Pile up türkçesi Pile up nedir
- Karaya oturmak.
- Haşat etmek.
- Karaya oturtmak.
- Yığmak.
- Kaza yapmak.
- Bindirmek.
- Birikmek.
- Yığılmak.
- Kayalara çarpmak.
- İstif etmek.
- Biriktirmek.
Pile up ile ilgili cümleler
English: Ali usually lets dirty dishes pile up for a week, then he washes them.
Turkish: Ali genellikle kirli tabakları bir hafta kadar biriktirir, sonra onları yıkar.
Pile up ingilizcede ne demek, Pile up nerede nasıl kullanılır?
Pile : Ölçekleme yordamında değişik sınarların, ölçek konumlarını belirlemek üzere yargıcılarca içine sokulduğu küme. İstif etmek. Küme. Kazık. Direk. İstiflemek. Tepeleme doldurmak. Kümelenmek. Yığın. Yığınak yapmak.
Pile driver : Kazık çekicisi. Kazık çakıcı. Kazık tokmağı. Kazık varyosu. Kazık sökücüsü. Şahmerdan. Çakma makinesi.
Pile foundation : Kazıklı temel. Kazık temel.
Pile in : Doluşmak. Tıkıştırmak. Doluşturmak.
Pile on : Üşüşmek. Üst üste koymak. Tepeleme doldurmak. Yığmak.
İngilizce Pile up Türkçe anlamı, Pile up eş anlamlısı
Sözcükler, direkt olarak Pile up ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Get on : Otobüse trene veya uçağa binmek (örneğin, o trene 40 dakika önce bindi). İlerlemek. Olmak (belirli bir şekilde). Binmek (otobüs veya tren veya uçağa). Binmek. Otobüse binmek. Anlaşmak. Giymek. Ayrılıp gitmek. Geçinmek.
Pulverise : (sıvı) püskürtmek. Toz haline gelmek (ezilip). Toz yapmak. Toz haline getirmek (ezip). Un ufak etmek. Toz haline getirmek. Hezimete uğratmak. Ufalamak. Zerreleşmek.
Agglomerates : Bir araya toplamak. Toplama. Yığma. Toplanmak. Toplamak. Yığışma. Bir araya getirmek.
Accumulates : Toplamak. Toplanmak. Çoğalmak.
Bank : Set. Set çekmek. Silindir arası (motor). Uçağın bir yana yatması. Küme. Sığdip. Tuş arası (müzik terimi). Akarsu yüzü ile yatak yanlarının dokunum çizgisi. Yığın. Para ve para gibi geçerli olan tecimsel belgitler üzerinde işlem yapan tecim kuruluşu. yatırım kabul eden, kendi güvenirliğini karşıtının güvenirliği yerine koyarak onlara satın alma gücü sağlayan, para kullanılmadan da işlerin yürütülmesini kolaylaştıran anamal, para saygınlık ve ürem üzerine her türlü işlemi düzenleyen ve yürüten, gerçek ve tüzel kişilerin ve devletin bu alandaki gereksemelerini yerine getirici uğraşlarda bulunan ve bunları yapmağa yasalarla yetkilendirilen akçalı ve tecimsel kuruluş.
Strand : Boncuk dizisi. Yalı. İpliğin bir teli. Sahil. Saç tutamı. Kıyı. İp teli. Zor durumda bırakmak. Tel. Aşama.
Clump : Yığın. Ayak sesi. Ağır ve gürültülü adımlarla yürümek. Kümelemek. İndirmek. Kümeye eklemek. Ağır ağır atılan adımların sesi. Ağır adımlarla yürümek. Tok ses. Yumruklamak.
Bash up : Dövmek. Dayak atmak. Sopa çekmek. Benzetmek. Köteklemek.
Conglomerated : Konglomera. Kümelenmek. Holdingleşmek. Yığın. Toplanmak. Büyük işletme. Büyük şirket. Kümelemek.
Be stranded : Sahile vurmak. Karaya oturmuş olmak (gemi). Yolda kalmak. Yaya kalmak. Mahsur kalmak.
Pile up synonyms : cumulated, build up, drift, shipwrecking, quashes, cumulating, bumps, pile, cast up, cumulates, ground, stows, conglomerating, clashed, piled, quashed, clash, embarks, congregates, draw up, quashing, clumping, go aground, collapse, take ground, amass, run aground, clashes, amasses, agglomerated, sloshes, collect in, congregated.
Bu kısımda Pile up kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Pile up ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Pile up anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Pile up ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.