Sakatat nedir, Sakatat ne demek
Sakatat; kökeni arapça dilinden gelmektedir.
Veterinerlik alanındaki anlamları:
Kasaplık hayvanlardan elde edilen karaciğer, böbrek, beyin, dalak, testis, yürek, dil, yemek borusu dış kırmızı kası eti, diyafram kası, işkembe, bağırsak, paça, dil ve kelle gibi organ ve organ parçaları.
İngilizce'de Sakatat ne demek? Sakatat ingilizcesi nedir?:
edible offal
Sakatat hakkında bilgiler
Sakatat, kesimi yapılmış olan hayvanların kasları dışında kalan yenebilir kısımlarına verilen isimdir.
Sakatat ile ilgili Cümleler
- İskoçya'ya giderseniz lütfen bana bir vahşi sakatat yahnisi tekrar getirir misin? Teşekkür ederim.
- Pişirmeden önce tavuğun sakatatını çıkarın.
Sakatat kısaca anlamı, tanımı:
Hayvan : Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık. Kızılan bir kimseye söylenen bir söz. Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse). At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık.
Sakat : Vücudunda hasta veya eksik bir yanı olan, engelli, özürlü. Bozuk veya eksik.
Sakatatçı : Sakatat satan kimse, sakatçı.
Sakatatçılık : Sakatat satma işi.
Yürek : Herhangi bir şeyden çekinmeme, korkmama, yüreklilik, korkusuzluk, cesaret. Kalp. Kupa. Acıma duygusu. Mide, karın, iç. Bir kimsenin ruhsal yönü, gönül.
Karaciğer : Karın boşluğunun sağ üst bölgesinde bulunan, öd salgılayan, şeker depolayan, iri, açık kahverengi organ.
Böbrek : Kandaki zararlı maddeleri süzüp idrar olarak salan, omurganın sağ ve sol yanında bulunan çift organdan her biri.
İşkembe : Geviş getirenlerin ilk ve en büyük mide bölümü. Mide. Kasaplık hayvanlarda mideyi oluşturan bölümlerin bütünü, göden.
Beyin : Bir şeyi yönetmede önemli görevi olan kimse. Muhakeme, usa vurma. Bilgisi, eğitimi, düşüncesi yüksek düzeyde olan kimse. Kafatasının içinde beyin zarları ile örtülü, iki yarım küre biçiminde sinir kütlesinden oluşan, duyum ve bilinç merkezlerinin bulunduğu organ, ensefal, dimağ. Akıl, anlayış.
Organ : Bir görevi, bir işi yerine getirmekle yükümlü kuruluş. Vücudun, belirli bir görev yapan ve sınırları kesin olarak belirlenmiş bölümü, uzuv.
Ayak : Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri. Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri. Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta. Altılı ganyanda yer alan her bir koşu. Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler. Göl ayağı. Futun küpü alınarak hesaplanan değer. Bacak. Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste. Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri. Yarım arşın veya 30,5 santimetre uzunluğundaki ölçü birimi, kadem, fit, fut. Vücudun belden aşağı bölümü. Basamak. Yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi. Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü. Halk edebiyatında uyak.
Kesim : Kesme zamanı. Kesme işi. Terzinin belli bir ölçü ve örneğe göre kumaşa biçim verme işi, fason. İşaretlenmiş belli yer. Bölüm, parça, kısım, sektör. Boy bos, endam. Hazineye ait herhangi bir gelirin belli bir bedel karşılığı keseneğe verilmesi, mukataa. Bölge. Pazarlık, anlaşma.
Diğer dillerde Sakatat anlamı nedir?
İngilizce'de Sakatat ne demek? : n. offal, giblets, pluck, variety meat
Fransızca'da Sakatat : les abats
Almanca'da Sakatat : n. Innereien
Bu kısımda Sakatat nedir? Sakatat ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Sakatat tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Sakatat hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.