Nafaka nedir, Nafaka ne demek

Nafaka; kökeni arapça dilinden gelmektedir.

  • Geçinmek için gerekli olan şeylerin bütünü, geçimlik
  • Birinin geçindirmekle yükümlü bulunduğu kimselere, mahkeme kararıyla bağlanan aylık.

"Nafaka" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Çoluk çocuğunun nafakası için geceli gündüzlü örs başından ayrılmayan demirciyi göreyim, dedim, bir gün." - N. F. Kısakürek

Hukuki terim anlamı:

geçimlik, bakım.

İktisat alanındaki kelime anlamı:

[Bakınız: geçimlik 2]

Nafaka hakkında bilgiler

Nafaka, aile hukukunda geçim sıkıntısı içinde bulunan kimseye, yasanın öngördüğü durumlarda yapılmış olan maddi yardım.

Nafaka yükümlülüğünün geçmişi Eski Mısırlılara, Eski Yunanlara ve İbranilere değin uzanır. Bu uygulamanın amacı boşanmış kadının akrabalarıyla olan uyuşmazlıklarını ortadan kaldırmaktı. Hammurabi Kanunları karısını haklı bir neden olmaksızın boşayan kocayı bir parça gümüş vermekle yükümlü kılıyordu. Roma hukuku da boşanma durumunda kabahtli eşin belirli bir miktar altın vermesini öngörüyordu.

Ortaçağ kilise inancına göre boşanmanın Tanrı katında evlilik yükümlülüklerini sona erdirmemesi nedeniyle, İngiltere gibi Avrupa ülkelerinde nafaka hakkı ancak yazılı yasalarla sağlanabildi.

Günümüzde İskandinav ülkeleri, boşanma davalarında erkek ve kadını eşit sayarak karşılıklı zarar iddialarına olanak tanır. Avusturya, Belçika ve Romanya gibi ülkelerde boşanma, mali sorunların karşılıklı anlaşmayla çözüldüğü olağan bir sözleşmenin iptali olarak görülür.

 

Nafaka anlamı, kısaca tanımı:

Yükümlü : Bir şeyi yapma zorunluluğu olan, memur, mükellef.

Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.

Nafaka bağlanmak : Yasaca, bakılması zorunlu olan kişiye mahkeme kararıyla evlat, koca gibi bir kimsenin, geçim parası vermesini sağlamak.

Nafaka sağlamak : Geçinecek kadar para temin etmek.

Nafakalanma : Nafakalanmak işi.

Nafakalanmak : Geçimi sağlanmak.

Geçinmek : Yaşamak için gerekeni sağlamak. Uzlaşmak, anlaşmak. Taslamak. Ölmek. Kendi gereksinimlerini başkalarından sağlamak.

Gerek : Gerçekleşmesi zorunlu olarak beklenen, lazım. İcap.

Geçimlik : Yiyecek parası, nafaka.

Geçindirmek : Geçinmesini sağlamak.

Mahkeme : Yargılama. Bir yargıçtan veya bazen savcı ve yargıçlardan oluşan bir kurulun, yargı görevini yerine getirdikleri yer, yargı yeri, yargıevi, mahkeme kapısı.

Karar : Bu yargıyı bildiren belge. Tam ölçüsünde, ne az ne çok. Değişmez olma. Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı. Değişmeyen, düzenli durum, düzenlilik, yöntemlilik. Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm. Türk müziğinde, taksim yaparken ana makama dönüş.

Aile : Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü. Aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü. Eş, karı. Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü. Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik. Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya bitki topluluğu, familya.

 

Nafakalandırma : Nafakalandırmak işi.

Nafakalandırmak : Nafakalanma işini yaptırmak.

Diğer dillerde Nafaka anlamı nedir?

İngilizce'de Nafaka ne demek? : n. subsistence, subsistence money, maintenance, alimony, compassionate allowance, sustentation

Fransızca'da Nafaka : pension alimentaire

Almanca'da Nafaka : n. Alimente, Unterhalt

Rusça'da Nafaka : n. средство: средства к существованию (PL), алименты (PL)