Organik fosforlu bileşiklerle zehirlenme nedir, Organik fosforlu bileşiklerle zehirlenme ne demek

Organik fosforlu bileşiklerle zehirlenme; Veteriner alanında kullanılan bir kelimedir.

Veterinerlikte sözlük anlamı:

Asetilkolin birikimine ve parasempatik sinir sisteminin aşırı uyarılmasıyla belirgin, akut veya kronik seyirli, hayvan türlerine göre değişen klinik belirtilerle seyreden zehirlenme.

Organik fosforlu bileşiklerle zehirlenme anlamı, kısaca tanımı

Organik fosforlu bileşikler : Asetilkolinesteraz enziminin etkinliğini dönüşümsüz olarak engelleyen, böylece parasempatik uyarılı organlarda, otonom gangliyonlarda, nöromüsküler kavşaklarda ve merkezi sinir sisteminin kolinerjik kesimlerinde asetilkolin birikmesine neden olan zehirli bileşikler

Zehirlenme : Zehirlenmek durumu. Yılan, arı ve benzerleri sokması sonucu görülen hastalık. Zehirli nesnelerin kana karışması yüzünden baş gösteren hastalıklı belirtiler. Toksik maddenin vücutta meydana getirdiği patolojik durum, intoksikasyon. İhmal veya dikkatsizlik sonucu, zehirli bitkiler, endüstriyel atık su, baca dumanı, uçucu toz, zirai mücadele ilaçlan ve benzerleri maddeleri ağızla almak veya temas etmek suretiyle, sentetik ilaçlarla ve dokusal kimyasal maddelerle zehirlenme olayı, hlk. ağulanma.

Bile : Da, de, dahi. Birlikte. Üstelik.

Bileşik : Birleşerek oluşmuş, basit olmayan, mürekkep. Kimyasal tepkimeler sonucu iki veya daha çok elementten oluşan ve bunlardan bağımsız fiziksel, kimyasal nitelikler gösteren (madde). Ses ve görüntünün birlikte yer aldığı film parçası.

 

Fosfor : Atom numarası 15, atom ağırlığı 30,97, yoğunluğu 1,83 olan, yarı saydam, bal mumu kıvamında, karanlıkta ışıldayan, sarımsak kokulu, zehirli bir element (simgesi P).

Fosforlu : Birleşiminde fosfor olan. Alımlı, gösterişli. Işıklı, parlak.

Organ : Vücudun, belirli bir görev yapan ve sınırları kesin olarak belirlenmiş bölümü, uzuv. Bir görevi, bir işi yerine getirmekle yükümlü kuruluş.

Organik : Doğal yolla yapılan. Bir görevi yerine getirmekle yükümlü kuruluşla ilgili olan. Organlarla ilgili, uzvi. Canlı, güçlü (ilişki).

Zehir : Organizmaya girdiğinde kimyasal etkisiyle fizyolojik görevleri bozan ve miktarına göre canlıyı öldürebilen madde, ağı, sem. Büyük üzüntü, acı, keder, sıkıntı.

Parasempatik sinir sistemi : Kalbin atışlarını yavaşlatan, sindirim sistemini, salgıları düzenleyen yaşatkan sinir sistemini oluşturan iki sistemden biri.

Klinik belirti : Veteriner hekim veya hayvan sahibi tarafından hastadan fark edilen normal olmayan yapı veya işlev değişimleri.

Sinir sistemi : Yüksek yapılı organizmalarda, organizmanın yaşadığı ortama uymasını, çeşitli organların iş birliği durumunda çalışmasını sağlayan, sinir hücreleri, sinirler ve sinir merkezinden oluşan sistem.

Parasempatik : Parasempatik sinir sistemi ile ilgili olan.

Asetilkolin : Otonomik gangliyonların sinapslarından ve iskelet kasını döşeyen sinir telciklerinin uçlarından salgılanan kolinin asetil esteri olan nörotransmitter bir madde. Otomotik gangliyonların sinapslarından ve iskelet kasını döşeyen sinir iplikciklerinin uçlarından salgılanan kolinin asetil esteri olan nörotransmiter bir madde. Kolinerjik sinir uçlarında, kolin asetiltransferaz enzimi ileasetilkoenzim A’dankoline, asetil grubunun aktarılmasıyla oluşan, otonom sinir sisteminin tüm pregangliyoner nöronları, parasempatik sistemin postgangliyoner nöronları, sempatik sistemin bazı postgangliyoner kolinerjik nöronları, sinir-kas kavşaklarındaki sinir uçları ve beynin birçok bölümünden salgılanan, muskarinik ve nikotinik iki tip almacı bulunan küçük moleküllü nörotransmitter madde, ACh. Çoğunlukla uyarıca etkisi olmasına karşın, kalpte vagus sinirleriyle inhibitör etkiye sahiptir. Sinir dokusunda raslanan bir kimyasal madde olup sinir uyarmalarını ileten en önemli madde olarak düşünülür.

 

Uyarılma : Uyarılmak işi.

Belirgin : Belirmiş durumda olan, göze çarpan, besbelli, açık, bariz, sarih. Açık bir biçimde.

Birikim : Birikme, bir yerde toplanıp yığılma. Biriktirilen mal ya da para. Gözlemler, deneyler sonucu elde edilmiş şeylerin bütünü, deneyim. Bilim veya sanat alanında sahip olunan bilgi, repertuvar. Herhangi bir aşınma sürecinde veya taşıma işi yapılırken alüvyonlu maddelerin bırakılması. Toplumların kültürel varlıklarının gelişip genişlemesi ve uygarlık düzeyinin yükselmesi süreci.

Belirti : Bir olayın veya durumun anlaşılmasına yardım eden şey, alamet, nişan, nişane. Vücuttaki işlevsel bir bozukluğun veya hastalığın belirlenmesine yarayan işaret, araz, semptom.

Kronik : Süreğen. Uzun süredir bir çözüm getirilmemiş. Olayların birbiri ardınca sıra ile yazıldığı tarih, vakayiname.

Diğer dillerde Organik fosforlu bileşiklerle zehirlenme anlamı nedir?

İngilizce'de Organik fosforlu bileşiklerle zehirlenme ne demek ? : organophosphorus compound poisoning