Ounces türkçesi Ounces nedir

  • 28.
  • 3 gram.
  • 349 gram.
  • Kar parsı (vaşak).
  • Ons.
  • Kar leoparı.
  • Bir parça.
  • Tekir.
  • Ons (28 gr.).
  • 35 gr.

Ounces ile ilgili cümleler

English: Ali pronounces my name wrong.
Turkish: Ali adımı yanlış telaffuz ediyor.

English: A rubber ball bounces because it is elastic.
Turkish: Elastik olduğu için lastik bir top seker.

English: This wind announces a storm.
Turkish: Bu rüzgar bir fırtınanın habercisidir.

English: Ali mispronounces many words.
Turkish: Ali birçok kelimeyi yanlış telaffuz ediyor.

Ounces ingilizcede ne demek, Ounces nerede nasıl kullanılır?

Announces : Duyurmak. Anons yapmak. Bildirmek. Okumak. Anons ettirmek. Tebliğ etmek. Anons etmek. Beyan etmek. Adaylığını açıklamak. İlan etmek.

Bounces : Sıçramak. Kovmak. Zıplamak. Fırlamak. Zıplatmak. Dalmak. Girivermek. Sektirmek. Sepetlemek (argo terim). Sekmek.

Denounces : Suçlamak. İfşa etmek. (anlaşma vb'nin) bittiğini haber vermek. Şiddetle aleyhinde bulunmak. İhbar etmek. Kehanette bulunmak. Geçersizliğini duyurmak. Kaldırılacağını duyurmak (anlaşmanın). Kınamak. Aleyhinde olmak.

Enounces : Öne sürmek. İfade etmek. Resmen ilan etmek. Açıkça belirtmek. Beyan etmek. Söylemek. Bildirmek.

Flounces : Öfke ile fırlamak. Azametle yürümek. Hışımla hareket etmek. Fırlamak. Fırlayıp yürümek. Fırlayış. Öfkeyle fırlamak. Atılış. Farbala ile süslemek. Sabırsızca davranmak.

 

Fluid ounce : 57 cc. Sıvı ölçüm birimi. Abd 29.

Renounces : Bırakmak. Feragat etmek (bir haktan). Başka renk kağıt oynamak. Vazgeçmek (bir imtiyazdan). Reddetmek. Vazgeçmek. Vazgeçmek (bir iddiadan). Terk etmek. Tanımamak. Feragat etmek.

Mispronounces : Yanlış telaffuz etmek. Yanlış söylemek.

Announce : Okumak. Tebliğ etmek. Anons yapmak. Adaylığını açıklamak. Bildirmek. Duyurmak. Anons ettirmek. Yüksek sesle bildirmek. İlan etmek. Beyan etmek.

Pounces : Üzerine atılıp avlamak. Üstüne atılmak. Aniden saldırmak. Toz serperek kurutmak. Atılmak. Dalıvermek. Saldırmak. Pençe (kuş). Pençe. Saldırış.

İngilizce Ounces Türkçe anlamı, Ounces eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Ounces ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A little bit : Bir nebze. Birazcık. Azıcık.

A modicum of : Bir nebze. Az bir miktar. Azıcık. Pek az. Zerre kadar.

Go : Bahse girmek. İşlemek. Gitmek. Enerji. Canlılık. Sonuçlanmak. Yok olmak. Hareket etmek. Başlamak. Gitme.

Dosages : Dozaj. Azıcık şey. Doz ayarlama. Doz.

Jounce : Zıplamak. Sarsıntı. Sarsma. Sallamak. Sarsmak.

Dosed : Miktar. Belli ölçüde ilaç vermek. Doz. Düze. Cinsel hastalık kapma. Şaraba alkol katmak. Belirli bir dozda ilaç. Dozunu ayarlamak. Dozlamak.

Dose : Belirli bir dozda ilaç. Doz. Bir defada verilen ilaç miktarı. Cinsel hastalık kapma. Belli ölçüde ilaç vermek. Dozlamak. Kamışı kırma. Dozunu ayarlamak.

Barbel : Balığın dudağındaki sakal. Bazı balıkların ağız kenarlarında bulunan duyargalar. Bıyık. Bıyıklı balık. Karakeçi balığı. Kemikli balıklar (teleostei) takımının, sazangiller (cyprinidae) familyasından, 60 cm kadar uzunlukta, diğer türlerden bıyıkları olmasıyla ayrılan, avrupa ve türkiye tatlı sularında yaşayan bir tür.

 

A bit : Az. Biraz.

Ounces synonyms : locomote, in one case, troy ounce, spotted, twenty eight, ounce, doses, one time, tabbies, a little, tabby cat, a bit of a, snow leopard, move, driblet, a piece of, a bar of, dollop, dosage, tabby, a trifle, mullet, dollops, red mullets, mullets, red mullet, barbels, travel.

Ounces zıt anlamlı kelimeler, Ounces kelime anlamı

Stay in place : Yerinde kalmak.

Rise : Terfi etmek. Ayağa kalkmak. Yükselmek. İyileşmek. Yükseliş. Ayyuka çıkmak. Yükseltmek. Kabarmak. Artış. Artmak.

Ascend : Çıkmak. Tahta çıkmak. Ziyadeleşmek. Ağmak. Artmak. Pesten tize geçmek (müzik terimi). Yukarı çıkmak. Tırmanmak. Çıkmak (tahta). Yükselmek.