Bu sayfada Argue ne demek nedir argue hakkında bilgiler sözleri ingilizce türkçede çevirisi argue resimleri yazıları türkçesi ne demek argue ile ilgili sözler cümleler bulmaca görseller argue hakkında yazı türkçe almanca ingilizcede sözlük anlamı kısaca tanımını ve benzeri diğer konuları inceleyebilirsiniz.
Argue nedir English: Ali and Mary argue a lot, but they still get along quite well together. Turkish: Ali ve Mary çok tartışırlar ama yine de birlikte oldukça iyi geçinirler. English: Ali and Mary seem to argue all the time. ...
Argue against something nedir : -e belirti olmak. Belli etmek. Kanıtlamaya çalışmak. Göstergesi olmak. Becelleşmek. Karşı gelmek. Kandırmak. Münakaşa etmek. Görüşmek. Atışmak. Against : -e karşı. -e doğru. Aleyhinde. Ters olarak. Dayalı. Karşı. Muhalif...
Argue for nedir : [#Tartışmak. Savunmak. Münakaşa etmek. -e belirti olmak. Kanıtlamaya çalışmak. -e alamet olmak. Çekişmek. Belli etmek. İspatı olmak. For : Adına. Ocak. -dır. Yönünden. -e elverişli. -e göre. Namına. Uğruna. Çünkü. [#Argu...
Argue it away nedir : Becelleşmek. İkna etmek. Kandırmak. -e alamet olmak. İtiraz etmek. Çekişmek. Kanıtlamaya çalışmak. Görüşmek. Atışmak. Münakaşa etmek. It : Bilişim. Cinsel ilişki. İlişki. Şahsiyet. Cazibe. Ebe (oyunda). İtalyan. Ebe (oyu...
Argue somebody into something nedir : Görüşmek. -e alamet olmak. -e belirti olmak. Çekişmek. Becelleşmek. İspatı olmak. İleri sürmek. [#Kandırmak. Kanıtlamaya çalışmak. İddia etmek. Somebody : Önemli kimse. Biri. Bir kimse. Önemli birisi. Bazısı. Kimse. Biri...
Argue someone into nedir : Tartışmak. -e alamet olmak. Kandırmak. İtiraz etmek. Becelleşmek. Münakaşa etmek. Karşı gelmek. Görüşmek. Çekişmek. Atışmak. Someone : Kimse. Biri. Şahsiyet. Birisi. Önemli kimse. Bir kimse. [#Into : -e. E. Şekline. -a. ...
Argue something away nedir : Karşı gelmek. Göstergesi olmak. Becelleşmek. -e belirti olmak. İddia etmek. İleri sürmek. Atışmak. İkna etmek. İspatı olmak. Savunmak. Something : Birşey. Bir şey. Falan. Önemli bir şey. [#Away : Durmadan. Uzak. Deplasma...
Argued nedir English: Ali and I argued with each other about what we should do. Turkish: Ali ve ben ne yapmamız gerektiği konusunda birbirimizle tartıştık. English: Ali and Mary argued all afternoon. Turkish: Ali ve Mary bütü...
Argued with him nedir English: I argued with him about the new plan. Turkish: Yeni planım hakkında onunla tartıştım. English: She argued with him about money. Turkish: O, para hakkında onunla tartıştı. English: She argued with him and...
Argue about nedir English: Ali says he doesn't want to argue about this anymore. Turkish: Ali artık bunun hakkında tartışmak istemiyor. English: Ali and Mary often argue about money. Turkish: Ali ve Mary sık sık para konusunda tar...
Argue against nedir : Savunmak. Çekişmek. Kanıtlamaya çalışmak. Göstergesi olmak. İkna etmek. Belli etmek. -e belirti olmak. Tartışmak. Atışmak. İddia etmek. Against : -e karşı. Karşısında. Muhalif. Mukabilinde. Aykırı. -e zıt yönde. Aleyhind...
Argue back nedir : Çekişmek. Atışmak. İkna etmek. Karşı gelmek. İddia etmek. Belli etmek. İleri sürmek. Tartışmak. Münakaşa etmek. Göstergesi olmak. Back : Gövdenin, ense ile kuyruksokumu arasındaki ve ayrıca cimnastikte bir devinim grubun...
Argue for something nedir : Atışmak. Kanıtlamaya çalışmak. Karşı gelmek. -e belirti olmak. Çekişmek. İddia etmek. Tartışmak. İtiraz etmek. [#Kandırmak. Münakaşa etmek. For : Şerefine. Yerine. Ocak. İçin. Süresince. Olarak. Karşılığında. Çünkü. Nede...
Argue over nedir English: Some couples argue over minor issues. Turkish: Bazı çiftler küçük sorunlarla ilgili olarak tartışırlar. : Savunmak. Çekişmek. Tartışmak. İtiraz etmek. Atışmak. Belli etmek. -e belirti olmak. Kandırmak. -e ala...
Argue somebody out of something nedir : Kanıtlamaya çalışmak. Münakaşa etmek. İddia etmek. -e belirti olmak. İleri sürmek. İtiraz etmek. Göstergesi olmak. İspatı olmak. Atışmak. Karşı gelmek. Somebody : Kimisi. Kimse. Bir kimse. Biri. Şahsiyet. Bazısı. Birisi....
Argue someone out of nedir : Belli etmek. İspatı olmak. Becelleşmek. Tartışmak. Münakaşa etmek. Karşı gelmek. Atışmak. -e alamet olmak. -e belirti olmak. İtiraz etmek. Someone : Biri. Birisi. Önemli kimse. Bir kimse. Kimse. Şahsiyet. [#Out : Dışarıd...
Argue with nedir English: Ali and Mary were too tired to argue with each other. Turkish: Ali ve Mary birbirleriyle tartışamayacak kadar yorgundular. English: Ali didn't intend to argue with Mary. Turkish: Ali Mary ile tartışmak n...
Argued with each other nedir English: Ali and I argued with each other about what we should do. Turkish: Ali ve ben ne yapmamız gerektiği konusunda birbirimizle tartıştık. : Münakaşa etmek. Tartışmak. Görüşmek. İddia etmek. İkna etmek. Göstergesi...
Arguer nedir : Çekişen kimse. Kavgacı. Tartışmacı. Tartışan kimse. Marguerite : Margrit. Çayır papatyası. Mastıçiçeği. Öküzgözü. Papatya. Krizantem. [#Marguerites : Mastıçiçeği. Papatya. Margrit. Öküzgözü. Çayır papatyası. Krizantem. A...