Salak nedir, Salak ne demek

Salak; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

  • Giyinişinden, konuşma ve davranışlarından seviyesiz, dengesiz ve saf olduğu anlaşılan (kimse)

"Salak" ile ilgili cümle

  • "Hem evli barklı bir kadın olduğundan haberi yok mu bu salak şeyin?" - A. Kutlu

Yerel Türkçe anlamı:

Dayak.

Sıra, nöbet.

Düşkün.

Çevre, bölüm.

Pirinç yetiştirmek için su altına alınmış toprak.

Ağılda küçük kuzuların konduğu bölüm, köm (Çiçekdağı)

Kayık.

1.Olmamış küçük kavun. 2.Büyüyememiş fakat zamanından önce olmuş küçük karpuz.

1.Çiftçinin her yıl sıra ile ekmek için ikiye ayırdığı tarlanın bir parçası. 2.Nadas. 3.Köy tarlalarının toplu bulunduğu yer. 4.Köylünün hep birden ektiği yer. 5.Ekin ekilen yer. 6.Ürün alındıktan sonra çevresi açılan tarla.

1.Yayla ya da kırlarda hayvanları toplu bulundurmak için yapılmış üstü açık korunak. 2.Hayvanların yazın yattıkları ya da dolaştıkları dört yanı çevrili, üstü açık yer. 3.Otlak. 4.Ağıl, mandıra. 5.Evlerin bodrum katında hayvanlara ayrılan yer. 6.Orman içinde kışın davarların barındığı ve beslendiği yer.

Kolay: Salağımıza öyle geliyor.

Baston, sopa.

Saldırgan, atılgan.

Bölge, çevre.

Etek.

Alışılmış, benimsenmiş yer.

 

Kasap.

Elli altmış yaşındaki adamların erkeklik organı.

Lapa.

Hayvan kesen adam, kasap.

Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:

Ağıl bahçesi. (Çukurören, Boyalı *Güdül, İlhan *Ayaş -Ankara)

Diğer sözlük anlamları:

Konup göçülen, hayvan salınan arazi, saha.

[Bakınız: salık]

Salak anlamı, tanımı:

Salakça : Salağa benzer, salak gibi. (sala'kça) Salağa benzer bir biçimde.

Salaklaşma : Salaklaşmak işi.

Salaklaşmak : Salakça davranışlarda bulunmak.

Salaklık : Salak olma durumu. Salakça davranış.

Giyiniş : Giyinme işi.

Konuşma : Konuşmak işi. Dinleyicilere bilim, sanat, edebiyat vb. konularda bilgi vermek için yapılmış olan söyleşi, konferans. Görüşme, danışma, müzakere.

Davranış : Organizmanın uyaranlar karşısındaki tepkilerinin bütünü. Dıştan gözlemlenebilecek tepkilerin toplamı. Davranma işi, tutum, davranım, muamele, hareket.

Seviyesiz : Düzeysiz.

Dengesiz : Tutum ve davranışlarında uyum olmayan (kimse), istikrarsız, kararsız. Dengesi olmayan, muvazenesiz.

Salaklama atmak : Birşeyi gelişigüzel fırlatmak, atmak : Salaklama atılan taş az kalsın başıma geliyordu.

Salaklamak : Birşeyi gelişigüzel fırlatmak, atmak Fırlatmak.

Salak ile ilgili Cümleler

  • Öğretmenimiz gerçek bir salak.
  • Salak salak işler yapıp beni sinirlendireceğine adam gibi davransaydın bunların hiçbiri başına gelmezdi.
  • Neden benim salatalığımı yedin seni zavallı salak? Salatalıktan maske yapmak istediğimi biliyordun!
  • Salakça bir şey yapma, tamam mı?
  • Ben bir salaktım.
  • Öğretmenine salakça sorular sordu.
  • Sanırım Mustafa salak.
  • Ne salaklar ordusu!
  • Sen ne salaksın!
  • Salak herif zaten düzgün eğitilseydim hiçbirinizi unutmazdım.
  • Salakça bir yanlış anlaşılma yüzünden uzun yıllar süren arkadaşlıkları bitti.
  • Salakça bir hata yaptım.
  • Salak herif ben senin güvenini sarsacak bir şey yapmadım ki, sen kendi geri zekalılığını beni suçlayarak örtmeye çalışma.
  • Salak senden yaşça büyüklerde o zaman bu hatanın benzerini yapmışlardı şimdi ceremesini biz çekiyoruz.
 

Diğer dillerde Salak anlamı nedir?

İngilizce'de Salak ne demek? : [Salak] adj. silly, stupid, crazy, dimwitted, doltish, dopey, gullible, jerky, obtuse

n. idiot, fool, stupid, silly, country bumpkin, cretin, dolt, dope, ninny, sucker

Fransızca'da Salak : idiot/e, godiche

Almanca'da Salak : n. Hammel, Hornvieh

Rusça'da Salak : n. придурок (M)