Sıçrama nedir, Sıçrama ne demek
Gösteri Sanat terimi olarak anlamı:
Dansçının hafifçe sıçraması.
Tiyatro'daki terim anlamı:
(Bal.): Dansta yedi ana hareketten biri.
Sosyoloji'deki anlamı:
Gelişme sürecinin ve değişmelerin niteliksel biçimde belirmesi.
Bilimsel terim anlamı:
Gelişme koşusundan hız alarak, ayağın itme gücüyle vücudu yerden koparıp uzağa ya da havaya fırlatma.
Ayakların birbiri ardı sıra yeri itmesiyle yerden kopma ve kısa süre havada kalma.
Bir soru ya da bir görüşme cibinliğinde değişik bağlamlar arasında uygun bağlaçlara ya da hazırlayıcı sorulara yer verilmeden yapılmış olan geçiş.
İngilizce'de Sıçrama ne demek? Sıçrama ingilizcesi nedir?:
rhytmic jump, hop, discontinuity, jumping
Almanca'da Sıçrama ne demek?:
absprung
Fransızca'da Sıçrama ne demek?:
saut
Sıçrama anlamı, kısaca tanımı:
Sıçrama tahtası : Araçtan atlamalarda, üzerine hızla basarak yükselme hızı kazanılan yaylı veya esnek tahtadan eğik yüzeyli araç. Daha iyi bir duruma yükselmek için kendisinden yararlanılan kişi, olay veya durum.
Sıçramak : Ayaklarla, birdenbire ve kuvvetle yeri teperek hızla yukarıya veya ileriye atılmak. Yayılmak, bir yerden başka bir yere geçmek. Bir uyarı veya heyecan sebebiyle ürkerek birdenbire olduğu yerde doğrulur gibi sarsılmak. Yerinden koparak hızla, parçalar durumunda savrulmak.
Beyni sıçramak : Aklı başından gitmek.
Can başına sıçramak : Çok korkmak.
Kan beynine sıçramak : Çok sinirlenmek, hiddetlenmek, kontrolü yitirmek.
Öfkesi başına sıçramak : Çok öfkelenmek.
Uykusu başına sıçramak : Uyuyamadığı için sersemleşmek. uykusunu iyi alamadığından hırçınlaşmak.
Ayak : Halk edebiyatında uyak. Göl ayağı. Yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi. Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri. Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri. Futun küpü alınarak hesaplanan değer. Altılı ganyanda yer alan her bir koşu. Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri. Bacak. Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta. Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste. Yarım arşın veya 30,5 santimetre uzunluğundaki ölçü birimi, kadem, fit, fut. Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü. Basamak. Vücudun belden aşağı bölümü. Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler.
Tepe : Yüksekliği genellikle birkaç yüz metreyi geçmeyen, çok kez tek başına, yamaçları yatık yer biçimi. Birinin yanı başı, baş ucu. Çokgende veya çok yüzlüde köşelerden her biri. İkizkenar bir üçgende eşit kenarların kesişme noktası. Başın üst, kafatasının iki kulak arasında kalan bölümü. Bir yerin, bir nesnenin vb.nin üstü, hizası. Bakışım ekseni bulunan bir eğrinin veya yüzeyin bu eksenle kesişme noktalarından her biri. Bir şeyin en üstteki bölümü.
Hava : Keyif, âlem. Görünüş, davranış, söz vb. için bir kimsenin durumunu belirten özellik. Çekicilik. Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı. Müzik aletlerinden çıkan ses perdesi. Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü. Gökyüzü. Müzik parçalarında tür. Tarz, üslup. Sonuçsuz, anlamsız, boş (durum, davranış, söz). Canlılar üzerindeki etkisine göre hava yuvarının durumu. Durum, ortam, çevre, muhit, atmosfer, ambiyans. Çevreyi kuşatan boşluk. Esinti.
Yükselme : Suların kabararak yüzeyinin yükseğe çıkması. Terfi. Yükselmek işi, itila. Yer kabuğunun yerin düşey salınımından ileri gelen hareketi.
Sıçrama adımı : Sıçramayı geliştirmenin temeli. Beşinci duruşu alan dansçının sağ ayağı önde, kolları hazırlık durumundadır. Dansçı destek ayağı üzerinde sıçrar ve beşinci duruşu alır.
Sıçrama hastalığı : Flavivirüslerin flavivirüs cinsinde yer alan, koyunlara kenelerle aktarılan, akut, ölüm oranı oldukça yüksek, beyin ve omuriliğin boz maddenin yangısı ve sinirsel bulgularla belirgin viral hastalık, koyun ensefalitisi, koyun ensefhalomiyelitis, luping-il. Hasta koyunlarla birlikte olan sığır, at, keçi ve geyiklerde de hastalık oluşabilir.
Sıçrama minderi : Arka arkaya çeşitli taklalar atmaya ya da sıçramalar yapmaya yarayan yaylı minder.
Sıçrama ölçüsü :
Sıçrama ve süreklilik : Toplumun birbirine karşıt, ama birbiriyle bağlantılı temel özellikleri, bk. sıçrama, süreklilik.
Sıçramacı : Tehlikeli olabilecek sıçramalar ve atlamalar yapabilen kişi.
Sıçramalı gelişme : Bir yerleşmenin nüfusunun ve yapılarının, o yerleşim yerinde, boş toprak bırakılmaksızın değil de, yapı kümeleri arasında uzunca aralıklar bırakarak yerleşmesi.
Sıçrama ile ilgili Cümleler
- Şu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için büyük bir sıçramadır.
- Sıçramadan önce düşün.
- Ali bir sıçrama ile suya atladı.
- Ali sıçrama tahtasından düştü.
Diğer dillerde Sıçrama anlamı nedir?
İngilizce'de Sıçrama ne demek? : adj. spring
n. jumping, bouncing, springing, skipping, splash, leap, start, bounce, jump, vaulting, bound, caper, capriole, gambol, hop, rush, saltation, skip, spring, take off, vault
Fransızca'da Sıçrama : saut [le], saillie [la], sursaut [le], cabriole [la], entrechat [le]
Almanca'da Sıçrama : n. Abprall, Abschlag, Absprung, Hüpfer, Kapriole, Sprung
Rusça'da Sıçrama : n. прыгание (N), скачок (M), перебежка (F), курбет (M)
Bu kısımda Sıçrama nedir? Sıçrama ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Sıçrama tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Sıçrama hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.