Purse türkçesi Purse nedir

  • Para kesesi.
  • Kese.
  • Para çantası.
  • El çantası.
  • Portföy.
  • Para.
  • Keseye koymak.
  • Cüzdan.
  • Çanta.
  • Dudak büzmek.
  • Ödül.
  • Büzmek (dudaklarını).
  • Ağzını büzmek.

Purse ile ilgili cümleler

English: Empty the purse into this bag.
Turkish: Cüzdanı bu çantaya boşalt.

English: Ali bought Mary a purse for her birthday.
Turkish: Ali Mary'ye doğum günü için bir cüzdan aldı.

English: He stole my purse from me.
Turkish: O, benden çantamı çaldı.

English: I forgot my purse in the church.
Turkish: Cüzdanımı kilisede unuttum.

English: I did not miss my purse till I got home.
Turkish: Eve varıncaya kadar cüzdanımın yokluğunu hissetmedim.

Purse ingilizcede ne demek, Purse nerede nasıl kullanılır?

Purse seine : Denizlerde pelajik bölgede bulunan balık sürülerinin etrafını çeviren ve daha sonra altındaki mapalar içerisinden geçen istinga halatıyla da ağı alttan kapamak suretiyle torba oluşturarak av yapan endüstriyel av aleti. Balıkların etrafını çevirmek ve bunları ağ içerisinde hapsetmek suretiyle yakalanmalarını sağlayan, balıkların etrafını çevirmek ve bunları ağ içerisinde hapsetmek suretiyle yakalanmalarını sağlayan istihsal vasıtasını, pelajik balık sürülerinin önce çevrelerinin sarılması, sonra da ağın altının kapatılması suretiyle kaçmalarını önleyerek avlanmayı gerçekleştiren ağlar. Gırgır ağı. Çevirme ağları.

 

Purse snatcher : Kapkaççı.

Purse string suture : Tütün kesesi ağzı dikişi. Özellikle rektum prolapsuslarında organın tekrar dışarıya çıkmaması amacıyla ipek iplik veya katgütle belirli aralıklarla dairesel olarak uygulanan dikiş.

Purse strings : Kese bağları.

Hold the purse strings of : Kasanın anahtarı birinde olmak. Para birinin elinde olmak.

Public purse : Devlet hazinesi.

Drain on the purse : Keseye yük. Masraf.

Tighten the purse strings : Kemerleri sıkmak. Masrafları kısmak.

Coin purse : Bozuk para çantası.

Tight purse : Cimri.

İngilizce Purse Türkçe anlamı, Purse eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Purse ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Container : Muhafaza. Konteynır. Toplayıcı kap. Birikimlik. Bilgisayar, madencilik, veterinerlik alanlarında kullanılır. Kap. Yük sandığı. Muhafaza kutusu. Kutu. Kap (kutu veya şişe vb).

Account book : Kişi, kurum ve kuruluşların, borç ve alacaklarını sistemli bir biçimde kaydettikleri defter. bk. hesap cüzdanı. Hesap cüzdanı. Defter. Hesap defteri.

Etui : Küçük makyaj çantası. Kutu. Kılıf. Okuma gözlüğü kabı. (fransızca) küçük kadın çantası veya para kesesi.

Pocketbooks : Not defteri. Cep kitabı. Cep defteri.

Bag : Torbalanmak. Çantaya koymak. Aşırmak. Çalmak. Torba. Şişirmek. Poşet. Kapmak (sandalye). Torbalamak. Avlamak.

Pouch : Cebe indirmek. Gözaltı torbası. Poş. Cep. Biyoloji, gramer, veterinerlik alanlarında kullanılır. Göz altında oluşan torbamsı şişlik. Torba veya cep biçiminde yapı. Torba.

 

Pocket book : El çantası (amerikan ingilizcesi). Cep kitabı. Cep defteri.

Clutched : Güç. Yakalamak. Debriyaj. Yakalamaya çalışmak. Kavramak. Yapışmak. Kapmak. Yakalama. Sıkıca tutmak.

Chinks : Yarık. Metalik ses. Şangırdatmak. Metalik ses çıkartmak. Şıkırdatmak. Temiz para. Yarıkları doldurmak. Şıngırdatmak. Çatlak.

Cashes : Peşin para. Nakit. Peşin. Paraya çevirmek. Bozmak. Bozdurmak (çek). Peşin ödeme. Bozdurmak. Tahsil etmek.

Purse synonyms : pooch out, round out, haversacks, marsupium, portfolio, banknote, holdall, purses, accolade, brassing, billfolds, handbags, satchel, bill case, brass, bladders, puckers, briefcase, round, cecum, pursed, cash, meeds, wallets, chink, bath glove, bursa, consideration, bonus, pocketbook, pouches, coffer, boodles.

Purse zıt anlamlı kelimeler, Purse kelime anlamı

Humble : Basit. Naçiz. Aşağılamak. Mütevazı. Alçakgönüllü. Burnunu kırmak. Gururunu kırmak. Sıradan. Kibrini kırmak. Gösterişsiz.

Purse ingilizce tanımı, definition of Purse

Purse kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A pocketbook. A wallet. A small bag or pouch, the opening of which is made to draw together closely, used to carry money in. To rob. To put into a purse. To steal purses. By extension, any receptacle for money carried on the person. A portemonnaie.