Patient türkçesi Patient nedir

Patient ile ilgili cümleler

English: Ali is a patient of mine.
Turkish: Ali benim bir hastam.

English: A good teacher must be patient with his students.
Turkish: İyi bir öğretmen öğrencilerine karşı sabırlı olmalıdır.

English: Ali is a patient man.
Turkish: Ali sabırlı bir adamdır.

English: After the botched gallbladder surgery, the patient was filled with bile, both figuratively and literally.
Turkish: Berbat safra kesesi ameliyatından sonra, hasta hem mecazi olarak hem de kelimenin tam anlamıyla, safra ile doluydu.

English: A doctor should never let a patient die.
Turkish: Bir doktor, asla bir hastanın ölmesine izin vermemelidir.

Patient ingilizcede ne demek, Patient nerede nasıl kullanılır?

As patient as : Kadar sabırlı.

Be patient of : Tahammül etmek.

Ambulatory patient : Hastanede tedavi edilen ancak gece hastaneden yatırılmayan kimse. Yürüyebilen hasta ve yaralı.

Be patient : Sabırlı ol. Dişini sıkmak. Sabretmek. Çıdamak. Sabırlı olmak. Sabır göstermek.

Bed patient : Yatak hastası.

In patient : Yatılı hasta. Hastanede yatan hasta.

Cardiac patient : Kalp rahatsızlığı olan kimse. Kalp hastası.

Mental patient : Akıl hastası.

 

Geriatric patient : Yaşlı hasta. Geriatrik hasta.

Out patient : Ayaktan hasta.

İngilizce Patient Türkçe anlamı, Patient eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Patient ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Decent : Hoş. Usturuplu. Oldukça iyi. İnce. Yeterli. İyi. Makul. Adam gibi. Nazik. Kabul edilebilir.

Determined : Belirlenmiş. Belirli. Muayyen. Belirtili. Kati. Kararlı. Kesin.

Firmer : Kesin. Katı. Emin. Kararlı. Sert. Sağlamlaştırıcı. Sabit. Sıkı. Metin.

Firm and abiding : Sürekli. Kalıcı. Kolayca hareket ettirilemeyen. Stabil. Sabit. Kolay hareket etmeyen.

Tenacious : (bellek) güçlü. Direşken. Bir işten vazgeçmeyen. Özlü. İnatçı. Sıkı sıkı sarılmış. Tutar. Vazgeçmeyen. Kuvvetli (hafıza).

Forgiving : Bağışlayan. Kin beslemeyen. Af. Bağışlayıcı. Affetme. Affeden.

Decided : Muhakkak. Kararlaştırılmış. Karar verilmiş. Değişmez. Anlaşılır. Kesin. Açık. Kararlı. Şüphesiz.

Broads : (argo) kadınlar. Açık. Serbest. Esas. Kartlar. Geniş. Kaba. Engin. Liberal.

Fastest : Eli çabuk. Sıkı. Değişmez. Solmaz. Çabuk. Sabit. Seri. Su gibi. Ayrılmaz.

Firm : Katı. Metin. Sert. Kararlı. Donmak (jöle pelte çikolata vb). Emin. Pekiştirmek. Kesin. Tecim kurumu adı. ortaklıkların tecimsel işlerde konularına göre kullandıkları tek ya da birleşik ad.

Patient synonyms : longanimous, nurse patient relation, sick person, index case, doctor patient relation, vaccinee, diseased person, patient of, persevering, arthritic, cases, admissive, hypertensive, steady, tolerant, stoical, decisive, participator, diuturnal, dead set on, longsuffering, bed ridden, buffs, high pressure, hypotensive, aficionado, stoic, attendees, fan, hypochondriac, inpatient, firmest, cracked.

 

Patient zıt anlamlı kelimeler, Patient kelime anlamı

Inpatient : Tıbbi tedavi aldığı süre boyunca hastanede kalan hasta. Hastanede yatarak tedavi gören hasta. Hastanede yatan hasta. Yatan hasta. Hastanede yatarak tedavi gören. Hastanede tedavi gören hasta. Hastanede yatılı tedavi gören hasta.

Outpatient : Hastanede yatmayan hasta. Ayaktan takip edilen hasta. Ayakta tedavi edilen hasta. Ayakta tedavi gören hasta.

Complaining : Nağme. Ağlama. Şikayet etme. Sızlanan. Şikayet eden. Söylenme. Sızlanma.

Patient antonyms : impatient, intolerant.

Patient ingilizce tanımı, definition of Patient

Patient kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To compose, to calm. ONe who, or that which, is passively affected. A passive recipient. Having the quality of enduring. Physically able to suffer or bear.