Sümsük nedir, Sümsük ne demek

Sümsük; hayvan bilimi alanında kullanılan bir kelimedir. Dil bilgisi yönünden Türkçe'de isimsıfat olarak kullanılır.

  • Sümsükgillerden, sivri gagalı, kısa bacaklı deniz kuşu (Sulabassana).
  • Uyuşuk davranan, miskin, aptal, mıymıntı, sünepe, pısırık kimse.

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Yumruk.

Arsız, açgözlü, başkasının yediğinden isteyen.

1.Aptal, mıymıntı, sünepe.

[Bakınız: sümdük].

Açgözlü, gördüğünü isteyen, utanmaz.

[Bakınız: sürdük].

Aptal.

Teknik terim anlamı:

[Bakınız: sümdük].

Sümsük kısaca anlamı, tanımı

Sümsü : Tütün çubuğu ucundaki, tütünün konulduğu yer

Sümsük kuşu : Kuşlar (Aves) sınıfının, kürek ayaklılar (Pelecaniformes) takımının, sümsük kuşugiller (Sulidae) familyasından, 98 cm kadar uzunlukta, beyaz tüylü, Kuzey Atlantik Okyanusu'nda yaşayan bir tür. (Sula bassana) Leyleksiler (Ciconiiformes) takımının sümsükgiller (Sulidae) familyasından bir kuş türü. Uzunluğu 98 cm. Tüyleri beyazdır. Kuzey Atlantik Okyanusunda yaşar.

Sümsük kuşugiller : Kuşlar (Aves) sınıfının, kürek ayaklılar (Pelecaniformes) takımının, kanatları ve kuyrukları çok uzun, gagaları uzun ve kuvvetli olan, deniz hayvanlarıyla beslenen, sümsük kuşu (Sula bassana) ve kırmızı ayaklı sümsük kuşu (S.piscator) türleri iyi bilinen deniz kuşları familyası. Ganetgiller.

 

Sümsük vurmak : Yumruklamak, yumrukla vurmak.

Sümsüklemek : Yumruklamak, yumrukla vurmak. Arsızlık, pisboğazlık etmek, bir yere istenmediği halde sokulmak. Oyalamak. Kendini ilgilendirmeyen işe karışmak, burnunu sokmak. Yumruklamak.

Sümsüklenmek : Arsızlık, pisboğazlık etmek, bir yere istenmediği halde sokulmak. Uyuşukluk etmek.

Sümsüklük etmek : Açgözlülük etmek.

Sümsükgiller : Leyleksiler takımının, kanatları, kuyrukları çok uzun deniz kuşları sınıfı.

Sümsükleşme : Sümsükleşmek işi.

Sümsükleşmek : Uyuşuk duruma gelmek, miskinleşmek, pısırıklaşmak.

Sümsüklük : Sümsük olma durumu.

Mıymıntı : İnsanın sabrını tüketecek derecede yavaş ve mızmızca iş gören (kimse).

Utanmaz : Utanması olmayan, sıkılmaz, yüzsüz, arsız.

Başkası : Diğer bir kişi, herhangi bir kimse, diğeri, ötekisi.

Pısırık : Tutuk, sünepe, aşırı çekingen, yüreksiz ve beceriksiz, ezik, girgin karşıtı.

Bacaklı : Bacağı olan. Felemenk altını. Bacakları uzun olan, uzun boylu.

Açgözlü : Mala, yiyeceğe ve içeceğe doymak bilmeyen, açgöz, gözü aç, doymaz, gözü doymaz, tamahkâr, haris, hırslı, tokgözlü karşıtı.

Sümdük : Arsız, açgözlü, başkasının yediğinden isteyen. Açgözlü, gördüğünü isteyen, utanmaz. Orda burda gezen, pis, kılıksız kimse. Aç gözlü, pisboğaz, tufeyli.

Sünepe : Kılıksız ve uyuşuk, sümsük (kimse).

Utanma : Utanmak durumu, arlanma, teeddüp.

Diğer dillerde Sülün anlamı nedir?

İngilizce'de Sülün ne demek ? : pheasant