Renk gözesi nedir, Renk gözesi ne demek

Renk gözesi; Zooloji alanında kullanılan bir sözcüktür.

Zooloji'deki anlamı:

(karşılık: pigment gözesi, kromatofor), İçinde renk maddesi taşıyan göze. Sempatik sinir sisteminin ya da hormonlarının ya da her ikisinin birlikte etkisi altında renk maddesi toplu veya dağınık halde tutularak deri renginde değişmeler meydana getirilebilir.

Renk gözesi anlamı, tanımı

Göze : Hücre. Su kaynağı

Renk : Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum. Nitelik. Çeşitlilik.

Sempatik sinir sistemi : Yaşatkan sinir sistemini oluşturan iki sinir sisteminden biri.

Sinir sistemi : Yüksek yapılı organizmalarda, organizmanın yaşadığı ortama uymasını, çeşitli organların iş birliği durumunda çalışmasını sağlayan, sinir hücreleri, sinirler ve sinir merkezinden oluşan sistem.

Renk maddesi : Deri, organ ve ve oluşumlara normal rengini veren veya onlarda renk değişimine neden olan madde, pigment. (karşılık: pigment),Organizmada renk yapan madde.

Kromatofor : Plazması pigment tanecikleriyle dolu, çokgen veya yıldız biçiminde, belirli uzunlukta veya kısalabilir uzantıları bulunan hücre.

Hormonlar : İç salgı bezleri ve bazı dokularca üretilen, kan dolaşımı ile vücuda dağılarak organların ve diğer iç salgı bezlerinin işlevlerini koordine eden estrojen, insulin, testosteron gibi kimyasal haberciler.

 

Sempatik : Sıcakkanlı. Çok hoş, hoşa giden.

Birlikte : Bir arada, beraberce, hep beraber. Yanında, beraberinde. Beraber.

Karşılık : Bir davranışın karşı tarafta uyandırdığı, gerektirdiği başka davranış, mukabele. Bir iş için ayrılmış para, ödenek, tahsisat. Bir şey alınırken karşı tarafa verilen başka şey, bedel. Cevap, yanıt. Bir dildeki bir sözü başka bir dilde aynı anlamda karşılayan söz.

Sempati : Sıcakkanlılık.

Altında : Sahnenin seyirciye yakın kesimi. bk. sahne aşağısı.

Taşıyan : Çek, ödek ve benzeri tecim belgitlerinden kendisine verilmiş ve aktarılmış bulunanların iyesi olan kişi.

Pigment : Boyar madde.

Değişme : Değişmek işi. Değişim.

Dağınık : Geniş bir alana yayılmış olan. Bir arada olmayan, birbiriyle bağlantısız. Düşüncelerini toparlayamayan. Düzeni bozuk, düzensiz, karışık. Hoş görünmeyen, uyumsuz.

Sistem : Düzen. Bir sonuç elde etmeye yarayan yöntemler düzeni. Model, tip. Dizge. Bir aracı oluşturan düzen, düzenek, tertibat. Yol, yöntem.

Meydan : Alan, saha. Fırsat, imkân ya da vakit. Bulunulan yer ve çevresi, ortalık. Mevlevi tekkelerinde ayin yapılmış olan yer. Yarışma, eğlence veya karşılaşma yeri.

Birlik : Tek, bir olma durumu, vahdaniyet. Bir taneden oluşmuş, bir tane alabilen. Konunun bir ana düşünce çevresinde toplanması. Bölük, tabur, alay vb. bir bütün sayılan topluluk. Bağlılık, benzerlik, bağlantı, vahdet. Bir arada olma durumu, vahdet. Bölünmezliği içeren yalın bütün. En büyük değerdeki nota, dört dörtlük. Belli bir topluluğun yararlarını korumak için kurulmuş dernek.

Getiri : Faiz. Yarar. Kazanç.

Diğer dillerde Renk gözesi anlamı nedir?

İngilizce'de Renk gözesi ne demek ? : pigment cell