Rahatsız nedir, Rahatsız ne demek

Rahatsız; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

"Rahatsız" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Ömer Ağa rahatsız bir gülümseme ile yüzünü biraz daha buruşturdu." - H. S. Tanrıöver
  • "Bu sandalye pek rahatsız."

Rahatsız tanımı, anlamı:

Rahatsız etmek : Kısa süreli meşgul etmek. rahatını bozmak, rahatını, keyfini kaçırmak.

Rahatsız olmak : Rahatı bozulmak, keyfi kaçmak, sağlığı bozulmak.

Rahatsızlanma : Rahatsızlanmak işi.

Rahatsızlanmak : Sağlığı bozulmak, hastalanmak, rahatsız olmak.

Rahatsızlık : Rahatsız olma durumu, tedirginlik. Hastalık.

Rahatsızlık duymak : Tedirgin olmak, huzurunun ve rahatının kaçtığını hissetmek.

Rahatsızlık vermek : Rahatını bozmak, rahatını, keyfini kaçırmak.

Tedirgin : Rahatı, huzuru kaçmış, bizar.

Huzursuz : Huzuru olmayan, tedirgin, rahatsız. Tedirgin, rahatsız bir biçimde.

Kullanılma : Kullanılmak işi.

Sıkıntı : Sorun, mesele, sendrom, problem. Yokluk ve parasızlığın yol açtığı geçim darlığı. İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet. Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve sürekli yorgunluk, mihnet. Bulunmama durumu.

 

Tedirginlik : Tedirgin olma durumu. Gök cisimlerinin, genel çekim yasasına uygun olarak birbirini çekmesi sebebiyle herhangi bir gezegenin hareketinde görülen karışıklık, sarsım.

Hasta : Zihinsel yetenekleri bozulmuş olan. Hastalık, kaza veya yaralanma dolayısıyla fizik veya ruh sağlığı bozulmuş ve tedavi edilmesi gereken kimse, rahatsız. Parasız, züğürt. Aşırı düşkün, tutkun.

Keyifsiz : Neşesiz. Sağlığı pek yerinde olmayan, rahatsız.

Rahat : "Hazır ol" durumunda bulunanlara, oldukları yerde serbest bir durum almaları için verilen komut. Aldırmaz, gamsız. İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur. Kolay bir biçimde, kolaylıkla. Üzüntü, sıkıntı ve tedirginliği olmayan. Sıkıntı veya yorgunluk, tedirginlik vermeyen.

Rahatsız ile ilgili Cümleler

  • Gürültü rahatsız edicidir.
  • Rahatsız değilim.
  • Gürültülü olduğu için kent beni rahatsız ediyor.
  • Rahatsız edici bir haberimiz var.
  • Rahatsız edilmek istemiyordum.
  • Burak sürekli aramalarla Tuğba'yı rahatsız etti.
  • Rahatsız edilmek istemiyorum.
  • Bu sabah uyandığımda, kendimi biraz rahatsız hissettim.
  • Rahatsız edici, değil mi?
  • Onun bütün yaptıkları beni rahatsız etti.
  • Rahatsız edilmek istemediğimi söylemiştim.
  • Seni tekrar rahatsız etmek zorunda olduğum için üzgünüm.
  • Rahatsız edilmeden bir gün geçirebilecek miyim?
  • İşin varken fazla rahatsız etmek istemiyorum.

Diğer dillerde Rahatsız anlamı nedir?

İngilizce'de Rahatsız ne demek? : adj. uncomfortable, disturbed, uneasy, troubled, comfortless, unrestful, worrisome, unwell, ill, ailing, bad, in bad health, constrained, diseased, incommodious, indisposed, out of sorts, poorly, queer, seedy, sick

 

Fransızca'da Rahatsız : agité/ée, incommodé/e, indisposé/e, souffrant/e, contraint/e

Almanca'da Rahatsız : adj. friedlos, marode, schlecht, übel, unbequem, ungemütlich, unpässlich, unwohl, zappelig

Rusça'da Rahatsız : adj. беспокойный, неудобный, неуютный, нездоровый, обеспокоенный, тревожный, неловкий