Saçma nedir, Saçma ne demek

"Saçma" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Kapıldığı tüm fikirler saçma, kurduğu tüm hayaller boşunaydı." - E. Şafak
  • "Bırak şu saçmaları! Bir daha bahsini etme." - R. H. Karay
  • "Ben fişeklerin barutunu, tapasını, saçmasını koyarım, beybaba!" - A. Gündüz
  • "Saçma adam."

Yerel Türkçe anlamı:

Fidan, fide yastığı.

2.Saman irisi, ağaç yaprakları ya da odun parçaları ile karıştırılıp sobada yakılan koyun, keçi, at, eşek gibi hayvanların gübresi.

Çevreye dağılmış, kurumuş hayvan dışkısı.

Tandırı tutuşturmada kullanılan küçük tezek parçaları.

Çevresinde kurşunlar bulunan bir çeşit balık ağı.

Mermi

1.bk. saçkı (I)-

Ekmek pişirmek için fırında ve tandırda yakılan iri samanla karıştırılmış davar gübresi

Felsefi anlamı:

Mantık kurallarını bozan, tersine çeviren. // Saçma bir düşünce, öğeleri birbirini tutmayan, birbiriyle bağdaşmayan düşüncedir. Saçma bir yargı kendi içinde tutarsız olan ya da tutarsızlığı içeren bir yargıdır. Saçmayı anlamsızdan ayırmak gerekir. Çünkü saçmanın bir anlamı vardır, ama bu anlam çelişiktir, yanlıştır. Oysa anlamsız olan ne doğru ne de yanlıştır.

 

Su ürünleri alanındaki kelime anlamı:

Serpme ağı.

İngilizce'de Saçma ne demek? Saçma ingilizcesi nedir?:

absurd, cover net

Fransızca'da Saçma ne demek?:

plomb de chasse, grenaille de plomb

Saçma hakkında bilgiler

Saçmalık, genel olarak anlamakta zorluk çekilen kavramların anlatılmaya çalışılmasıyla ortaya çıkan karmaşadır. Saçmalık görecelidir, kişiden kişiye değişkenlik gösterir.

Dünya'nın yuvarlak olduğunu iddia eden Orta Çağ kaşifi Galileo Galilei kilisesi tarafından saçmalıyor olarak nitelendiğinden aforoz edilmiştir.

Saçmalığın tanımlanmasında anlam kapasitesi, ispatlanabilirlilik ve insanın kabullenme erdemi önemlidir.

Saçma, akla göre olmayan, herhangi bir akıl dizgesi ile tanımlanamama durumudur. Varoluşçu Felsefe içinde Absürdizm olarak karşımıza çıkar.

Saçma ile ilgili Cümleler

  • O saçma bir iddia.
  • Saçma konuşma, işim çok sıkıcı!
  • Eğer hayat gülünç ve saçma ise dert etmeyin çünkü bu en azından sıkıcı değil demektir.
  • Saçma değil.
  • Bu saf saçmalık.
  • Saçma hissediyorum.
  • Saçma görünüyoruz.
  • Lütfen bu saçmalığı durdurun.
  • Saçma görünüyor.
  • Suçlamanız saçma.
  • Saçma.
  • Söylediğin tam bir saçma.
  • Saçma!
  • Onları ikna etmeye çalışmak saçma.

Saçma tanımı, anlamı:

Yuvarlak : Top veya küre biçiminde olan, müdevver. Kesin ve açık olmayan (söz, laf vb.). Top veya küre biçiminde toparlak şey. Homoseksüel erkek.

Saçma sapan : Abuk sabuk.

Deli saçması : Anlamsız, tutarsız, delice söylenmiş söz.

 

Saçmacı : Saçma sapan söz söyleyen.

Saçmacılık : Saçmacı olma durumu.

Saçmak : Belli bir görüşü, düşünceyi yaymak. Işık ve ısı yaymak. Bir şeyi ortalığa dağıtmak, dökmek.

Saçmalama : Saçmalamak işi, abuklama.

Saçmalamak : Anlamsız, gereksiz, tutarsız, saçma sapan sözler söylemek veya bu tür davranışlarda bulunmak, abuklamak.

Saçmalaşma : Saçmalaşmak durumu veya işi, abuklaşma.

Saçmalaşmak : Saçma davranışlarda bulunmak, abuklaşmak.

Saçmalık : Yeri ve değeri olmayan söz, davranış. Yeri ve değeri olmayan söz, davranış içinde olma, abukluk, abuk sabukluk, abuk subukluk, absürtlük. Saçma konulan yer.

Ağzından inci saçmak : Birbirinden güzel sözler söylemek.

Ateş saçmak : Çok kızmak, çok öfkelenmek.

Dehşet saçmak : Ortalığa korku vermek.

Döküp saçmak : Bir şeyi yararsız biçimde harcamak.

Korku saçmak : Herkesi korkutmak.

Para saçmak : Gereğinden çok para harcamak.

Zehir saçmak : Çevreye kötü propaganda yapmak veya insanları olumsuz davranışlara yönlendirmek, tahrik etmek, ortalığı karıştırmak.

Balık : Omurgalılardan, suda yaşayan, solungaçla nefes alan ve yumurtadan üreyen hayvanların genel adı. Zodyak üzerinde Kova ile Koç arasında yer alan takımyıldızın adı.

Serpme : Serpilmiş durumda olan. Serpmek işi. Koni biçiminde, ucuna bir sıra kurşun dizilmiş balık ağı, serpme ağ, tepeden inme.

Fişek : Donanma ve şenliklerde kullanılan çeşitli yanıcı veya patlayıcı maddeler. Tüfek, tabanca vb. hafif ateşli silahlara, atılmak için sürülen ve içinde barut bulunan bir kovan ile bu kovanın ucuna yerleştirilmiş mermiden oluşan cephane.

Türlü : Çeşitli sebzelerle pişirilen yemek. Çok çeşitli özellikleri olan, çeşit çeşit, muhtelif.

Küçük : Geri aşamada. Küçük abdest. Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse. Değersiz, önemsiz. Kısık, parlak olmayan (ses). Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı. Niceliği az olan. Niteliği aşağı olan, bayağı. Yaşı daha az olan.

Kurşun : Bu elementten yapılmış. Tüfek, tabanca vb. hafif ateşli silahlarda kullanılan mermi. Atom numarası 82, atom ağırlığı 207,21, yoğunluğu 11,3 olan, 327,4 °C'de eriyen, yumuşak ve bükülgen, mavimtırak esmer renkte bir element (simgesi Pb).

Tane : Bazı bitkilerin tohumu. Herhangi bir sayıda olan şey, adet. Çekirdekli küçük meyve.

Genel : Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi. Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne). Bir genelleme sonucunda elde edilen. Yetkisi ve sorumluluğu çok olan. Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan.

Uygun : Elverişli, yarar, müsait, muvafık. Orantılı, oranlı. Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip.

Pestenkerani : Saçma.

Absürt : Saçma.

Yersiz : Barınacak yeri olmayan. Yerinde olmayan, uygunsuz, anlamsız, manasız.

Aykırı : Bütün noktaları aynı düzlemde bulunmayan. Gidilen yol üzerinde olmayıp gidiş yönüne ters düşen. Alışılmışa, doğru olarak kabul edilmişe uygun olmayan, karşıt, ters, mugayir, muhalif. Çapraz, ters. Toplumda görüş ve yaşayış biçimiyle uçlarda bulunan (kimse), marjinal.

Tutarsız : Tutarlı olmayan, aralarında çelişki bulunan, insicamsız.

Söz : Kesinlik kazanmayan haber, söylenti. Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi. Bir işi yapacağını kesin olarak vadetme. Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük. Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil. Müzik parçalarının yazılı metni, güfte.

Saçma hal : Püskürme ben.

Saçma mutasyon : Anlamsız mutasyon.

Saçmaaşı : Pirinçli ıspanak yemeği.

Saçmalaştırma : Saçmalaştırmak işi.

Saçmalaştırmak : Saçmalaşmasını sağlamak, saçma duruma getirmek, abuklaştırmak.

Saçmalayabilme : Saçmalayabilmek işi.

Saçmalayabilmek : Saçmalama olasılığı bulunmak.

Saçmalıpınar : Düzce kenti, Gölyaka ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Saçmar : İri saman.

Diğer dillerde Saçma anlamı nedir?

İngilizce'de Saçma ne demek? : adj. absurd, nonsensical, senseless, unreasonable, foolish, silly, pointless, for the birds, blind, chimerical, claptrap, cockeyed, fantastic, fantastical, farcical, fatuous, frothy, impertinent, inane, incongruous, inept, irrational, outlandish

n. scattering, small shot, shot, nonsense, bullshit [sl.], trash, baloney, boloney, bunk, bunkum, dissemination, eradiation, fiddle de dee, froth, fudge, hog wash, hooey, jabber wocky, kibosh, laugh, malarkey, poppycock, rhubarb, smearcase, spinach

interj. nonsense, bullshit! [sl.], applesauce, shucks, skittles, fiddle, fiddlesticks, rot, balls, go on

Fransızca'da Saçma : action de répandre; tout ce qu'on répand; grenaille de plomb; absurde, vain/e, inepte; saugrenu/e, futile

Almanca'da Saçma : n. Ausstreuung, Quatscherei, Unsinn, Verstreuung, Zinnober

adj. sinnwidrig, ungereimt, unsinnig, widersinnig

Rusça'da Saçma : n. брызганье (N), невод (M), дробь (F), вздор (M), ахинея (F), ерунда (F), чепуха (F), бессмыслица (F), бредни (PL), чушь (F), дичь (F), дурь (F), абсурд (M), дребедень (F), галиматья (F), белиберда (F), враки {разг.} (PL), ересь (F)

adj. вздорный, нелепый, абсурдный