Sabit nedir, Sabit ne demek

Sabit; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır. kökeni arapça dilinden gelmektedir.

"Sabit" ile ilgili cümleler

  • "Bir amaç uğruna göze alınacak sıkıntı ve zorlukların sabit sembolleri işimize yaramayabilir." - İ. Özel
  • "Sabit gelir."

Bilgisayar Terimi olarak kelime anlamı:

[Bakınız: değişmez]

Sabit isminin anlamı, Sabit ne demek:

Erkek ismi olarak; Değişmeyen, kımıldamayan. Kanıtlanmış, anlaşılmış.

İngilizce'de Sabit ne demek? Sabit ingilizcesi nedir?:

constant

Sabit tanımı, anlamı:

Sabit olmak : Durağan durumda bulunmak. bir şeyin varlığı, gerçekliği kesin olarak belli olmak.

Sabit fikir : Saplantı.

Sabitkadem : Sözüne sadık, sözünü tutan ve yerine getiren. Süreklilik gösteren.

Sabit kalem : Kopya kalemi.

Sabit kur : Döviz paritesinin alış ve satış değerlerinin serbest piyasa kurallarına göre Merkez Bankasının müdahalesiyle belirlenmesi.

Sabit polinom : Sıfırdan farklı bir gerçek sayıdan oluşan polinom.

Fikrisabit : Saplantı.

Sabit fikirli : Saplantılı.

Sabit fikirlilik : Sabit fikirli olma durumu.

Sabite : Bir formülde geçen ve önceden belirlenmiş bulunan değişmez nicelik. Görünürde hareket etmeyen yıldız.

 

Sabitleşme : Sabitleşmek işi.

Sabitleşmek : Sabit duruma gelmek.

Sabitleştirme : Sabitleştirmek işi.

Sabitleştirmek : Sabit duruma getirmek.

Sabitlik : Sabit olma durumu.

Oynama : Oynamak işi.

Değiştirme : Değiştirmek işi, tebdil, tahrif.

Gerçek : Doğruluk. Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan. Yalan olmayan. Temel, başlıca, asıl. Yapay olmayan. Gerçeklik. Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan. Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici. Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, özbeöz, hakiki, reel. Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat.

Tespit : Belirleme. Bir şeyi sağlam bir biçimde yerleştirme, yerinden oynamaz duruma getirme, saptama. Sabitleme. Bir durumu kuşkuya düşürmeyecek biçimde gösterme.

Kanıt : Anlaşmazlık konusu olan şeyde, yargıcın kanılarını oluşturan şey, delil. Sonurguya ulaşan bir uslamlamanın dayandığı gerçek, delil. Bir şeyin doğruluğu, gerçekliği konusunda kanaat verici belge, delil, iz, argüman.

Değişme : Değişim. Değişmek işi.

Aynı : Eski durumunda kalmış, değişmemiş. Başkası değil, yine o. Aralarında ayrım olmayan. Benzer.

Durağan : Etkin olmayan, gelişmemiş. Sinop iline bağlı ilçelerden biri. Akışmaz. Yerini değiştirmeyen, yerli, hareketsiz, sabit.

Sabit dalyan : Kazık, çit, çubuk, kamış, tel, taş, beton vb. malzemeden yapılmış engellerle çevrilmek suretiyle sınırları değişmeyecek biçimde kurulan veya doğal olarak çevrilmiş bulunan su sahalarından meydana getirilen diple irtibatlı dalyan.

 

Sabit disk :

Sabit dizi : c bir sabit sayı olmak üzere, her doğal n için an=c koşulunu sağlayan (an) dizisi.

Sabit etkiler :

Sabit evre : Silaj pH’sının 4.2 ve daha aşağı değere ulaşması sonucu silaj fermantasyonunun durması olayı.

Sabit faizli tahvil : Vade sonuna kadar belirli dönemlerde sabit bir faiz ödeme yükümlülüğüyle çıkarılan tahvil.

Sabit gelirliler : Maaş, ücret, kira ve faiz geliriyle yaşamını sürdüren, gelirleri fiyat hareketlerine gecikmeli uyum gösteren ve özellikle yüksek enflasyon ortamında satınalma gücü önemli ölçüde azalan kesim.

Sabit getirili taşınır değerler : Belirli bir dönem sonunda sabit bir faiz veya kâr payı ödemesi güvencesiyle çıkarılan taşınır değerler.

Sabit girdi : Üretim için gerekli olan, ancak kullanılan miktarı üretim miktarına bağlı olarak değişmeyen girdi.

Sabit hata : Analiz edilen numune miktarı azaldıkça bağıl büyüklüğü artan bir sistematik hata.

Sabit ile ilgili Cümleler

  • Sabit bir biçimde durarak elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı.
  • Milattan önce 384 ve 322 yılları arasında yaşamış olan Aristo, Dünya'nın yuvarlak olduğuna inanıyordu. Dünya'nın evrenin merkezi olduğu; Güneş'in, Ay'ın ve bütün sabit yıldızların da onun çevresinde döndüğü görüşündeydi.
  • Sanırım Mustafa sabit fikirli.
  • Sabit kal ya da vurulacaksın.
  • Kafasında sabit bir fikir var.
  • Ali sabit fikirli.
  • Sabit diskini kazara formatladım.
  • Her şey akar ve hiçbir şey sabit kalmaz.
  • Ali her şeyi harici sabit disk üzerine yedekledi.
  • Thomas sabit vites bisiklet sürer.

Diğer dillerde Sabit anlamı nedir?

İngilizce'de Sabit ne demek? : adj. fixed, constant, stationary, set, settled, immobile, immovable, permanent, stable, firm, attached, changeless, entrenched, established, fast, flat, flat footed, immutable, indelible, invariable, irremovable, put, real, rigid, staid, standing

Fransızca'da Sabit : dormant/e, fixe

Almanca'da Sabit : adj. beständig, fix, gleich bleibend, konstant, stereotyp, stur

Rusça'da Sabit : adj. твердый, устойчивый, постоянный, неизменный, беспрестанный, стойкий, беспрерывный, стационарный, доказанный