Penetrasyon nedir, Penetrasyon ne demek
Penetrasyon; Veteriner alanında kullanılan bir sözcüktür.
Veterinerlikte sözlük anlamı:
Nüfuz etme.
Teknik terim anlamı:
İçine işlemek, içine girmek, içinden geçmek.
Penetrasyon hakkında bilgiler
Penetrasyon genellikle tıpta virüs penetrasyonu olarak kullanılır. Virusun vücuda girme stratejisinin ikinci adımıdır; yani virüs öncelikle bir konak canlı bulur ve ona yapışır(tutunur). ikincii adım olarak ta penetrasyon aşaması gerçekleşir. Penetrasyon demek birşekilde virusun hücre içine girmesi demektir. Bundan sonraki adımlar şöyledir. 3)soyma: (Bu evre virusun ücre içine girdekten sonra protein kısmını atmasıyla gerçeklerşir) 4)Transkripsiyon ve translasyon:(virüsünkonnak hücrede yeni yavru virusler için protein üretimi aşamasıdır önce ) 5)Replikasyon: (virusun konak hücre içinde yeni yavru virusler için yeni RNA(veya DNA) lar oluşturduğu aşamadır)
Penetrasyon anlamı, kısaca tanımı
Translasyon : [Bakınız: tercüme]. mRNA molekülüne aktarılmış genetik bilgiden polipeptit molekülünün sentezi işlemi. Tercüme. [Bakınız: ötelenme].
Nüfuz etme : Gaz ya da sıvının bir katı içine girmesi. Radyasyonun ve radyoaktik parçacıkların nesnelerden geçmesi. Bir orbitalin iç elektron bulutunu geçerek çekirdeğe yaklaşması. Standart bir iğnenin belirli şartlarda düşey olarak bırakıldığında maddenin içine girme derinliği. Delip girme, içine girme. Radyoaktif ışınların maddeleri delip geçmesi. Virüs çoğalması sırasında, hedef hücreye bağlanan virüsün hücrenin içine girdiği adım, penetrasyon.
Öncelikle : Öne alınarak, daha önce olarak.
Hücre içi : Hücrenin içinde olan. İntrasellüler. [Bakınız: göze-içi].
Strateji : İzlem. Bir ulusun veya uluslar topluluğunun, barış ve savaşta benimsenen politikalara destek vermek amacıyla politik, ekonomik, psikolojik ve askerî güçleri bir arada kullanma bilimi ve sanatı, sevkülceyş.
Öncelik : Bir şeyin öbüründen önce olması durumu, takaddüm.
Protein : Canlı hücrelerin ana maddesini oluşturan, genel olarak sülfür, oksijen ve karbon ögeleri bulunan amino asit birleşiminden oluşmuş, yumurta akı, et, süt vb. yiyeceklerde bulunan, karmaşık yapılı doğal madde.
İşlemek : Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek. İnce ve süslü şeyler yapmak, nakışlamak. İçine girmek, etkilemek, nüfuz etmek. Naşketmek. İyi çalışmak, müşterisi bol olmak. Durağan durumdan hareketli duruma geçmek, çalışmak. Herhangi bir konuyu ele alarak incelemek, öğretmek. Düşüncelerini herhangi birine etki yaparak benimsetmek. Hesapları, kayıtları düzenli olarak tutmak veya gereken yere aktarmak. Herhangi bir ürünü satışa sunulmadan önce birtakım işlemlerden geçirmek. Çimlenmek, filizlenmek. Çalışmak, iş yapmak. Ayçiçeği ya da kabak çekirdeği yemek. Mısır tanelerini ayırmak: Beş teneke mısır işledik. İşlemek. İşlemek, girip çıkmak; gapidan işlemek. Çalışmak. Herhangi bir veri saklama ortamına, tutanak eklemek ya da günlemek amacıyla yazmak. (kötü iş için): irtikâb. Yapmak. İmâl etmek, yapmak. Tesir etmek.
Sonraki : Sonra olan.
Girdek : Gerdek.
Gerçek : Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat. Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici. Yalan olmayan. Doğruluk. Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan. Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan. Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, özbeöz, hakiki, reel. Yapay olmayan. Temel, başlıca, asıl. Gerçeklik.
Üretim : Belirli faaliyet ve işlemler sonucu yeni bir mal veya hizmet meydana getirme, istihsal, tüketim karşıtı.
İkinci : İki sayısının sıra sıfatı. Sırada önem bakımından birinciden sonra gelen. Birinciden sonra gelen kimse veya nesne. Yeni, bir başka. Değer ve kalitece birinciden sonra gelen.
İşleme : İşlemek işi. Şiş, tığ, iğne ve benzerleri araçlarla elde yapılan, örgü, nakış, oya gibi işlerin genel adı, el işi. İnce ve süslü işlenmiş. Herhangi bir konuyu ele alarak inceleme. Bir filmdeki gizli görüntüyü ortaya çıkarmak için gümüş bromürlü tabakanın laboratuvarda çeşitli kimyasal işlemlerden geçirilmesi. Saat. hukuki tagyir. Mekanik işlemenin öteki adı. Bir filmdeki gizli görüntüyü ortaya çıkarmak amacıyla, duyarkatın işlemelikte çeşitli kimyasal işlemlerden geçirilmesi. Nicelenmiş verileri elle, işleteçler ya da elektrikli araçlarla işlemden geçirerek sayımsal çözümlemeleriyle birlikte çizelgeleme.
İçinde : Süresince, zarfında. ile dolu bir biçimde. Ortamında.
Girmek : Dışarıdan içeriye geçmek. İncelemek, ayrıntılara inmek. İyice anlamak, iyice bilmek. Erişmek, ulaşmak. Yemek yemek. Sulu bir şeyin veya su dolu bir yerin içine batmak veya dalmak. Sığmak. Tecavüz etmek, geçmek. Ağrı, sancı başlamak, saplanmak. Zaman anlamlı kavramlar için gelmek. Girişmek, başlamak. Kavgaya tutuşmak. Yeni bir duruma geçmek, dönüşmek. Yüklenmek. Bir şeyin yapımında, birleşiminde yer almak. Bulaşmak. Almak, fethetmek. Yazılmak, başlamak. Katılmak.
Geçmek : Bir yerden başka bir yere gitmek. Tükenmek, bitmek, sona ermek. Kullanımda olmak, tedavülde olmak. Yazılmak, girmek. Zamanı aşmak, geride bırakmak. Olmak, vuku bulmak, cereyan etmek. Etki yapmak, işlemek. Bir müzik parçasını meşk ederek öğrenmek, çalmak ya da söylemek. Bir duruma uğramak, konu olmak. Geride bırakmak, aşmak. Sönmek. Harcamak. Bir yeri aşmak, öbür yana ulaşmak. Bir konu üzerinde veya bir yerde çalışmış olmak. Bırakmak, vazgeçmek. Haberi bir iletişim aracı ile bildirmek. Sürümü olmak, satılmak. Sıyrılmak, kurtulmak, işin içinden çıkmak. Bir yere gidip oturmak. Üstünlük sağlamak. Görev almak. Çok bekletilmekten çürümeye yüz tutmak. Çekiştirmek, yermek. Bazı kelimelerle birleşik fiil yapar. Okulda, sınavda başarı göstermek. Hastalık bulaşmak, sirayet etmek. Yaşamak. Kalmak, devrolmak. Konuşmada sözü geçmek veya basında yer almak. Söylemeden veya bitirmeden atlamak. Bulunduğu yeri veya konumu değiştirmek. Kabul edilemez olmak. Yerini bırakıp başka yer almak. Birinden meşk etmek. Herhangi bir durum, soya çekim yoluyla birinde görünmek. Bir şeyi bundan böyle yapma durumunda olmamak. Bir yandan girip diğer yandan çıkmak. Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden gitmek.
Sonra : Daha ileri bir zamanda, müteakiben, önce karşıtı. Arkadan gelen bölüm ya da zaman. Daha uzak ve ileri bir yerde. Yoksa, aksi hâlde. Makam, sıra, değer ve önemde arkada oluşu bildiren bir söz.
Nüfuz : İçine geçme. Söz geçirme, güçlü olma, erk.
Diğer dillerde Penetrasyon anlamı nedir?
İngilizce'de Penetrasyon ne demek ? : penetration
Bu kısımda Penetrasyon nedir? Penetrasyon ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Penetrasyon tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Penetrasyon hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.