Padişah peşkeşçisi nedir, Padişah peşkeşçisi ne demek

Padişah peşkeşçisi; Tarih alanında kullanılan bir kelimedir.

Tarih terimi olarak anlamı:

Padişah adına saraya gelen armağanları alan görevli.

Padişah peşkeşçisi tanımı, anlamı

Padişa : Hükümdar, bk. padişah

Peşkeşçi : Yabancı elçilerin padişahlara getirdikleri armağanları divan günü vezirlerin önünde sergileyen, ortakapı bölükbaşılarından birinin sanı.

Padişah : Osmanlı Devleti'nde devlet başkanına verilen unvan, hükümdar, sultan.

Peşkeş : Yaranmak amacıyla uygunsuz olarak verilen şey.

Görevli : Görevi olan, vazifeli. Resmî görevi olan kimse, memur.

Armağan : Birini sevindirmek, mutlu etmek, onurlandırmak, kutlamak için veya anı olarak verilen şey, hediye, dürü. Bağış, ihsan. Bir bilim adamının emek verdiği dalda onu anmak için hazırlanan bilimsel eser. Ödül.

Saray : Hükümdarların veya devlet başkanlarının oturduğu büyük yapı. Van iline bağlı ilçelerden biri. Tekirdağ iline bağlı ilçelerden biri. Kamu işlerinin yürütüldüğü büyük yapı. Devlet başkanı ve çevresi. Görkemli ve gösterişli yapı.

Adına : Bir şeyin veya bir kimsenin namına, hesabına, yerine.

Görev : Bir nesne veya bir kimsenin yaptığı iş. Bir cümlede bir dil biriminin öbür birimlerle ilişkisi aracılığıyla yerine getirdiği iş. Resmî iş, vazife. Bir kimseye veya bir kurula verilen özel amaçlı iş, misyon. İşlev. Bir değerin başka değerlerle olan ilişkisi. Bir organ veya hücrenin yaptığı iş.

 

Gelen : Gelme işini yapan (kimse ya da nesne). Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın).

Adın : Yabancı. Başka, başkaca.

Arma : Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin simgesi olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil, ongun (II). Geminin yürümesine hizmet eden direk, seren, ip, halat ve yelken takımı.

Gele : Tavla oyununda elinde kırık taşı bulunan oyuncunun attığı, uygun olmayan zar.

Alan : Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha. Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılmış olan geniş yer. Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha. Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran. Yüz ölçümü. Bir çalışma çevresi. Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü. İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası.

Sara : Zaman zaman kendini kaybederek olduğu yere düşme, vücutta şiddetli çırpınmalar ve ağız köpürmesi ile ortaya çıkan bir sinir hastalığı, tutarık, tutarak, tutarga, yilbik, epilepsi.

Göre : Bir şeye uygun olarak, bir şey uyarınca, gereğince. Bakılırsa, hesaba katılırsa, göz önünde tutulunca, bakarak, nazaran.

Diğer dillerde Padişah peşkeşçisi anlamı nedir?

Osmanlıca Padişah peşkeşçisi : pişkeşci-yi şehriyarî