Sözdizimi veya dizimleme nedir, Sözdizimi veya dizimleme ne demek

Sözdizimi veya dizimleme; Dil Bilimi alanında kullanılan bir sözcüktür.

Teknik terim anlamı:

Bir düşünceyi anlatacak olan kelimeleri veya tümceleri uygun bir sıraya koymakla beraberkarşılıklı durum ve ilgilerine göre de onları gramerce şekillendirip birbirine bağlama işi. Tümcede fiilin tümleçlerden önce veya sonra, cümlede ise baştümcenin basa veya sona alındığına göre iki türlü sözdizimi esası vardır: birinci çeşide BAŞA BAĞLI SÖZDİZİMİ (S. cursive), ikincisine de SONA BAĞLI SÖZDİZİMİ (S. complexive) denir. Bundan başka, sözdizimi KAPALI ve AÇIK diye sınıflanır. bk. Kapalı sözdizimi.

Sözdizimi veya dizimleme anlamı, kısaca tanımı

Sözdizim : Bir dilin, özelikle bir izlenceleme dilinin, deyim ve tümcelerini oluşturan damga dizgilerinin nasıl üretileceğini tanımlayan kurallar kümesi

Dizi : Bir iplik veya tel üzerine dizilmiş inci, boncuk vb.nin oluşturduğu bütün, sıra. Saf durumundaki bir kıtada, birbiri arkasında duran erler. Herhangi bir bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, seri. Değerleri artarak veya eksilerek art arda gelen terimler takımı. Bir oktavın içinde sıralanan sekiz sesin bütünü. Yan yana, art arda veya zaman sırasına göre sıralanmış birbiriyle ilişkili nesne veya olayların oluşturduğu bütün sıra. Aynı söz dizimsel bağlam içinde birbirinin yerini alabilecek olan ve güçlü bir karşıtlık bağlantısı kuran ögelerin oluşturduğu bütün, paradigma. Dizi film.

 

Dizim : Dizilme işi, dizme. Söz zincirinde birbirini izleyen ve belli bir birim oluşturan ögeler birleşimi, sentagma.

Veya : Ayrı olmakla birlikte aynı değerde tutulan iki şeyi anlatan kelimelerden ikincisinin önüne getirilen söz, yahut. Olacağı sanılan, seçime bırakılan şeyler ikiden çok olduğunda kullanılan bir söz.

Bir sıra : Üst üste, ardı ardına. Sıra oluşturan.

Düşünce : Uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik, mütalaa, fikir, ide, idea. İlke, yönetici sav. Tasa, kaygı, sıkıntı. Niyet, tasarı. Dış dünyanın insan zihnine yansıması.

Birbiri : Karşılıklı olarak bir diğeri.

Bağlama : Bağlamak işi. Yapılarda duvarları birbirine bağlayan kiriş, putrel vb. Üç çift telli olan ve mızrapla çalınan bir saz. Ulama.

Beraber : Birlikte, bir arada. -e rağmen, -e karşın. Aynı düzeyde.

Birinci : Bir sayısının sıra sıfatı. Zaman, yer, sıra bakımından başkalarından önce gelen kimse, şey. Sırada, önem sırasında en üstün olan kimse. Ulaşım araçlarında mevki, sınıf.

Gramer : Dil bilgisi. Dil bilgisi kitabı.

Kapalı : Kapanmış olan, açılmamış, açık karşıtı. Açık ve kesin söz kullanmadan söylenen, müphem. İçe dönük yaradılışta olan. Dış çevreyle ilişki içerisinde olmayan. Geçilmez durumda olan. Açık olmayan (giyecek). Bulutlu, karanlık (hava). Çalışma süresi sona ermiş (iş yeri). Başı örtülü (kadın). Gizli, saklı.

 

Birbir : Yabancı olmayan, akraba, yakın. Akraba, yakın.

Tümleç : Tümleyen şey, mütemmim. Genellikle fiilin anlamını çeşitli yönlerden tamamlayan, herhangi bir ad durumunda bulunan, edat alan ad veya tamlama, meful, mütemmim.

Koymak : Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek. Uyulması gereken kuralları belirlemek, ortaya çıkarmak. Etkilemek, dokunmak. Bir şey veya kimse için kullanmayı belirlemek, ayırmak. Katmak, eklemek. Bırakmak, terk etmek. Bırakmak. İmza, tarih, adres yazmak. Bir kimseyi işe yerleştirmek, birine iş sağlamak.

İkinci : İki sayısının sıra sıfatı. Sırada önem bakımından birinciden sonra gelen. Birinciden sonra gelen kimse veya nesne. Yeni, bir başka. Değer ve kalitece birinciden sonra gelen.

Kelime : Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük.

Alındı : Para vb. bir şeyin teslim alındığını gösteren belge, makbuz.

Bağlam : Deste. Bir dil birimini çevreleyen, ondan önce veya sonra gelen, birçok durumda söz konusu birimi etkileyen, onun anlamını, değerini belirleyen birim veya birimler bütünü, kontekst. Herhangi bir olguda olaylar, durumlar, ilişkiler örgüsü veya bağlantısı, kontekst. Bent.

Diğer dillerde Sözdizimi veya dizimleme anlamı nedir?

Osmanlıca Sözdizimi veya dizimleme : nahiv