Patlamak nedir, Patlamak ne demek
- Nesneler, iç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla büyük ses çıkararak dağılmak, infilak etmek
- Herhangi bir durum veya bir değerin yitirilmesine yol açmak, mal olmak.
- Görünür duruma gelmek, ortaya çıkmak, yeşermek.
- Yarılmak.
- Çok sıkılmak, sıkıntı ve sabırsızlığını belli etmek.
- Top, taşıt lastiği vb. şeyler değişik nedenlerle havası inmek.
- Yırtılıp açılmak.
- Aşırı tepki göstermek.
- Ansızın tehlikeli bir şey meydana gelmek.
- Ansızın bir gürültü duyulmak.
"Patlamak" ile ilgili cümleler
- "Dinamit patladı."
- "Sanıyorum ki istimi fazla gelmiş kazanlar gibi hırslarından patlayacaklar." - O. C. Kaygılı
- "Harp patlıyor ve askerlere edebiyatçılık, edebiyatçılara askerlik yapmak düşüyor." - N. F. Kısakürek
- "Fukaranın hem sağ bileği çıkmış hem davulu patlamıştı." - R. N. Güntekin
- "Tomurcuklar patladı."
- "Gözlerim gene ayakkabılarıma kaydı, yanları patlamıştı." - O. Kemal
Yerel Türkçe anlamı:
Sabrı tükenmek
Çatlamak, parçalanmak,
Patlamak anlamı, tanımı:
Patlama : Birdenbire gelişme, çoğalma. Patlamak işi.
Altıpatlar : Fişek koymaya yarayan bölümü silindir biçiminde ve namlu gerisinde olan, tek parçadan oluşmuş, altı tane fişek alan tabanca, revolver.
Afyonu patlamak : Ayılmak, kendine gelmek.
Bomba gibi patlamak : Öfkelenerek birdenbire ve yüksek sesle bağırıp çağırmak. bir olay birdenbire ortaya çıkarak herkesi şaşırtmak.
Elinde patlamak : Haber vb.ni uygun zamanda kullanamayıp fırsatı kaçırmak. bir şey satılamayıp sahibinde kalmak.
Freni patlamak : Bir iş denetimden çıkmak. fren, görevini yapmamak.
Hava patlamak : Fırtına çıkmak.
Kabak başına patlamak : Birçok kimsenin ilgili olduğu bir olaydan, yalnızca bir kimse zarar veya ceza görmek.
Kaça patlamak : Ne kadara mal olmak, fiyatı ne olmak?.
Kulağının zarı patlamak : Gürültü yüzünden rahatsız olmak.
Pahalıya patlamak : Çok para, özveri, emek gerektirmek. zarara, sıkıntıya yol açmak. kolay elde edilememek.
Silah patlamak : Silah ateş almak. savaş başlamak.
Tabanları patlamak : Çok yürümekten, çok ayakta durmaktan aşırı yorulmak.
Top gibi patlamak : Birden gelen şaşırtıcı ve ürkütücü haber duyulmak.
Nesnel : Gerçeğe varmak amacıyla, taraf tutmadan inceleme yapan, hüküm veren, objektif. Nesne ile ilgili, nesneye ilişkin, öznel karşıtı. Bireyin kişisel görüşünden bağımsız olan, objektif.
Basın : Bu tür iş yerlerinde görevli kimselerin tümü. Gazete, dergi gibi belirli zamanlarda çıkan yazılı yayınların bütünü, matbuat.
Etki : Bir kimse üzerinde bırakılan izlenim. Bir kimse veya nesnenin başka bir kişi veya şey üzerindeki gücü, tesir. Bir etken veya bir sebebin sonucu, yardım.
Çoğunluk : Sayı üstünlüğü, ekseriyet, azınlık karşıtı.
Büyük : Üstün niteliği olan. Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram). Makam, rütbe, derece bakımından daha üst olan kimse. Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş. Büyük abdest. Önemli. Niceliği çok olan. Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı.
Dağılmak : Karışık duruma gelmek, düzeni bozulmak. Toplu durumdayken ayrılıp birbirinden uzaklaşmak. Birliği, beraberliği bozulmak. Parçalanarak yayılmak, ufalanmak. Bir topluluğun, kuruluşun varlığı son bulmak, fesholunmak, münfesih olmak. Değer ve birimler belli etkenlerle, oranlı olarak bölünmek. Yavaş yavaş kaybolmak, yok olmak.
İnfilak : Güçlü bir biçimde patlama.
Açılmak : Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek. Açma işine konu olmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Genişlemek, bollaşmak. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Kıyıdan uzaklaşmak. Kapı, yol vb. geçit vermek. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Renk koyuluğunu yitirmek. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Ayrıntıya girmek. Delinmek, yırtılmak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Gereken güce ulaşmak.
Yarılmak : Üzerinde yarık açılmak. Yarma işi yapılmak.
Aşırı : Gereğinden fazla, çok. Bir şeye gereğinden çok fazla bağlanan, önem veren, müfrit, ekstrem. Gereğinden fazla olarak, çokça. Ötede, ötesinde. Alışılan veya dayanılabilen dereceden çok daha fazla, taşkın.
Tepki : Karşılık verme. Bir cismin kendini iten veya sıkıştıran başka bir cisme gösterdiği karşı etki, aksülamel, reaksiyon. Herhangi bir etkiye cevap olarak doğan, genellikle olumsuz söz veya davranış.
Göstermek : Belirtmek, anlatmak. Öğretmek, açıklamak. Birini veya bir şeyi işaretle belirtmek. Görünmek, benzemek. Herhangi bir biçimde değerlendirmeye yol açmak. Güzelliğini ortaya çıkarmak, temsil etmek. Bir şeyin etkisi altında tutulmak. Kanıtla inandırmak. Görülmesini sağlamak, görmesine yol açmak. Yapmasını söylemek, görevlendirmek. Etmek. Sert bir biçimde karşılık vermek.
Ansızın : Hatıra gelmeyen bir sırada, ani, anide, aniden, ansız, apansız, apansızın, birden, birdenbire, dangadak, defaten, durup dururken, fücceten, gürpedek, larp, larpadak, patadak, pattadak, rappadak, şakkadak, şapadanak, şappadak, şırakkadak, bedaheten, fücceten, nagehan, vehleten.
Bir : Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bu sayı kadar olan. Bir kez. Sadece. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Sayıların ilki. Aynı, benzer. Beraber. Ancak, yalnız. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Tek.
Gürültü : Sindirim yollarından bir sıvı geçerken çıkan sese verilen ad.
Duyulmak : Duyma işine konu olmak.
Patlamak ile ilgili Cümleler
- Bir fırtına patlamak üzeredir.
- Bu patlamak üzere.
Diğer dillerde Patlamak anlamı nedir?
İngilizce'de Patlamak ne demek? : v. burst, explode, go off, crack, erupt, blow, blow up, pop, break, detonate, fulminate, go up, knock back, let fly, plonk, plunk, go pop, puncture, set back, snap, spring
Fransızca'da Patlamak : éclater, exploser, détoner, craquer, crever, percer, péter
Almanca'da Patlamak : v. abplatzen, aufplatzen, bersten, detonieren, explodieren, knallen, krachen, krepieren, platzen, zerplatzen, zerspringen
Rusça'da Patlamak : v. лопаться, прорываться, разрываться, взрываться, детонировать, трещать, грохотать, разражаться, вспыхнуть, разразиться, грянуть, залеплять, трахнуть, лопнуть, прорваться, взорваться, прогрохотать, залепить
Bu kısımda Patlamak nedir? Patlamak ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Patlamak tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Patlamak hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.