Sakalına güldürmek nedir, Sakalına güldürmek ne demek

Teknik terim anlamı:

El âlemin maskarası olmak, hareketleriyle herkesi kendine güldürmek.

Sakalına güldürmek kısaca anlamı, tanımı

Güldür : Küçük yayık (çocuklar için). Maşrapa, su bardağı

Güldürme : Güldürmek işi.

Güldürmek : Gülmesine sebep olmak.

Saka : Evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan kimse. Baygınlık, kendinden geçme durumlarına yol açan bir hastalık. Saka kuşu. Kırsal bölgelerde sulama işlerini düzenleyen ve denetleyen kimse.

Sakal : Yetişkin erkeklerde yanak ve alt çenede çıkan kılların tümü. Bazı hayvanlarda çene altında bulunan kılların tümü. Gemi karinasında oluşan yosun, yapışan midye vb. yabancı madde.

Sakalı : Saka hastalığına tutulmuş.

Maskara : Eğlendirici, sevimli, güldürücü, soytarı, hoş. Karnaval maskesi. Rimel. Şerefsiz, onursuz, haysiyetsiz, rezil (kimse).

El alem : Herkes, yabancılar.

Hareket : Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon. Vücudu oynatma, kıpırdatma ya da kımıldanma. Deprem. Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi. Yola çıkma. Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılmış olan ilerlemeler, akım. Davranış, tutum. Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri. Devinim. Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi.

 

Herkes : İnsanların bütünü, cümle âlem.

Hareke : Arap alfabesiyle yazılmış metinlerde üstüne ve altına konulduğu ünsüzlerin birer ünlü ile okunmasını sağlayan işaret.

Harek : Fasulye sırığı.

Kendi : İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarayan dönüşlülük zamiri, zat. Kişinin özel olarak vurgulandığını anlatan bir söz. "Kendisi, kendileri" biçiminde bazen saygı duygusuyla veya söz konusu olanları amaçlayarak "o" ve "onlar" yerine kullanılan bir söz. Yaptığı, giriştiği bir işte başkalarının herhangi bir etkisi bulunmadığını belirten bir söz.

Herke : Bakraç, kova. Su içilen küçük kap, maşrapa. Yoğurt kabı. At arabası. Haziran, ağustos aylarında sürülerek bırakılmış tarlaya ekilen tohum. Çoğunlukla bakırdan yapılmış kova, bakraç.

Olmak : Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak. Hazırlanmak, hazır duruma gelmek. Bir şeyi elde etmek, edinmek. Bir yerde doğmuş, yaşamış olmak. Yitirmek, elinden kaçırmak. Sıfat-fiil eki almış kelimelerle birlikte başlama, bitirme vb. bildiren fiilleri oluşturur. Gerçekleşmek ya da yapılmak. Yol açmak. Sarhoş olmak. Bir şey, birinin mülkiyetine geçmek. Hastalığa yakalanmak, tutulmak. Yetişmek, olgunlaşmak. Bulunmak. Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak. Ek fiilin geniş zamanı olan -dır (-dir) anlamında kullanılan bir söz. Sürdürmek, yürütmek. Herhangi bir durumda bulunmak. Bir ad veya sıfatın belirttiği durumu almak. Yaklaşmak, gelip çatmak. Bir olayla karşılaşmak, başına kötü bir şey gelmek. Bir durumdan başka bir duruma geçmek. Bir kuruluşla, örgütle ilgili bulunmak, mensup olmak. Geçmek, tamamlanmak. Uygun düşmek, yerinde görülmek. Uymak, tam gelmek.

 

Kend : Kasaba, şehir.

Hare : Bazı nesne, canlı, göz vb.nde dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler, meneviş, dalgır. Üzerinde dalgalı çizgiler bulunan kumaş. Yeni yapılmış olan duvarların arasına harçla birlikte doldurulan taş parçaları.

Diğer dillerde Sakaguchideneyi anlamı nedir?

İngilizce'de Sakaguchideneyi ne demek ? : sakaguchi’s reaction