Mount türkçesi Mount nedir

  • Asmak.
  • Montaj yapmak.
  • Montaj etmek.
  • Oturtmak.
  • Binmek.
  • Bindirmek.
  • Düzenlemek.
  • Takmak.
  • Çoğalmak.
  • Monte etmek.
  • Girişmek.
  • Çerçevelemek.
  • Çıkmak.
  • Üzerine çıkmak.
  • Binmek (at veya bisiklet vb).
  • Bilgisayar alanında kullanılır.
  • Üzerine yerleştirmek.

Mount ile ilgili cümleler

English: How high is Mount Everest?
Turkish: Everest Dağının yüksekliği ne kadar?

English: I want to climb to the peak of Mount Kitadake.
Turkish: Kitadake Dağı'nın zirvesine tırmanmak istiyorum.

English: Have you ever climbed Mount Everest?
Turkish: Hiç Everest Dağına tırmandın mı?

English: He was a member of the expedition which climbed Mount Everest.
Turkish: O, Everest dağına tırmanan araştırma ekibinin bir üyesiydi.

English: He was the first man that climbed Mount Everest.
Turkish: Everest Dağı'na tırmanan ilk insandı.

Mount ingilizcede ne demek, Mount nerede nasıl kullanılır?

Mount a horse : Ata binmek.

Mount a production of : Oyunu sahneye koymak.

Mount an attack against : -e karşı saldırıya geçmek.

Mount drive : Sürücü oluştur.

Mount guard : Nöbet tutmak. Nöbet beklemek. Nöbetçi dikmek. Nöbetçi olmak.

Temple mount compound : Tapınak dağı bileşkesi. Kudüs'teki tapınak dağı'nda bulunan binalar grubu.

Mount olympus : Olimpos dağı. Utah eyaletinde şehir. Uludağ.

 

Mountain : Yerkabuğunun çıkıntılı, yüksek; eğimli yamaçlarıyla çevresine egemen ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümlerine verilen ad. Yığın. Wisconsin eyaletinde yerleşim yeri. Kuzey dakota eyaletinde şehir. Dağ. Cebel.

Lens mount : Mercek çerçevesi. Mercek yuvası.

Mount lebanon : Cebeli lübnan. Pensilvanya eyaletinde yerleşim yeri. Louisiana eyaletinde yerleşim yeri.

İngilizce Mount Türkçe anlamı, Mount eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Mount ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Embeds : İçine katmak. Yerleştirmek. Gömmek. İyice yerleştirmek. Sokmak. İçine oturtmak. Kafasına sokmak. Kakmak. Gömülmek.

Instals : Atamak. Yerleştirmek. Kurmak.

Hang : Eğmek (başını). Kavrama. Eğmek. Asılı olmak. Asarak idam etmek. Duvar kağıdı kaplamak. Kaplamak (duvar kağıdı). Sarkmak. Kapma. Bağlanmak.

Go off : Bitmek. Uyumak. İzin almadan gitmek. Kesilmek. Kahkahayı basmak. Geçmek (bir olay belirli bir şekilde). Başlamak. Sönmek. Ateş almak.

Put together : Kurmak. Birleştirmek. Toplamak. Toparlamak. Oluşturmak.

Attempt : Kalkışma. Yeltenmek. Kalkmak. Çalışmak. Denemek. Teşebbüs. Kalkışmak. Girişim.

Bump into : Toslamak. Karşılaşmak. Rastlantı sonucu karşılaşmak. Rastgelmek. Tesadüf etmek. Çarpmak. Arabayla (ağaca vb) çarpmak. Hızla çarpmak. Rastlamak.

Broken through : Görünmek. Doğmak. Yarıp geçmek.

Attacked : Aşındırmak. Dil uzatmak. Taarruz etmek. Saldırıya uğramış. Tutulmak. Çatmak. Saldırılmış. Hamle yapmak. Koyulmak.

Indwelling : İkamet etmek. Yerleşmek. Nüfuz etmek. Kalıcı. Oturmak. Yerleştirmek. İşlemek.

 

Mount synonyms : array, buckle down to, bred, bothers, collocated, advance, bump up, abstract syntax tree, indwelt, accent char, frame, gibbet, enframed, affixes, collates, installing, enframes, enframing, access control entry, access control, gain, accruing, fasten, haltered, begins, climbed, bed, indwell, acception, attaches, approaches, collocates, ride.

Mount zıt anlamlı kelimeler, Mount kelime anlamı

Detach : Kopmak. Çıkmak. Ayırmak. Sökmek. Koparmak. Çözmek. Çıkarmak. Kesip ayırmak. Ayrılmak.

Decrease : Azalma. Küçültmek. İnmek. Düşüş. Azalmak. Eksilmek. Azaltmak. Eksilme. İnişe geçmek. Eksiltme.

Wane : Sönmek. Küçülmek. Azalmak. Sonuna yaklaşmak. Küçülme. Solmak. Azalma. Batmak. Azaltmak.

Mount ingilizce tanımı, definition of Mount

Mount kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To tower aloft. To go up. To ascend. As, Mount Washington. Often with up. That upon which a person or thing is mounted. Otherwise, chiefly in poetry. Any one of seven fleshy prominences in the palm of the hand which are taken as significant of the influence of "planets," and called the mounts of Jupiter, Mars, Mercury, the Moon, Saturn, the Sun or Apollo, and Venus. To get upon. To climb. Used always instead of mountain, when put before a proper name. To rise on high. To be upraised or uplifted. A mass of earth, or earth and rock, rising considerably above the common surface of the surrounding land. A mountain. A high hill. To ascend.