Ortok nedir, Ortok ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Evin çatısını örterken kullanılan orta direk.

Ortok tanımı, anlamı

Orto : Yunanca düz anlamına gelen ön ek. Komşu ya da 1, 2 durumunu gösteren ön ek. Bir asit, tuz ya da esterin doğada özgürce birleşebileceği en çok suyu yapısına aldığını gösterir ön ek. Tek dönme nicem sayısı ve koşut çekirdek dönüsü koşulunu belirleyen ön ek. Komşuluğu veya 1-2 durumunu gösteren ön ek. Serbest, tuzu veya esteri şeklinde bilinen ve en çok hidrolizlenmiş asidi gösteren ön ek, ortosilisik asit gibi. Paralel spinleri gösteren ön ek. Bir asit, tuz ya da esterin doğada serbestçe birleşeceği en çok suyun yapısıda bulunduğunu gösteren ön ek

Ortokeratotoik hiperkeratozis : Hiperkeratozis.

Ortokinez : Uygun olmayan çevreyle karşılaşan organizmanın hızını değiştirme hareketi.

Ortoklaz : Dik açı biçiminde ayrıtları olan, billurları parça hâlinde dilinen bir çeşit potasyum feldspat, ortoz.

Ortokromatik : Aynı renkte olan. Duyarkatı ortokromatik olan duyarkat.

Ortokromatik duyarkat : İzgenin mor ile sarı arasındaki bütün ışınımlarına duyarlık gösteren, bundan dolayı aşağı yukarı insan gözünün duyarlığına eş olan duyarkat çeşidi.

Ortokromatik film : Duyarkatı ortokromatik olan kullanılmamış film.

 

Ortokromatofil eritroblast : Eritroblast.

Orta direk : Çadırda veya çeşitli yapılarda merkezî ağırlığı yüklenen ve dengeli dağılımı sağlayan direk. Toplumun memur, emekli, küçük esnaf, küçük çiftçi gibi dar ve sabit gelirli kişilerden oluşan kesimi.

Direk : Ağaçtan veya demirden yapılmış olan uzun ve kalın destek. Sütun. Değerli, saygın, önde gelen kimse.

Orta : Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer. İyi ile kötü arasındaki durum. Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde geçer not ile iyi arasındaki derece. Yeniçeri Ocağında tabur. Çankırı iline bağlı ilçelerden biri. Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan. Ne büyük ne küçük, midi. Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm. Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer. Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen. İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat. Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş. Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre. Ne uzun ne kısa, midi. Defterde, bir araya getirilmiş belli sayıda yaprakların oluşturduğu bölümlerden her biri. Orantı.

Evin : Bir şeyin içindeki öz, lüp. Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü, habbe.

Çatı : Bir yapının, bir evin damını kuran parçaların bütünü. Bir yapıyı örten ve eğik yüzeyleri olan damın tahtadan iç yapısı. Belli bir maksada yönelik kimselerin oluşturduğu birlik. Özne, nesne durumlarına göre, belirli çatı eklerinin fiil kök veya gövdelerine getirilen türev, bina: Sevinmek (sev-in-), sevdirmek (sev-dir-), sevindirmek (sev-in-dir-) gibi. İnsan ve hayvanda iskeletin kuruluşu. Yapının tavanı ile damı arasındaki kullanılan yer. Birbirine çatılmış, çakılmış şeylerin bütünü. Barınılan, sığınılan yer. Hikâye, roman, piyes vb. edebî türlerde olay kuruluşu, kurgu.

 

Diğer dillerde Ortogonallik anlamı nedir?

İngilizce'de Ortogonallik ne demek ? : orthogonallity