Bu sayfada Float ne demek nedir float hakkında bilgiler sözleri ingilizce türkçede çevirisi float resimleri yazıları türkçesi ne demek float ile ilgili sözler cümleler bulmaca görseller float hakkında yazı türkçe almanca ingilizcede sözlük anlamı kısaca tanımını ve benzeri diğer konuları inceleyebilirsiniz.
Float nedir English: An astronaut can float in space. Turkish: Bir astronot uzayda yüzebilir. English: Does that float your boat? Turkish: O, senin sandalı yüzdürür mü? English: Dry leaves float on the water's surface. ...
Float and sink analysis nedir : İçi boş karaçta ya da yakıtlıkta yakıt düzeyini denetleyen kapalı kutu. Su üzerinde durmak. Yüzdürücü. Olta, ağ vb. avlanma aracının suda yüzmesini veya orta su kesiminde belli bir derinlikte kalmasını veya yüzmesini sağ...
Float board nedir : Yüzdürücü. Kurmak (şirket). Dalgalanmaya bırakmak (döviz kurunu). Su üzerinde durmak. Yüzmek. Yaymak. Kurmak şirket. Bir savunma oyuncusunun, tuttuğu karşı takım oyuncusunu, daha elverişli yerde bulunan birine pas vermes...
Float cell nedir : Görüş almak. Dalgalanmak. Su üzerinde durmak. Yüzdürücü. Dolaşmak. Yüzmek. Piyasaya çıkarmak. Kapama düzenini sağlayan metal ya da plastikten yapılmış suda yüzen top. Süzülmek. Yüzertop. Cell : Gözcük. Bölme. Oda (manast...
Float charge nedir : Yüzeç. Kurmak şirket. Bir savunma oyuncusunun, tuttuğu karşı takım oyuncusunu, daha elverişli yerde bulunan birine pas vermesini engellemek için, uzaktan izlemesi. İçi boş karaçta ya da yakıtlıkta yakıt düzeyini denetley...
Float line nedir : Süzülmek. Batmamak. Yaymak. Yüzdürmek. Su üzerinde durmak. Yüzdürücü. Dolaşmak. Uzak duruş. Dalgalanmak. Line : Satır. Düzdizim çizgisi. Oyun alanını sınırlamak, belirli ölçü ve bölgeleri göstermek amacıyla yapılan ayırı...
Float trap nedir : Yüzdürücü. Dalgalanmaya bırakmak (döviz kurunu). Yüzdürmek. Uçmak. Piyasaya çıkarmak. Görüş almak. Batmamak. İçi boş karaçta ya da yakıtlıkta yakıt düzeyini denetleyen kapalı kutu. Yüzeç. Kapama düzenini sağlayan metal y...
Float valve nedir : Batmamak. Olta, ağ vb. avlanma aracının suda yüzmesini veya orta su kesiminde belli bir derinlikte kalmasını veya yüzmesini sağlamak doğal ve yapay mantar, içi hava dolu plastik, polyester, fiberglas malzeme, ağaç, sertl...
Floatability nedir Sözcükler, direkt olarak Floatability ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler. heading : Ayak kılavuzu. Activated carbon : Aktif karbon. Etkin karbon. Sudaki pisliklerin...
Float a loan nedir : Uzak duruş. Batmadan yüzmek. İçi boş karaçta ya da yakıtlıkta yakıt düzeyini denetleyen kapalı kutu. Dalgalanmaya bırakmak (döviz kurunu). Bir savunma oyuncusunun, tuttuğu karşı takım oyuncusunu, daha elverişli yerde bul...
Float an idea nedir : Piyasaya çıkarmak. Su üzerinde durmak. Yaymak. Dalgalanmak. Yüzeç. Uçmak. Yüzdürmek. Su yüzünde götürmek. İçi boş karaçta ya da yakıtlıkta yakıt düzeyini denetleyen kapalı kutu. Batmamak. An : (herhangi) bir. Bir. Bir (ü...
Float around nedir : Kapama düzenini sağlayan metal ya da plastikten yapılmış suda yüzen top. Yüzdürücü. Yüzdürmek. Piyasaya çıkarmak. Dalgalanmaya bırakmak (döviz kurunu). Batmadan yüzmek. Uzak duruş. Kurmak (şirket). Uçmak. Yaymak. Around ...
Float bridge nedir : Yüzertop. Olta, ağ vb. avlanma aracının suda yüzmesini veya orta su kesiminde belli bir derinlikte kalmasını veya yüzmesini sağlamak doğal ve yapay mantar, içi hava dolu plastik, polyester, fiberglas malzeme, ağaç, sertl...
Float chamber nedir : Süzülmek. Batmadan yüzmek. Görüş almak. Kurmak şirket. Bir savunma oyuncusunun, tuttuğu karşı takım oyuncusunu, daha elverişli yerde bulunan birine pas vermesini engellemek için, uzaktan izlemesi. Dolaşmak. Dalgalanmak. ...
Float lever nedir : Süzülmek. Kapama düzenini sağlayan metal ya da plastikten yapılmış suda yüzen top. Dolaşmak. Yaymak. Batmamak. Yüzdürücü. Olta, ağ vb. avlanma aracının suda yüzmesini veya orta su kesiminde belli bir derinlikte kalmasını...
Float needle nedir : Olta, ağ vb. avlanma aracının suda yüzmesini veya orta su kesiminde belli bir derinlikte kalmasını veya yüzmesini sağlamak doğal ve yapay mantar, içi hava dolu plastik, polyester, fiberglas malzeme, ağaç, sertleştirilmiş...
Float type nedir : Piyasaya çıkarmak. Yüzeç. Dalgalanmaya bırakmak (döviz kurunu). Süzülmek. Bir savunma oyuncusunun, tuttuğu karşı takım oyuncusunu, daha elverişli yerde bulunan birine pas vermesini engellemek için, uzaktan izlemesi. Yüze...
Float with the stream nedir : Yüzeç. Süzülmek. Olta, ağ vb. avlanma aracının suda yüzmesini veya orta su kesiminde belli bir derinlikte kalmasını veya yüzmesini sağlamak doğal ve yapay mantar, içi hava dolu plastik, polyester, fiberglas malzeme, ağaç...
Floatable nedir : Yüzdürülebilirlik. Yüzebilirlik. Floatage : Yüzen nesne. Suya batmama. Su üstünde yüzen tekne enkazı. Yüzme kabiliyeti. Yüzebilirlik. Tekne. Yüzen döküntü. Yüzen çer çöp. Bot. [#Floatages : Yüzme kabiliyeti. Suya batmama...