Move türkçesi Move nedir

  • Taşımak.
  • Taşınmak.
  • Teklif etmek.
  • Oynamak.
  • Kımıldamak.
  • Devinmek.
  • İlerlemek.
  • Tahrik etmek.
  • Hareket ettirmek.
  • Kıpırdamak.
  • Oynatmak.
  • Bilgisayar, bilişim, uzay alanlarında kullanılır.
  • Kıpırdanmak.
  • Hamle.
  • Kımıldatmak.
  • Yer değiştirmek.
  • Taşıma.
  • Veriyi ana bellekte bir yerden başka bir yere aktarma.
  • Duygulandırmak.
  • Hareket etmek.
  • Bir cismin başka bir cisme ya da cisimlere göre yer değiştirme eylemi.
  • Kıpırdatmak.
  • Hareket.

Move ile ilgili cümleler

English: Ali and Mary are planning to move to Boston.
Turkish: Ali ve Mary, Boston'a taşınmayı planlıyor.

English: Ali can't move as quickly as Mary can.
Turkish: Ali Mary kadar hızlı hareket edemez.

English: Ali can't help move the piano because he has a bad back.
Turkish: Ali sırtı ağrıdığı için piyanoyu taşımaya yardım edemiyor.

English: Ali asked me if I would help him move his piano.
Turkish: Ali bana piyanosunu taşımasına yardım edip etmeyeceğimi sordu.

English: Ali asked us to help him move his piano.
Turkish: Ali piyanosunu taşımamıza yardım etmemizi istedi.

Move ingilizcede ne demek, Move nerede nasıl kullanılır?

Move after enter : Enter'dan sonra taşı.

Move ahead : İlerlemek.

Move along : İlerlemek.

Move and size with cells : Hücrelerle taşı ve boyutlandır.

Move column : Sütunu taşı. Sütun taşı. Sütun taşımayı.

 

Move forward : İlerlemek. Yol almak. İleri doğru hareket etmek.

Move here : Buraya taşı. Nesnesini buraya taşı.

Move down one paragraph : Bir paragraf aşağı taşı.

Move instruction : Taşıma komutu.

Move in : Taşınmak. Eve taşınmak. Yerleşmek. İçeri girmek.

İngilizce Move Türkçe anlamı, Move eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Move ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Go around : Etrafında dolaşmak. Çok kişiye bulaşmak (hastalık). Gezinmek. Dolaşmak. Gezinme. Yayılmak. Salgın olmak. Yeterince olmak. İnsandan insana yayılmak. Herkese yetmek.

Proposed : Önermek. İçmek (sağlığa vb.). Tasarlamak. Niyet etmek. Önerilen. İleri sürmek. Sormak. Getirmek (çözüm). Evlenme teklif etmek.

Disport : Kendini eğlendirmek. Eğlenme. Oyalanma. Oynama. Oyalanmak. Eğlenmek.

Gained : Kazanılmış. Ulaşmak. Almak. İleri gitmek (saat). Elde etmek. Yükselmek. Çoğalmak. Artırmak. Elde edilmiş.

Go by : Göre hareket etmek. -e bakarak hükme varmak. Çekimserlik. Geçip gitmek. Geçmek. Bakmak. Kılavuz saymak. İzlemek. Kaçmak. Saygısızlık.

Transmit : Resim ve ses imlerini televizyon almaçlarının izleyebileceği biçimde, elektromıknatıs ışımayla yaymak. bir izlenceyi televizyonla yaymak. Bulaştırmak. Geçirmek. Göndermek. -e aktarmak. Yaymak (radyo dalgaları veya telgraf sinyalleri vb'ni). Nakletmek. Aktarmak. Yaymak. İletmek.

Proceed : Devam etmek. Dava etmek. Doktor ünvanı kazanmak. Davranmak. Girişmek. Çıkmak. Sürmek. Dava açmak.

Pursue : Sürdürmek. Devam etmek. Ardına düşmek. Peşinde olmak. Peşinde koşmak. Kovalamak. Peşine düşmek. Yürütmek. Takip etmek. Aramak.

 

Flick : Ani hareket. Çırpınmak. Parmak şıklatmak. Film. Fiske atmak. Seğirmek. Hafif vuruş. Vurmak. Kamçı ve benzerini şaklatmak. Fiske.

Move synonyms : slice through, rush along, tump over, travel along, change owners, travel purposefully, go forward, move back, lateralize, locomote, travel rapidly, cannonball along, island hop, pull back, come, move around, go across, bump around, go past, saltate, bring outside, press down, be carried, motioned, vex, shake up, lance, pass by, forges, come along, position, bid, conduct oneself.

Move zıt anlamlı kelimeler, Move kelime anlamı

Advance : Öne almak (tarih terimi). Alacağına sayılmak üzere önceden yapılan ödeme. İleri sürmek. Terfi. Motorda ateşleme, püskürtme ve kapaç açılmalarının erken olması. Geliştirmek. Öndelik. Atamak. İleri almak. Yükseltmek.

Linger : Oyalanmak. Geçmişte kalmak. Geçmek bilmemek. Uzamak. Sallanmak. Ayrılamamak. Gitmemek. Durmak. Kalmak (gitmesi gerekirken). (ağrı) kolayca geçmemek.

Ascend : Çıkmak (tahta). Tırmanmak. Tahta çıkmak. Yukarı çıkmak. Ağmak. Çıkmak. Pesten tize geçmek (müzik terimi). Artmak. Yükselmek. Ziyadeleşmek.

Move antonyms : ride, rise, recede, descend, stay in place, fall, go, follow, precede, pull, raise, unwind, back, disengage, push, wind, arrange.

Move ingilizce tanımı, definition of Move

Move kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : As, a ship moves rapidly. As, the wind moves a vessel. To go, in any manner, from one place or position to another. To carry, convey, draw, or push from one place to another. To change place or posture. To impel. To cause to change place or posture in any manner. The act of moving. To stir. To set in motion. The horse moves a carriage. To stir. A movement.