Offense türkçesi Offense nedir

Offense ile ilgili cümleler

English: The most effective defense is offense.
Turkish: En etkili savunma taarruzdur.

English: No offense was meant.
Turkish: Ben kimseye hakaret etmek istemedim.

English: He was unaware of the enormity of the offense.
Turkish: Suçun iğrençliğinden habersizdi.

English: The best defense is a good offense.
Turkish: En iyi savunma iyi bir saldırıdır.

Offense ingilizcede ne demek, Offense nerede nasıl kullanılır?

Offense against morality : Ahlaki normları sürdürmeyi amaçlayan kanunları ihlal etme (genellikle cinsi münasebet suçları).

Take offense at : -e kızmak. -e gücenmek. -e alınmak. -e ağırına gitmek. -e küsmek. -e hatırı kalmak. Gücenmek.

Be slow to take offense : Alıngan olmamak. Alınmamak.

Capital offense : Ölüm cezasını gerektiren suç. Cezası ölüm olan suç. İdamlık suç.

Commit an offense : Cürüm işlemek. Suç işlemek.

Minor offense : Küçük suç. Hafif suç.

Serious offense : Acımasız suç. Ağır ceza doğuran suç. Ciddi suç. İğrenç saldırı.

Flagrant offense : Aleni suç. Şahit olunmuş suç. Takibe alınmış suç. Kişinin memurluk gibi görevlerde çalışmasını yasaklayan suç. Meşhut suç. Suçluyu memuriyete girmekten men eden suç eylemi. Cürmümeşhut.

 

Sexual offense : Yasadışı cinsel ilişkisi olma suçu (ör. tecavüz, ensest, vb.). Cinsel saldırı.

Penal offense : Cezai suç.

İngilizce Offense Türkçe anlamı, Offense eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Offense ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Infraction : Uymama. Bozma (kuralları). İhlal. Sözleşmeye aykırı davranma. Bozma. Çiğneme. Kuralları bozma. Nakız.

Crushing : Eziş. Sıkışma. Ezme. Kırıcı. Kırma. Mahvedici. Ezici. Kırma (işlem).

Villainy : Kahpelik. İtlik. Rezalet. Alçaklık. Kötü davranış. Hainlik. Kötülük.

Resentments : Kin. Hınç. Kızma. Küskünlük. Zoruna gitme. Alınma. Güceniklik. İçerleme. Kırgınlık.

Desecration : Saygısızlık. Hürmetsizlik. Kutsal şeye saygısızlık. Kutsal bir şeye karşı saygısızlık. Kirletme.

Irritability : Uyarılma. Çabuk öfkelenme. Sinirlilik. Canlı varlığın iç ve dış çevrenin dürtülerine anında ve aşırı ölçüde tepki gösterebilme özelliği. İritabiliti. Duyarlılık. Asabiyet. Sosyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Asabilik. Alınganlık.

Slight : Aşağılama. Öylesine. Sudan. Hakaret. Önemsiz. Hiçe saymak. Adam yerine koymamak. Hor görmek. İnce. Saygısızlık.

Behavior : Davranım. Davranış tarzı. Hareket tarzı. Tavır. Hal. Hareket. Tutum. Genel anlamda bir organizmanın görülen ve görülmeyen her türlü bedensel, ruhsal ve zihinsel etkinliğine verilen ad. bir organizmanın belli bir gereksemeyi karşılamak için çaba harcayarak gösterdiği etkinlik. Davranış.

 

Offense synonyms : statutory offence, offensive activity, victimless crime, cybercrime, tazir crime, statutory offense, regulatory offence, evildoing, regulatory offense, vice crime, had crime, offences, get angry to, indelicacy, scotching, broadside, lunge, piquing, an outrage upon decency, committal, crosses, offensives, villainies, biliousness, discourtesy, crime, huff, breaking in, lacerates, huffiness, desecrates, vexation, misdemeanor.

Offense zıt anlamlı kelimeler, Offense kelime anlamı

Defense : Savunma silahları. Savunma katı. Davalı. Savunu. Bkz.defence. Defans oyuncusu. Bir takımın kalesini korumak ve gol yememek için oyun süresince çaba göstermesi. Himaye. Korunma. Görevi karşı takımın akıncılarına karşı kaleyi korumak olan oyuncuların kurdukları kat.

Defence : Yanıt dilekçesi. Himaye. Hukuk, voleybol alanlarında kullanılır. Müdafaa. Savunma. Koruma. Defans oyuncusu. Saldırıya karşı koyma hareketi. Vikaye. Korunma.

Offense ingilizce tanımı, definition of Offense

Offense kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : The act of offending in any sense. Esp., a crime or a sin, an affront or an injury.