Palavra nedir, Palavra ne demek

Palavra; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de argo olarak kullanılır. kökeni ispanyolca dilinden gelmektedir.

  • Herhangi bir konuda gerçeğe aykırı, uydurma söz veya haber, balon
  • Genellikle posta vapurlarında üst güvertenin altındaki güverte.
  • Uzun ve boş konuşma, martaval.

"Palavra" ile ilgili cümle

  • "Delikanlı, imparatorluk sözünün bir palavra olmadığını artık yavaş yavaş anlıyordu." - T. Buğra

Yerel Türkçe anlamı:

Kerpiçten yapılmış olan yapılarda, kapı ve pencere üstlerine konulan kalın, ağaç direk.

Palavra anlamı, kısaca tanımı:

Palavra atmak : Abartarak konuşmak, başarılardan abartarak söz etmek. uydurma, asılsız bir söz veya haberi gerçekmiş gibi ortaya atmak.

Pala : Eski, kullanılmış eşya veya giysi. Bir yere çaprazlama konulan yassı kiriş veya kereste. Bez parçalarından dokunan basit kilim, yaygı. Kürek vb. araçların, enli ve yassı bölümü. Kavisli, kısa, uç bölümü geniş, kabzasına doğru daralan bir kılıç kılıç.

Palavracı : Uydurma söz veya haber ortaya atan, yaptığı işleri abartan, bu davranışları huy edinmiş olan (kimse), tıraşçı, uydurmacı, baloncu.

Palavracılık : Palavracı olma durumu, uydurmacılık.

Aykırı : Gidilen yol üzerinde olmayıp gidiş yönüne ters düşen. Bütün noktaları aynı düzlemde bulunmayan. Toplumda görüş ve yaşayış biçimiyle uçlarda bulunan (kimse), marjinal. Alışılmışa, doğru olarak kabul edilmişe uygun olmayan, karşıt, ters, mugayir, muhalif. Çapraz, ters.

 

Uydurma : Şişirme haber. Yeni bir biçim verilmiş. Uydurmak işi. Gerçek dışı, uydurulmuş olan, yalan, sahte, asılsız, düzme.

Haber : Yüklem. Bir olay, bir olgu üzerine edinilen bilgi, salık. İletişim veya yayın organlarıyla verilen bilgi. Bilgi.

Balon : Aslı olmayan, palavra şey. Karnı yuvarlak ve şişkin, boynu dar cam kap. Isıtılmış hava veya havadan daha hafif bir gazla doldurulan, atmosferde uçabilen, küre biçiminde araç. Hava veya gazla doldurulmuş, kauçuktan yapılmış olan çocuk oyuncağı. Karikatürde içi sözle doldurulan yuvarlak. Geriden gelen rüzgârdan yararlanmak amacıyla yatın ana direği üzerine çekilen üç köşeli, hafif yelken.

Konuşma : Görüşme, danışma, müzakere. Konuşmak işi. Dinleyicilere bilim, sanat, edebiyat vb. konularda bilgi vermek için yapılmış olan söyleşi, konferans.

Martaval : Yalan, uydurma söz, palavra.

Genel : Bir genelleme sonucunda elde edilen. Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan. Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi. Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne). Yetkisi ve sorumluluğu çok olan.

Uzun : Ayrıntılı. Başlangıcı ile bitimi arasında fazla zaman aralığı olan, çok süren. Ayrıntılı olarak, derinlemesine. İki ucu arasında fazla uzaklık olan, kısa karşıtı.

Ve : İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz. Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu.

 

Boş : Kullanıldıktan sonra içinde bir şey bulunmayan, kirli (bardak, çanak vb.). Görevlisi olmayan (iş, görev), münhal. Yapılacak işi olmayan, işsiz. Bilgisiz. Habersiz, hazırlıksız bir biçimde. İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı. Bir işe yaramayan, yararsız. Anlamsız.

Palavra atmak : abartarak konuşmak, büyük başarılardan söz etmek. İlgili cümle: "“Yalana yakın palavralar savurmaktan kendini alamayan Ragıp Bey, bu sefer tamamıyla masumdu.”" Y. K. Karaosmanoğlu. uydurma, asılsız bir söz veya haberi gerçekmiş gibi ortaya atmak.

Palavracı asker : Roma komedyasında, durmadan böbürlenen, yüksekten atan, farfaracı, o ölçüde de korkak asker tipi. Bu tip, Rönesans'ta ortaya çıkan italyan halk doğaçlama tiyatrosunda cucurucu, cicirrus, capitano adlarıyla sahneye çıkmıştır. Lat. Miles Gloriosus (Plautus): Latin komedyasının durmadan böbürlenen, yüksekten atan, farfara, o oranda da korkak bir asker tipi. Hemen herkesten dayak yer. Latin komedyasından sonra çeşitli komedya türlerinde bambaşka adlarla sık sık karşımıza çıkar: Commedia dell'Arte türünün Kukuruku, Kapitano, gibi tipleri (bk. kukuruku, kapitano, kikirrus.)

Palavra ile ilgili Cümleler

  • Ali bir palavracı.
  • Palavra atmıyorum.
  • Jale bir palavracı.

Diğer dillerde Palavra anlamı nedir?

İngilizce'de Palavra ne demek? : n. word, term; say, expression; loan; shibboleth; spell; vox

adj. claptrap

n. lie, hot air, boasting, applesauce, bragging, baloney, boloney, bounce, braggadocio, bunk, bunkum, claptrap, cock-and-bull story, eyewash, fish story, flubdub, flummery, gaff, jazz, palaver, talkee talkee, tall story, shits [sl.]

Fransızca'da Palavra : hâblerie [la], mensonge [le], blague [la], vantardise [la]

Almanca'da Palavra : n. Angeberei

Rusça'da Palavra : n. хвастовство (N), вранье (N)