Nesne nedir, Nesne ne demek
- Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi olan her türlü cansız varlık, şey, obje.
- Öznenin dışında kalan her konu, obje
- Geçişli fiili bütünleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç.
"Nesne" ile ilgili cümleler
- "Her nesne ve olaya alaycı bir gözle bakmak ilkesinden yola çıkar bu görüş." - S. Birsel
- ""Ali bir kitap almış" cümlesinde "kitap" nesnedir."
Yerel Türkçe anlamı:
Şey
Dil bilgisi olarak anlamı:
(Derleme., belirtili nesne, -i'li tümleç, -i'li nesne) Geçişli eylemi tümleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç: Ali bir kitap almış; Öğrenci para bulmuş, sahibine vermiş; Öğretmen ders anlatıyor; Meseleyi çözmeden gitmeyin; Çocuklar annelerinin evde bulunmayışını fırsat bilirler; Ali evi sattı, bahçeyi bıraktı; Bazı insanlar okumayı sever, yazmayı sevmez; Kar bütün limanı sarmıştı ve benzeri
Eğitim alanındaki sözlük anlamı:
Doğal çevresinden olduğu gibi alınarak incelenmek üzere dersliğe ya da deney odasına getirilen herhangi bir konu.
Felsefi anlamı:
Öznenin bağlılaşık kavramı olarak, özne ediminin, bilincin kendisine yöneldiği şey: a. Kendisine yönelinen, düşünülen, tasarlanan nesne, kendisine yönelen bir edim olmadan var olmayan şey; bilinçte, düşünme nesnesi (konu) olarak düşünme olayının karşısında bulunan şey; düşüncel (ideal) nesne. b. Özne ediminden, bilinçten, bağımsız olan gerçek (real) nesne; gerçeklik olarak, dışdünyanın bir parçası olarak bilincin karşısında duran şey.
(Genellikle) Karşımızda bulunan şey.
(Lat. objectum = karşıda bulunan, karşıya konan) :
Bir fizik terimi olarak tanımı:
İnsanın dışında kalan, görülebilen, dokunulabilen, bir ağırlığı ve kütlesi olan her türlü özdeksel varlık.
Gramer anlamı:
Cümlede öznenin, dolayısıyla fiili geçişli olan yüklemin etkilediği şahsı veya şeyi gösteren, yalın veya yükleme durumu eki almış kelime: Abdullah Efendi gecenin sükûneti içinde bu manzarayı doya doya seyretti (A. H. Tanpınar, Abdullah Efendinin Rüyaları, s. 52). Çiy, garip bir aydınlık onları içinden aydınlatıyor, çok müşahhas ve zalim bir macera sahibi yapıyordu (A. H. Tanpınar, göst. e., s. 53). Kadının yüzündeki solgunluğu merak etmese idi bunları ona soracaktı (A. H. Tanpınar, Yaz Yağmuru, s. 65). Beni başkalarının merhameti, inayeti, yahut keyif ve hevesi idare ediyordu (R. N. Güntekin, Acımak, s. 49). Sermed kendini yeniden dünyaya gelmiş sandı (S. Erol, Ülker Fırtınası, s. 70). Eve geldikleri vakit, teyzesi Müfid'e bir mektup uzattı (P. Safa, Şimşek, s. 178). Bir cürüm yaptığıma kani değilim. Hakarete uğradım ve cevabını verdim Siz de benim yerimde olsaydınız aynı şeyi yapardınız (P. Safa, Biz İnsanlar, s. 153). Minareyi çalan kılıfını hazırlar. Dünyayı unutmadık ne demek işte ben o gün orada anladım (K. Tahir, Esir Şehrin İnsanları, s. 201). Oğlum bana hediye göndermiş; sen bu konuda ne düşünüyorsun? Dün akşamki toplantıda gençler ilgi çekici sorular sordular ve benzeri || Bir cümlenin nesnesini daha belirgin duruma getirmek, nitelendirmek veya pekiştirmek için nesneye, yine nesne durumunda olan açıklayıcı kelimeler eklenebilir: o kızı, o zengin kızı istiyorsun demek (H. Z. Uşaklıgil, Ferdi ve Şürekâsı, s. 107); Ben dedim, gölü görmeye gidiyorum, Karakurt gölünü (S. Faik, Bütün EserleriI: Semaver, Sarnıç: Hanımın Karısı, s. 180). İki ayaklıların dünyasını arıyor, kendi yaratacağı dünyayı (K. Tahir, Yol Ayrımı, s. 461) ve benzeri Nesne türleri için bk. Açıklayıcı nesne, belirli nesne, belirsiz nesne.
Hukuki terim anlamı:
ayın, şey.
Matematik terimi olarak kelime anlamı:
Matematikte kullanılan yapılardan herhangi biri.
Kategory kuramındaki temel öğelerden birisi.
Diğer sözlük anlamları:
Bir şey, hiçbir şey
Şey.
Bilimsel terim anlamı:
[Bakınız: Fiil tümleci]
Dilsel nesne ya da dildışı nesne.
Azerbaycan Türkçesi: tamamlıg; Türkmen Türkçesi: dooldurgıç; Gagauz Türkçesi: tamannık; Özbek Türkçesi: toldiruvçi; Uygur Türkçesi: (B.Uyg.) toluqturguçi ~ (D.Uyg.) toldurğuçi; Tatar Türkçesi: tämamlıq; Başkurt Türkçesi: tultırıwsı; Kmk: tolumluk; Krç.-Malk.: tolturuw(çu); Nogay Türkçesi: toltırgış; Kazak Türkçesi: tolıktawış; Kırgız Türkçesi: toluktooç; Alt:: toltıraaçı; Hakas Türkçesi: toldırıg;Tuva Türkçesi: nemelde; Şor Türkçesi: kojım; Rusça: dopolneniye
Bir bilgi ya da yargının öznesi ya da bir yüklemin konusu.
İngilizce'de Nesne ne demek? Nesne ingilizcesi nedir?:
object, determined direct object, direct object, entity, thing(s), object(s), chose
Fransızca'da Nesne ne demek?:
matière
Osmanlıca Nesne ne demek? Nesne Osmanlıca'da ne anlama gelir?:
şey
Nesne kısaca anlamı, tanımı:
Nesne grubu : Nesneyle ilgili olarak kullanılan kelimelerin bütünü, nesne öbeği.
Nesne öbeği : Nesne grubu.
Belirli nesne : Belirtme durumu ekini almış, geçişli fiil durumunda olan yüklemle ilgili kelime veya kelime grubu.
Belirtili nesne : Belirtme durumundaki nesne, sarih meful.
Belirtisiz nesne : Yalın durumdaki nesne.
Ortak nesne : Birden çok yüklemin bağlı bulunduğu nesne.
Nesnel : Gerçeğe varmak amacıyla, taraf tutmadan inceleme yapan, hüküm veren, objektif. Bireyin kişisel görüşünden bağımsız olan, objektif. Nesne ile ilgili, nesneye ilişkin, öznel karşıtı.
Nesnelci : Nesnelcilik yanlısı olan, objektivist.
Nesnelcilik : Öznenin değil nesnenin gerçekliğine dayanan bilgileri arayan akıl yolu, objektivizm.
Nesnelleşme : Nesnelleşmek durumu.
Nesnelleşmek : Nesnel duruma gelmek.
Nesnellik : Nesnel olma veya nesnelerin gerçeğine dayanma durumu, afakilik, objektiflik, objektivite.
Nesnesel : Nesneye ilişkin.
Nesnesiz : Nesnesi olmayan. Belli bir nesneye dayanmayan ruhsal durum.
Türlü : Çeşitli sebzelerle pişirilen yemek. Çok çeşitli özellikleri olan, çeşit çeşit, muhtelif.
Varlık : Para, mal, mülk, zenginlik, variyet. Önemli, yararlı, değerli şey. Ömür, hayat. Var olma durumu, mevcudiyet. Canlı varlıkların sayısal yoğunluğu veya dağılımı, popülasyon. Var olan her şey. Kalıcı olan, gelip geçici olmayan şey.
Obje : Nesne.
Geçiş : Geçme işi. Bir parça süresince bir tondan başka bir tona atlama. Ses organlarının bir durumdan ötekine geçmesi. Herhangi bir durumdaki değişme, intikal. Resimde iki ayrı rengi birbirine bağlayan ara ton.
Fiil : İş, davranış. Olumlu veya olumsuz olarak çekimli durumda zaman kavramı taşıyan veya zaman kavramı ile birlikte kişi kavramı veren kelime, eylem.
Yalın : Alev. Gösterişsiz, süssüz, sade (söz, yazı). Çıplak, kınından çıkmış.
Belirtme : Açık söyleme, belirli kılma, görüş bildirme, tasrih.
Nesne bakısı : Suya atılan bir nesnenin çıkardığı ses ya da oluşturduğu dalgaların biçimine bakılarak geleceği okuma işi. bk. bakı. krş. yaprak bakısı.
Nesne birliği : (Derleme.. nesne öbeği, nesne grubu) Nesneyle ilgili olarak kullanılan sözcüklerin tümü: Bir adam, yan taraftaki geniş kapının iki kanadını birden açtı; Siz buralarda yüzbaşı Ali Bey isminde birini tanır mısınız', örneklerinde olduğu gibi.
Nesne bulgu belgesi : Nesne bulgusu karşılığı verilen belge.
Nesne bulgusu : Bir sey ya da bir ürün elde edilmesiyle ilgili bulgu.
Nesne değişmezliği : Algılanan nesnelerin, algılama koşullarındaki değişkenliklere karşın temel özelliklerini koruması.
Nesne merceği : Minigözler, uzgözler gibi ışıksal aygıtların nesneden yana olan mercekleri. Irakgörürlerde ışığı toplayan yakınsak mercek dizgesi. (fizik)
Nesne tanımı : Bir nesnenin zorunlu olarak taşıdığı özellikler yardımıyla belirtilmesi. Anlamı önceden belirlenmiş olan t gibi bir imin, anlamı gene önceden belirlenmiş olan ( ) gibi imler yardımıyla tanımlanabilmesi. || Krş.. tanımlanabilme.
Nesne tuymak : Bir şeyler anlamak
Nesnecik : Newton'un ışının yayımı kuramında, çok yüksek hızlı küçük özdek parçacıklarına verdiği ad. Az, küçük de olsa bir şey
Nesnel anlak : Nesnel ya da nesnel durumlara uyabilme gücü ile ilişkili yetenekler.
Nesne ile ilgili Cümleler
- Nesneyi tarif edebilir misiniz?
- Her nesne bir hikaye anlatır.
- Nesneler ve durumlar arasında ayrım yapabilmeliyiz.
- Tom, sadece zihin gücüyle nesneleri hareket ettirebildiğini söylüyor.
- Nesnelerin ağırlığının sebebi yer çekimidir.
- Nesnenin yüzeyi oldukça pürüzlü.
- Küçük bir nesne karanlıkta hareket etti.
- Nesneler ve durumlar arasında ayırım yapabilmeliyiz.
- Her sevgili nesne, bir cennetin merkez noktasıdır.
- İnsanlar sevilmek, nesneler ise kullanılmak için yaratılmıştı. Dünya kaos içinde, çünkü her şey karşıt.
- Bazı insanlar Galileo'nun bir teleskobu inşa eden ilk kişi olduğuna inanıyor. Bu doğru olmasa da, o bir teleskopla astronomik nesnelerin gözlemlerini yayınlayan ilk kişiydi.
- Nesne, yanıp sönen ışıklar vererek, güneye doğru uçtu.
- Bu son derece yararlı bir nesne.
Diğer dillerde Nesne anlamı nedir?
İngilizce'de Nesne ne demek? : n. article, object, objective, objective case
Fransızca'da Nesne : chose [la], objet [le]
Almanca'da Nesne : das Ding, das Objekt
Rusça'da Nesne : n. предмет (M), объект (M), вещь (F), штука (F)
Bu kısımda Nesne nedir? Nesne ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Nesne tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Nesne hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.