Plash türkçesi Plash nedir

Plash ile ilgili cümleler

English: Ali jumped into the water with a splash.
Turkish: Ali bir sıçrama ile suya atladı.

English: A passing car splashed water on us.
Turkish: Geçen bir araba üzerimize su sıçrattı.

English: Ali and Mary splashed each other.
Turkish: Ali ve Mary birbirine su sıçrattı.

English: A raindrop splashed on her cheek.
Turkish: Bir yağmur damlası onu yanağına sıçradı.

English: Ali splashed cold water on his face.
Turkish: Ali soğuk suyu yüzüne çarptı.

Plash ingilizcede ne demek, Plash nerede nasıl kullanılır?

Plashed : Şırıldamak. Şırıltı. Çağıltı. Çamurlu gölcük. Foşurdamak. Gürüldemek (su). Su sıçratmak. Sıçratmak (suyu). Şapırdatmak. Şapırtı.

Plashes : Çağıltı. Çamurlu gölcük. Foşurdamak. Şırıldamak. Şırıltı. Sıçratmak (suyu). Şapırdatmak. Gürüldemek (su). Su sıçratmak. Şapırtı.

Plashiest : Şırıltılı. Şırıldayan. Sulak. Çamurlu.

Plashing : Şırıltı.

Plashy : Şapırtılı. Sulak. Çamurlu. Şırıldayan. Şırıltılı.

Splash lubrication : Çarpma ile yağlama. Çarpma usulü ile yağlama.

Splash up : Sıçratmak.

 

Make a splash : Caka satmak. Fiyaka yapmak. Çok dikkat çekmek. Sükse yapmak. Prim yapmak. İlgi çekmek.

Backsplash : Tezgah arası panosu veya kaplaması. Set arası kaplaması. Bir lavabonun üzerindeki veya bir sobanın arkasındaki alanı sıçramalardan koruyan su geçirmeyen dik pano.

Splash guard : Çamurluk. Çamurluk saçı. Deflektör. Sıçrama siperi. Çamurtutan.

İngilizce Plash Türkçe anlamı, Plash eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Plash ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Dabbles : Serpmek. Suda oynamak. Suyla oynamak. Merak sarmak. Su serpmek. Takılmak. Sıçratmak. Hafifçe ıslatmak. Amatörce uğraşmak.

Gurgled : Çağlama. Lıkırdamak. Çağlayarak akmak. Agulamak. Agu. Çağıldamak. Çağlamak. Ağulamak.

Water hole : Su göledi. Su çukuru. Gölek. Büyük yağmur suyu birikintisi. Küçük göl.

Lace : Renklerle çizgilemek. Bağlanmak. Şerit. Bağcık. Bağlamak. Hafif alkol katmak (içkiye). Oya. Dantel. İçki katmak. Süslemek.

Babbled : Saçmalamak. Cırlamak. Çağıldamak. Çağlamak (su). Boşboğazlık etmek. Mırıldanmak. Gevezelik etmek. Ağzından kaçırmak. Ağulamak.

Interlace : Ağ gibi örmek. Karıştırmak. Birbirine geçirmek. Geçmeli tarama. Geçmek. Birbirine dolamak. Birbirine geçmek. Karışmak. Geçmeli tarama tv. Kimyasal bir sistemin iki fazı arasındaki dokunma yüzeyi.

Dabblings : Suda oynamak. Amatörce uğraşmak. Hafifçe ıslatmak. Serpmek. Takılmak. Merak sarmak. Suyla oynamak. Su serpmek. Sıçratmak.

Babble : Çağlamak (su). Boşboğazlık etmek. Mırıldanmak. Karmaşık konuşma. Saçmasapan mırıldanmak. Cırlamak. Çağıldamak. Aptalca konuşma. Gevezelik etmek. Tekdüze ses çıkartmak.

 

Lapped : Yalayıp yutmak. Üst üste gelmek. Sarmak. Dolamak. Örtmek. Üst üste binmiş. Oburca yemek. Üstüne koymak. Şapır şupur içmek. Tur yapmak.

Swash : Çalkalama. Çalkalamak. Çalkalanmak. Çalkantı. Çalkalanma. Dalga kırılmasından sonra suyun yükselerek kıyıya şiddetle çarpması.

Plash synonyms : pleach, slosh around, slush around, splosh, clicking, purls, intertwine, slosh, backwater, lap, bickered, enlace, clicks, dust, backwaters, bicker, burble, spatter, scatter, waters, splats, splat, babling, disperse, dot, dabbling, purling, burbles, bickers, burbling, smacked, purl, sprinkle.

Plash zıt anlamlı kelimeler, Plash kelime anlamı

Plash antonyms : untwine.

Plash ingilizce tanımı, definition of Plash

Plash kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To splash. To cut partly, or to bend and intertwine the branches of. A puddle. To splash, as water. As, to plash a hedge. To dabble in water. The branch of a tree partly cut or bent, and bound to, or intertwined with, other branches. A small pool of standing water.