Province türkçesi Province nedir

Province ile ilgili cümleler

English: The province is rich in mineral resources.
Turkish: İl, maden kaynaklarınca zengindir.

English: A four-year-old American tourist was disappointed to realize that, in fact, the Sichuan province is not entirely made of spicy beef, in spite of its famously piquant cuisine.
Turkish: Dört yaşındaki Amerikalı turist, aslında, Sichuan eyaletinin ünlü mayhoş mutfağına rağmen tamamen baharatlı sığır etinden yapılmamış olduğunu farkettiği için hayal kırıklığına uğradı.

English: Kosovo was a province of Serbia.
Turkish: Kosova Sırbistan’ın bir iliydi.

English: We guarantee the lowest price in language academies in the province of Québec.
Turkish: Biz Quebec eyaletinin dil akademilerindeki en düşük fiyatı garanti ediyoruz.

English: Alsace is a very beautiful province of France.
Turkish: Alsace Fransa'nın çok güzel bir ilidir.

Province ingilizcede ne demek, Province nerede nasıl kullanılır?

Baghdad province : Bağdat vilayeti.

Biogeographic province : Biyocoğrafik çevre. Organizmaların coğrafik dağılımında etkili olan, çok özel fiziksel ve kimyasal özellikler taşıyan coğrafik bir alan.

Cape province : Ümit burnu vilayeti. Vilayet burnu. Güney afrika'nın güneyinde bulunan eski bir vilayet.

 

Geographical province : Coğrafyasal bölge. Kimi halkbilimcilere göre, coğrafyasal etkenlerin bir sonucu olarak halk düşününde belirli değişikliklerin oluştuğu bölge. krş. coğrafyasal boyut.

State or province : Eyalet.

Provincialism : Taşra ağzı. Taşralılık. Ölçünlü türkçenin ve yazı dilinin dayandığı konuşma ölçüleri dışında kalan, ağızlara bağlı konuşma türü; geleceğiz kelimesinin gelcez, gelecãh, geleceğik biçimlerinde söylenmesi gibi. bk. ağız.

Provinciality : Geri kafalılık. Köylülük. Taşralılık.

Provincialize : Kırsallaştırmak.

Provinces : Branş. Uzmanlık alanı. Yetki sahası. Taşra. Vilayet. İş sahası. Uzmanlık dalı. İl.

Provincial : Görgüsüz. Geri. Taşralı kimse. Taşraya ait. Köylü. İl. Geri kafalı. Eyalete ait. Taşralı. Dini idarenin yöneticisi.

İngilizce Province Türkçe anlamı, Province eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Province ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Pursuit : Uğraş. Meşgale. Hukuk, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Takip. Gerçekleştirmeye çalışma. Peşinde olma. Peşine düşme. Devingen filmlerde, özellikle serüven, kovboy, güldürü filmlerinde sık sık başvurulan, bir kimsenin yakalanması için izlenmesine dayanan yol. Araştırma.

The county : Eyalet. İdari bölge. Yerel idarelerin en küçük birimleri. Eyaletteki yerel yönetim bölgesi. Vilayet. İlçe. İl halkı. Kontluk. Abd ilçe.

Sphere : Yüzeyinin her noktası özekten eşit uzaklıkta olan yuvarlak kapalı yüzey. Alan. Saha. Gökkubbe. Yuvarlak. Yerküre. Katman. Yuvar. Gökyüzü.

 

Provinces : Taşra. Vilayet. Uzmanlık dalı. Uzmanlık alanı. Branş. İş sahası. Yetki sahası.

Domain : Alan. Beylik arazi. Çalışma alanı. Malikane. Mülk. Etki alanı. Arazi. Muhit.

Il : İsrail'de bulunan kişi veya sitenin internet adresi uzantısı (bilgisayar). İnterlökinler. Il. (kimya) ilinyum (prometyum metalik elementinin eski ismi).

Country : Yöre. Sayfiye. Köy. Memleket. Vatan. Taşraya ait. Taşra. Yurt. Kır. Millet.

Pursuits : İzleme. Gerçekleştirmeye çalışma. Meşguliyet. Kovalama. Meşgale. Uğraş. İş. Araştırma. Arama.

Expertness : Ustalık. Mahirlik. Bilirkişilik.

Specialization : Uzmanlaşma. Özelleşme. Tek bir alanda çalışma (birçok alan veya iş yerine). İhtisas. Tek bir iş yapma (birçok alan veya iş yerine).

Province synonyms : ecclesiastical province, soviet socialist republic, canadian province, italian region, australian state, proficiencies, area, american state, know how, adeptness, county, eparchy, field, proficiency, specialisation, land, administrative division, competence, specializations, oblast, surveyorship, specialisations, orbit, expertise, arena, speciality, state, provincial, field of interest, knowhow, specialty, territorial division, administrative district.

Province ingilizce tanımı, definition of Province

Province kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A country or region, more or less remote from the city of Rome, brought under the Roman government. A conquered country beyond the limits of Italy.