remorse.
Turkish: Pişmanlık duymuyor.

English: He exhibited no remorse for his crime.
Turkish: Suçu için hiç pişmanlık göstermedi.

English: Signal lamps are used to transmit Morse code.
Turkish: Sinyal lambaları mors alfabesini iletmek için kullanılır.

English: Ali was remorseful.
Turkish: Ali pişmandı.

Morse ingilizcede ne demek, Morse nerede nasıl kullanılır?

Morse alphabet : Mors alfabesi.

Morse code : Mors. Mors alfabesi. Morse kodu.

Morsel : Parça. Ufak parça. Lokma. Zerre.

Morseling : Parça. Lokma. Ufak parça. Zerre.

Morsels : Lokma. Parça. Zerre. Ufak parça.

Pangs of remorse : Vicdan azabı.

Remorseless : Merhametsiz. Kalpsiz. Vicdanı sızlamayan. Allahtan korkmaz. Amansız. Aman vermez. Acımasız. Vicdansız.

Premorse : Birdenbire kesilmiş.

 

Remorse : Vicdan. Büyük pişmanlık. Vicdan azabı. Kahır. Pişmanlık. Nedamet.

Feel remorse : Utanç hisseden. Pişmanlık duymak. Vicdan azabı hisseden. Pişmanlık hisseden. Suçluluk hisseden.

İngilizce Morse Türkçe anlamı, Morse eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Morse ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abiotic environment : Organizmanın topografi, jeoloji, iklim ve inorganik besin maddeleri gibi biyolojik olmayan faktörlerden oluşan çevresi. Organizmanın topografi, jeoloji, iklim, inorganik besin maddeleri gibi biyolojik olmayan faktörlerden oluşan çevresi. Abiyotik ortam. Abiyotik çevre. Cansız çevre.

Dot : Dağıtmak. Beneklemek. Noktalamak. Nokta nokta kaplamak. Nokta koymak. Benek. Ondalık nokta. Çekidini koymak. Çekit. Puan.

A cell : A hücresi. Mayalarda eşeyli üreme sırasında alfa hücresiyle beraber zigotu oluşturan hücre.

Walrus : Deniz aygırı. Etçiller (carnivora) takımının, morsgiller (odobenidae) familyasından, 4 m kadar uzunlukta, üst köpek dişleri kıvrık, pasifik okyanusu'nda yaşayan bir tür. Öküzbalığı. Denizatı. Denizayısı. Pasifik morsu. Mors (zooloji terimi).

Code : Şifre. Yasa. Kanun haline getirmek. Bir sınıflandırma işlemi için kullanılan simge. Bilgisayar, bilişim, fizik, kimya, sosyoloji alanlarında kullanılır. Veriyi, bir düğüm ya da düğümlenmiş damga takımı kullanarak, özgün biçime yeniden çevirilme olanağı sağlayacak biçimde, çevirmek. bu terim, kimileyin veriyi tümüyle özgün biçime yeniden çevirme olanağı bulunmadığında da kullanılmaktadır. Şifreyle yazmak. Kot. Şifre ile yazmak. Kanun.

 

Dash : Darbe. Düş kırıklığina uğratmak. Savurmak. Tire. Atılmak. Cesaretini kırmak. Kısa çizgi. Parçalamak. Dolaştırmak. Atmak.

Aardvark : Karınca yiyen. Yer domuzu. Borudişli. Yerdomuzu. Damarlı dişliler (tubulidentata) takımının, yer domuzugiller (orycteropodidae) familyasından, 100 cm kadar uzunlukta, 30 cm kadar kuyruğu olan, afrika'da kazdığı inlerde yaşayan bir tür.

A cells : A hücresi. Alfa hücreleri. Pankreasın langerhans adacıklarında glukagon salgılayan, içlerinde özel boyalarla boyanan, fevkalade parlak, alkolde çözünmeyen, kırmızı renkli granüller bulunan, az sayıdaki hücre. a hücreleri. hipofiz bezinin ön lobunda (pars distalis) yer alan, içlerinde asidofil granüller taşıyan, boyayı emen, büyüme hormonunu salgılayan bez hücreleri. asidofil hücreler. 3.mayalarda eşeyli üreme sırasında a hücresiyle beraber zigotu oluşturan hücre.

Abiotic factor : Canlı varlıkların hayatlarını önemli derecede etkileyen iklim faktörleri, toprağın özellikleri, suyun kimyasal yapısı gibi faktörler. Canlı varlıkların hayatlarını önemli derecede etkileyen, iklim faktörleri, toprağın özellikleri ve suyun kimyasal yapısı gibi faktörler. Abiyotik faktör.

Abo blood groups system : Abo kan grupları sistemi. Dokuz numaralı insan kromozomunda bulunan ve kırmızı kan hücresinde belli antijenleri gösteren bir alel sistemi.

Morse synonyms : samuel finley breese morse, international morse code, samuel morse, samuel f. b. morse, dah, morse code, acacia, walruses, aardvarks, a chromosome, abacus bodies, aardwolf, abambulacral area, abductor muscle, a protein, dit, a site, abramis zone.

Morse ingilizce tanımı, definition of Morse

Morse kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A clasp for fastening garments in front. The walrus. [Bakınız: Walrus].