Posta nedir, Posta ne demek

Posta; kökeni italyanca dilinden gelmektedir.

  • Bir yere gelen veya bir yerden gönderilen mektup ve emanetlerin tümü.
  • Bu emanetleri toplayan ve dağıtan kuruluş ve bu kuruluşun bulunduğu yer.
  • Genellikle bu emanetleri götüren taşıt.
  • Takım, kol.
  • Bir sanayi veya ticaret işletmesinde aynı süre içinde çalışanların tümü
  • Hizmet nöbetinde bulunan er.
  • Kez, defa, sefer.
  • Vapur, tren, uçak vb. taşıtlarla yapılmış olan yolculuk.
  • Yirmi dört saatlik çalışma gününün, çalışma bölümlerinden her biri, vardiya.

"Posta" ile ilgili cümleler

  • "Karadeniz postası. Avrupa postası."
  • "Posta, şu zarfı komutana götür."
  • "Yazısı silinmiş, kâğıdı sarı / Mektubumu geri getirdi / Dünya postaları" - A. N. Asya
  • "Bu araba bütün eşyayı dört postada taşır."
  • "Eşyalarımı ilk posta ile bir denk yapıp İstanbul'a gönderdim." - Ö. Seyfettin
  • "Sağa sola postalar çıkarıldı. İşçi postaları nöbetleşe çalışırlar."

İngilizce'de Posta ne demek? Posta ingilizcesi nedir?:

mail

Posta hakkında bilgiler

Posta, doküman ve küçük kolilerin müşterilerin isteği doğrultusunda, dağıtım sistemine denir. Türkiye'de bu işlemlerin yıllarca PTT tarafından yapılmasına karşın, daha sonra yapılmış olan yasal düzenlemelerle birlikte yerel ve uluslararası şirketler bu konuda çalışmaktadırlar.

 

İlk gerçek posta işlemleri Persler tarafından geliştirilmiştir. Pers Kralı Büyük Kiros (MÖ 550) ve onun halefi Darius dönemlerinde posta sistemine rastlanmıştır. Diğer kaynaklar Asurlular döneminde bunun gerçekleştiğini söyleselerde Hammurabi döneminde yapılmış olan posta sistemi olmaktan çok mektupların ve belgelerin biriktiği bir vergi dairesidir. Persler ise posta istasyonları vasıtasıyla çalışan etkin ve hızlı bir sistem kurmuşlardı. Postacı atıyla gider ve bu istasyonlarda atını daha taze olanla değiştirir ve böylece hizmet daha hızlı ilerlerdi. Herodotos eserinde bu sistemin nasıl çalıştığını şöyle anlatıyor: "Bir günlük seyahat mesafesi kadar yol boyunca atların ve adamların olduğu merkezler vardı bu kişiler yağmur, kar, sıcak, karanlık demeksizin postaları en hızlı şekilde ulaştırmak için orada sürekli bulunurlardı."

Ekonomik gelişme ve siyasi istikrarın yüksek olduğu Mauryan İmparatorluğu (MÖ 322 - 185) gelişmiş bir sivil posta teşkilatı altyapısı kurmuştu. Hintler konaklama evleri ve posta arabalarının kullanıldığı bu sistemle uzak akrabalarıyla iletişime geçebiliyorlar, yöneticiler buyrukarını ve yasaları ülkenin uzak yerlerine ulaştırıyorlardı.

Çinde posta sistemi Han Hanedanlığı döneminden beri vardı fakat 13. yüzyılda Cengiz Han'ın oğlu ve halefi Ögeday Han zamanında tüm Çin'i kapsayan dünyanın ilk gelişmiş posta teşkilatı kuruldu.

Posta ile ilgili Cümleler

  • Mektubu dün mü postaladın yoksa bugün mü?
  • Posta, günde bir kez dağıtılır.
  • Posta geldi.
  • Posta için gider misin?
  • Ona posta takip numarasını sorabilir misin?
  • posta her gün dağıtılıyor.
  • Posta ile gönder.
  • Kim posta yoluyla mektup gönderir ki? Bu günlerde elektronik postamız var.
  • Posta grev yüzünden ertelendi.
  • Onun adı Mustafa ve o, postanenin yanında yaşıyor.
  • Posta hizmetleri devlet tekelindedir.
  • Okula giderken bu mektubu benim için postalar mısın?
  • Kim postayla mektup gönderir ki? Bu günlerde epostamız var.
  • Senin için postada bir paket var.
 

Posta anlamı, kısaca tanımı:

Mektup : Bir şey haber vermek, sormak, istemek veya duyguları bildirmek için birine çoğunlukla posta yoluyla gönderilen, zarfa konulmuş yazılı kâğıt, name.

Çalış : Çalma işi.

Hizmet : Görev, iş. Birinin işini görme veya birine yarayan bir işi yapma. Bakım, özen, ihtimam.

Posta etmek : Görevliler, birini resmî bir daireye götürmek. birini, gönlü olmasa da bir kimseye teslim edip bir yere göndermek.

Posta koymak : Birini korkutmak, gözdağı vermek.

Posta yapmak : Bir yere gidip gelmek, sefer yapmak.

Postaya atmak : Mektup, gazete, paket vb.ni gideceği yere ulaşması için posta kuruluşuna vermek, postalamak.

Postayı kesmek : İlgiyi kesmek. bir şeyi yapmaktan vazgeçmek.

Postane : Posta ile gönderilen maddelerin kabul edildiği, postaya verilmiş maddelerin ayrım ve dağıtımının yapıldığı bina.

Posta kartı : Sert ve dayanıklı kâğıttan yapılan, bir tarafı haberleşme için ve diğer tarafının yarısı alıcının adresi, pul veya postalama işaretleri için ayrılmış bulunan, zarfsız postalanarak da kullanılan bir haberleşme malzemesi.

Posta kodu : Gönderilerin alıcılara daha kolay ulaştırılmasını sağlamak için posta yönetimince kentlerin bölgelerine göre verilen sayılar.

Posta kutusu : Postanelerde veya halkın kolayca ulaşabileceği yerlerde bulunan mektup, kart vb. haberleşme evrakının konulduğu özel kutu.

Posta pulu : Posta ile gönderilen şeylere yapıştırılan ve para karşılığında alınan pul.

Posta treni : Genellikle ticari mal veya posta ulaşımını sağlayan tren.

Acele posta : Özel ücreti olan ve alıcısına hızlı bir biçimde teslim edilen posta.

Elektronik posta : Bilgisayarlar veya bir ağ içindeki belli gönderim merkezleri arasında elektronik bilgi iletişimi, elmek, e-posta.

E posta : Elektronik posta.

Post : Bazı deyimlerde "can" anlamında kullanılan bir söz. Tüylü hayvan derisi. Makam. Tarikatlarda şeyhlik makamı.

Postacı : Mektup, gazete, havale, paket vb.ni gönderilen yere ulaştıran posta idaresi görevlisi.

Postacılık : Posta işletme işi. Postacının görevi.

Postal : Düşkün kadın. Genellikle askerlerin giydiği konçlu ve kaba potin.

Postalama : Postalamak işi.

Postalamak : Postaya vermek. Herhangi bir sebeple birini yanından uzaklaştırmak.

Postalanma : Postalanmak işi.

Postalanmak : Postalama işi yapılmak.

İki arslan bir posta sığmaz : "bir ülkede iki baş egemen olamaz" anlamında kullanılan bir söz.

Gönderi : Yolcu etme, uğurlama. Bir yerden bir yere özellikle posta ile gönderilen paket, telgraf, mektup vb.

Emanet : Eşyanın ücret karşılığı geçici bir süre bırakıldığı yer. Birine geçici olarak bırakılan ve teslim alınan kişice korunması gereken eşya, kimse vb., inam, vedia. Can, ruh. Bir kimse ile birine gönderilen şey.

Genel : Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan. Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi. Yetkisi ve sorumluluğu çok olan. Bir genelleme sonucunda elde edilen. Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne).

Taşıt : Otomobil, tren, gemi, uçak gibi taşıma araçlarının ortak adı, nakil aracı, nakil vasıtası, vasıta.

Topla : Üç parmaklı dirgen.

Kuruluş : Kasılma. Bir sefer kuvvetini oluşturan birliklerin yapısı. Topluma hizmet, üretim, tüketim vb. amaç ve görevlerle kurulan her şey, tesis. Kurulma işi. Yapı, yapılış, bünye.

Takım : Hayvanlarda yemek borusu, akciğer ve karaciğere genel olarak verilen ad. Bir filmin çevriminde görüntüleri alma, aydınlatma, ses alma gibi belli başlı çalışmaları yapmak için gerekli en küçük teknikçiler topluluğu. Canlıların bölümlendirilmesinde familya ile sınıf arasında yer alan, yakın benzerlikler gösteren organizmaların oluşturduğu birlik. Birlikte oynayan, kazanmak için birlikte çalışan sporcu topluluğu. Sigara ağızlığı. Takım elbise. Bir oyunda sahaya çıkan belli kuruluşlara bağlı oyuncular topluluğundan her biri. Bölüğü oluşturan birliklerden her biri. Birbirini tamamlayan şeylerin tümü. Meslek, davranış, durum vb. yönlerden birbirine uyan kimselerin oluşturduğu topluluk. Görev bakımından birbirini tamamlayan kimselerin topluluğu, grup, ekip, trup. Aşağılayıcı ve küçümseyici anlamda topluluk. Bir işte veya bir yerde kullanılan eşya ve aletlerin tamamı, ekipman.

Doküman : Belge.

Genellikle : Genel olarak, büyük bir çoğunlukla, çoğu kez, çoğun, çoğunlukla, çoklukla, ekseri, ekseriya, ekseriyetle, umumiyetle.

Bu : Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz. En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz.

Kol : Ağaçlarda gövdeden ayrılan kalın dal. Kanat. Giyside vücudun bu bölümünü saran parça. Makinelerde tutup çevirmeye, çekmeye yarayan ağaç veya metal parça. Koltuk, divan vb.nin yan tarafında bulunan dayanmaya yarayan parça. Karakol. Koyun, dana, kuzu vb.nde ön ayağın üst bölümü. İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm. Bir şeyin ayrıldığı bölümlerden her biri, dal, kısım, şube, branş. Bir halat oluşturan bükülmüş lif demetlerinden her biri. Bazı çalgıların elle tutulan sap bölümü. Dizi, düzen. İş takımı, ekip, grup.

Kez : Bazı sayı sıfatlarıyla birlikte kullanılarak bir olayın ve olgunun her bir tekrarlanışını bildiren söz, defa, kere, sefer.

Defa : Kez, kere.

Sefer : Yolculuk. Kez, defa. Genellikle ülke dışına yapılmış olan askerî harekât, savaşa gitme, savaş.

Er : Kahraman, yiğit. Rütbesiz asker, nefer. Erkek. Koca. Erbiyum elementinin simgesi. İşini iyi bilen, yetenekli kimse. Erken.

Posta çeki : Gerçek ya da tüzel bir kişinin posta idareleri aracılığıyla para aktarımını sağlayan ödeme aracı.

Posta emri : Mal ve hizmetlerin posta yoluyla satın alınması için verilen emir.

Posta gideri içinde : "Posta parası da gönderilen nesnenin içindedir" anlamına gelen deyim.

Posta gönderimi : Belirli bir paranın gönderenince alıcısına ödenebilmesi için posta yönetimince alıcının bulunduğu PTT yönetimine yazılan ödeme emri.

Posta gurmak : Yükü elden ele geçirerek taşımak için birkaç kişi belirli aralıklarla dizilmek.

Posta gümrük yöntemi : Yabancı ülkelerden posta ile gelen ya da oralara posta ile gönderilen mallara uygulanan gümrük ilke ve yöntemi.

Posta ile gönderme : Vergi ile ilişkili bildirimlerin bağıtlı olarak posta ile gönderilmeleri.

Posta iletişim kuralı : (PİK)

Posta koymak : birini korkutmak, gözdağı vermek. İlgili cümle: "“Daha dün Kel Mahmut'u yıkayıp yağlayan yavşak bugün kalkmış ona posta koyuyor.”" R. Ilgaz.

Posta kurmak : Domuz, ayı vb. hayvanları avlamak için çevrelerini sarmak.

Diğer dillerde Posta anlamı nedir?

İngilizce'de Posta ne demek? : [Posta] v. post, mail; position, station, appoint; send electronic mail to a newsgroup (Computers)

v. put, place, set, lay, pose; put oneself, place oneself

n. mail, (British) post; post office; parlay, bet

Fransızca'da Posta : poste [la]

Almanca'da Posta : n. Post

adj. postalisch

Rusça'da Posta : n. вестовой (M), почта (F), команда (F), пост (M), пункт (M), связной (M), курьер (M), постовой (M)

adj. почтовый