Risen türkçesi Risen nedir

Risen ile ilgili cümleler

English: Prices have risen by 50 percent during the past ten years.
Turkish: Son on yılda fiyatlar yüzde elli arttı.

English: In fact, the sea has already risen 10 centimeters since the beginning of this century.
Turkish: Aslında deniz bu yüzyılın başlangıcından beri on santimetre yükseldi bile.

English: Prices have risen steadily during the past decade.
Turkish: Fiyatlar son on yıl boyunca sürekli arttı.

English: The sun had already risen when I woke up.
Turkish: Uyandığımda, güneş çoktan doğmuştu.

English: The cost of flying overseas has risen with the cost of fuel.
Turkish: Yakıt maliyetinden dolayı deniz aşırı ülkelere uçuş maliyet arttı.

Risen ingilizcede ne demek, Risen nerede nasıl kullanılır?

Arisen : Yükselmek. Meydana çıkan. Doğmak. Ortaya çıkmak. Kalkmak. Ayağa kalkmak. Kaynaklanmak. Meydana gelmiş.

Uprisen : Tırmanmak. Yukarıya çekmek. Ayaklanma. Yükseğe çıkarmak. Daha yukarı çıkarmak. Yükselmek. İsyan. Ayaklanmak. Kabarmak.

Rise above : Atlatmak. Üstünden yükselmek. Üstesinden gelmek. Üzerinden doğmak. Başarmak. -dan daha yüksek veya üstün olmak. Üstünden doğmak.

 

Rise against : Başkaldırmak. Karşı çıkmak. İsyan etmek. -e karşı ayaklanmak. Kafa tutmak. -e başkaldırmak.

Rise and fall pendant : Değişken askılı ışıklık. Yüksekliği, bir makaralı askı ve ağırlık aracılığı ile değiştirilebilen ve durdurma düzeni olmayan, sarkan ışıklık. İner çıkar ışıklık.

Get a rise out of someone : Çileden çıkarmak. Tepesini attırmak.

Rise in price : Ederi artma. Fiyatlardaki artış. Fiyat artışı. Ederlerin yükselişinde tümüyle aşırılık olması. Fiyat yükselişi. Fiyatta yükselme. Ederlerin bazı nedenlerle yükselmesi. Fiyat yükselmesi. Eder artışı.

Rise to the bait : Tuzağa düşmek. Oyuna gelmek. Zokayı yutmak. Sazanlık etmek. Dolduruşa gelmek. Taklaya gelmek.

Get a rise out of : İstenilen özel tepki almak için kışkırtmak. Alaya almak. Harekete yol açmak. Sinirlendirmek. Kızdırmak. Tepesini attırmak.

Rise in the world : Yıldızı parlamak.

İngilizce Risen Türkçe anlamı, Risen eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Risen ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Bloating : Şişirme. Genişleme. Şişirmek. Şişme. Tütsülemek (balık). Şişmek. Abdominal distansiyon. Damarlanma (yüzey). Kabartma. Kabartmak.

Drive up : Yukarı çekmek. Arabayla gitmek.

Uprate : Bir üst modele geçmek. Değerini arttırmak. Performansını arttırmak. Değerini büyütmek. Modelini geliştirmek.

Erect : Kurmak. İkame etmek. Dik. Diken diken. Kaldırmak. Dikmek (heykel veya direk vb'ni). Ereksiyon halinde. Tesis etmek. Kalkmış.

Departs : Ölmek. Gitmek. Caymak. Yolundan sapmak. Ayrılmak (uçak vb). Ayrılmak. Hareket etmek. Yola çıkmak. Uzaklaşmak.

 

Bulge : Esnemek. Şişkinlik. Geçici artış. Tümsek. Bombaj. Pörtlemek. Kutu konserve ürünlerde fiziki hatalara, kimyasal reaksiyonlara ve mikroorganizmalara bağlı olarak iç basıncın artmasıyla oluşan şişme olayı. Şiş. Çıkıntı.

Breaking out : Patlak vermek.

Deepen : Derinleştirmek. Koyulaştırmak (rengi). Koyulaşmak. Koyuklaştırmak. Derinleşmek. Artırmak. Koyulaştırmak. Derinletmek.

Dilates : İrileşmek. Büyümek. Genişlemek. Şişirmek. Açılmak. Açmak. Genişletmek. Açıklamak. Büyütmek. Genleşmek.

Deepens : Koyulaştırmak. Koyulaşmak. Artırmak. Derinletmek. Koyuklaştırmak. Derinleştirmek. Derinleşmek. Koyulaştırmak (rengi).

Risen synonyms : up, boost, ascends, take off, be puffed up, stand up, getting up, intensifies, be intensified, boomed, come into the world, come into sight, begins, arise from, billow, accrues, obtain promotion, enhance, lift, tip tilted, break out, be left, depart, come about, arises, flew, uprating, arise, appear, elevates, being in the ascendant, blister, accrete.

Risen zıt anlamlı kelimeler, Risen kelime anlamı

Down : Çabucak içmek. Beri. Aşağısında. Boyunca. Aşağı. Çökmek. İndirmek. Alaşağı etmek. Aşağıya doğru.

Risen ingilizce tanımı, definition of Risen

Risen kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Of Rise.