Referee türkçesi Referee nedir

  • Hakem.
  • Raportör.
  • Bir ayaktopu oyununu, alan içinden, oyun kurallarına uygun yönetmekle görevli, özel giysisi olan kişi. (kural dışı davranışlara ödek vermek, oyunun başlangıç ve bitimini bildirmekle görevlidir.).
  • Oyunu yöneten hakemin bir kararı hakkında kurallara uygunluk yönünden çıkabilecek bir anlaşmazlığı sonuca bağlayacak olan hakem.
  • Oyunu yöneten iki hakemden anlaşmazlık halinde kararda yetki üstünlüğü olanı.
  • Hakem olmak.
  • Oyunu yöneten kişi.
  • Oyunu yöneten birinci hakem.
  • Eksper.
  • Yarışlarda, ölçmelerin denetimini yapmakla görevli, uygulama anlaşmazlıklarını çözümlemekle yükümlü bulunan, l.a.a.f. yönetmeliğinin uygulanmasından sorumlu yargıcı.
  • Bilirkişi.
  • Tenis, atletizm, futbol, masa tenisi, basketbol, ekonomi, voleybol alanlarında kullanılır.
  • Hakemlik etmek.
  • Dergi hakemi.
  • İki yandan gelen istekle bir sorunu çözümlemek üzere seçilen kişi.
  • Referans gösterilen kimse.
  • Oyunun kurallara uygun olarak yönetilmesinden sorumlu olan ve kararlarına uyulması gereken görevli.
  • Başyargıcı.
  • Orta hakemi.
  • Oyunun kurullara göre yönetilmesinden sorumlu olan ve kararlarına uyulması gereken görevli.
  • Yayın hakemi.
  • Başhakem.
  • Hakemlik yapmak.
  • Uzlaştırıcı.

Referee ile ilgili cümleler

English: Ali called the referee an idiot.
Turkish: Ali hakeme aptal dedi.

 

English: The football club has a zero tolerance policy on referee abuse.
Turkish: Futbol kulübünün hakem hatası konusunda sıfır tolerans politikası vardır.

English: A referee should not favor either side.
Turkish: Hakem her iki tarafı da desteklememelidir.

English: A fussy referee can ruin a bout.
Turkish: Titiz bir hakem maçı bozabilir.

English: A referee must be fair to both teams.
Turkish: Bir hakem iki takıma da adil olmalıdır.

Referee ingilizcede ne demek, Referee nerede nasıl kullanılır?

Referee in bankruptcy : İflas hakemi.

Act as referee : Hakem görevi görmek.

Assisting referee : Yardımcı hakem.

Score referee : Sayı hakemi. Oyun sırasında yapılan sayıları, atılan serbest atışları ve kişisel sapkıları yazı kağıdına yazmakla görevli hakem.

Table referee : Oyun sırasında, alan kenarındaki masada yazı kağıdını yazan, oyunun süresini gösteren kronometreyi kullanan ve 30 saniyelik süreyi saptayan hakemlere verilen ad. Masa hakemleri.

Reference card : Gönderme fişi. Bir konunun birden çok başlıklar altında bulunması durumunda hazırlanan ve genellikle "ayrıca bakınız" göndermesini taşıyan fiş. Katalogda okuyucuyu bir yerden başka bir yere göndermek amacıyla hazırlanan "bakınız" ya da "ayrıca bakınız" fişi. İlgi fişi.

Reference address : Referans adresi.

Reference books : Baştan sona okunmak için değil de gerektikçe baş vurulan (ansiklopedi, sözlük, kılavuz, kaynakça, dizin vb.) kitaplar. Danışma kitapları. Danışma kaynaklar.

Referees : Raportör. Hakem. Eksper. Bilirkişi.

Refereed : Bilirkişilik yapmak. Hakemlik etmek.

İngilizce Referee Türkçe anlamı, Referee eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Referee ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Adjudicating : Hüküm verme. Hükmüne varmak. Hüküm veren. Hüküm vermek. İhale etmek. Kararına varmak. Yargıcılık yapmak.

Connoisseurs : Usta. Uzman. Erbap. Ehil. Mütehassıs. Duayen. Meraklı.

Pundit : Üstat. Bilgin. Hintli bilge. Alim. Bilge. Uzman.

Mediatory : Uzlaşma. Arabulucu.

Authority : Hüküm. Yetki belgesi. Şahadet. Bir bireyin, bir görüşler dizgesinin ya da bir örgütün, kimi nitelikleri taşımaktan ya da kimi orunlarda bulunarak belli hizmetleri yerine getirmekten doğan ve genel olarak tanınan etkisi. Yetke. Nüfuz. Uzman. Otorite. Hak.

Mediators : Arabulucu. Aracı.

Arbitrating : Hakeme başvurmak. Anlaşmazlığı çözümlemek. Hakeme gitmek. Hakem olarak karar vermek. Tarafsız birinin kararına bağlayarak halletmek (meseleyi). Hakemlik yapmak (iki taraf arasında). Arabuluculuk yapmak. Aracılık yapmak.

Valuers : Değerleyici. Değer biçen kimse. Muhammin. Tahminci. Bir şeye fiyat veya paha veya değer biçen.

Judging : Yargılamak. Değer biçmek. Değerlendirmek. Karara varma. Muhakeme etmek. Anlam çıkarmak. Tahmin etmek. Kanısında olmak. Yargılama.

Mediatress : Arabulucu. Aracı.

Referee synonyms : peer review, critique, adjudicate, arbiters, valuators, judge, conciliator, arbitral, umpires, valuer, amicus curiae, arbitrate, arbitragers, laudator, harmonizers, legal expert, harmonizer, rapporteur, president of the jury, mediator, adjudicated, rapporteurs, umps, daysman, umpire, refereed, arbitrator, conciliatory, friend of the court, ref, experts, arbitrates, refs.

Referee ingilizce tanımı, definition of Referee

Referee kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A person to whom a matter in dispute has been referred, in order that he may settle it. One to whom a thing is referred.