Punctual türkçesi Punctual nedir

Punctual ile ilgili cümleler

English: Paul is punctual like a clock.
Turkish: Paul saat gibi dakiktir.

English: Ali is punctual, isn't he?
Turkish: Ali dakik, değil mi?

English: Ali is punctual.
Turkish: Ali dakik.

English: Ali is always punctual, isn't he?
Turkish: Ali her zaman dakik, değil mi?

English: Ali is always punctual.
Turkish: Ali her zaman dakiktir.

Punctual ingilizcede ne demek, Punctual nerede nasıl kullanılır?

Punctuality : Dakiklik.

Punctually : Tam zamanında. Gününde.

Unpunctual : Dakik olmayan. Geç kalan.

Unpunctuality : Belirlenen zamanda yapmama. Uygun olan zamanda gerçekleştirmeme.

Punctuate : İşaretlemek. Vurgulamak. Noktalama işaretleri koymak. Noktalamak. Noktalama işaretlerini koymak. Araya girmek. (sözü) ikide bir kesmek. Sözünü kesmek. Lafını kesmek.

Close punctuation : Sık noktalama.

Punctuated : Sözünü kesmek. Araya girmek. Noktalamak. Noktalama işaretlerini koymak. Noktalı. Lafını kesmek.

Punctuating : Lafını kesmek. Araya girmek. Noktalama işaretlerini koymak. Noktalama işaretleri koymak. Noktalamak. Sözünü kesmek. (sözü) ikide bir kesmek. İşaretlemek. Vurgulamak.

Case and end punctuation : Büyük veya küçük harf ve noktalama.

 

Punctuations : Lafa karışma. Noktalama. Noktalama işaretleri. Sözünü kesme.

İngilizce Punctual Türkçe anlamı, Punctual eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Punctual ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Cautious : Tedbirli. Önemli. Müdebbir. Sakıngan. Sakınan. İhtiyatlı. Basiretli. Temkinli.

In season : Mevsiminde. Çiftleşme döneminde. Tam mevsimi. Tam zamanında. Olmuş. Kullanılabilir. Doğru zamanda. Hazır. Vaktinde. Uygun zamanda.

In time : Erken. Uygun tempoda. Sırası gelince. Vaktinde. Bir süre sonra. Vakitli. Zaman içinde. Zamanında (yetişmek). Nihayet.

In due course : Bilmünasebe. Vakti gelince. Zamanla. Sırası geldiğinde. Vaktinde. Sırası gelince. Vaktinde veya zamanında. Zamanı gelince.

Promptest : Hemen teslim edilen. Tık para. Nakit. Hazır. Çabuk. Hemen. Tez.

Calculating : Bencil. İhtiyatlı. Egoist. İşini bilen. Hesaplanıyor. Hesaplama. Hesap. Kurnaz. Çıkarcı.

Minuting : Bir saatin altmışta biri. An. Zabıtname. Saat tutmak. Zabıt tutmak. Tutanak. Rapor. Tutanak tutmak. Dakikalama.

Minute : Zaman dakikası; bir saatlik zaman süresinin altmışta biri. Zabıt tutmak. Kısa süre. Önemsiz. Tutanak. Minik. Tutanak tutmak.

Minuter : Tutanak tutmak. Minik. Tutanak. Rapor. Zabıt tutmak. An. Zabıt. Ufacık.

Min : Dk. Enaz. En az. En küçük. Dak. Dakikada bir. Minimum.

Punctual synonyms : prompt, timeliest, minutest, circumspect, argus eyed, cannie, assiduous, canniest, in good season, careful, minutes, at the right time, in good time, nice, in the course of time, in due time, precise, attentive, cannier, at one time, on the stroke, conscientious, jiffy, nicer, alertly, alert, the minute, rigorous, instant, nicest, minuted, seasonable, exact.

 

Punctual zıt anlamlı kelimeler, Punctual kelime anlamı

Unpunctual : Geç kalan. Dakik olmayan.

Punctual ingilizce tanımı, definition of Punctual

Punctual kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Consisting in a point. Unextended. Limited to a point.