Sarhoş nedir, Sarhoş ne demek

Sarhoş; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır. kökeni farsça dilinden gelmektedir.

  • Alkollü içki veya keyif verici bir madde sebebiyle kendini bilmeyecek durumda olan (kimse), esrik, mest, sermest, başı dumanlı, kafası bulutlu, kafası iyi, kafası dumanlı, kafası kıyak.
  • Hoşa giden bir etki ile kendinden geçmiş olarak, esrik.
  • Bir şeyden çok fazla mutluluk duyan

"Sarhoş" ile ilgili cümle

  • "Arılar bahar çiçekleriyle sarhoş dolaşıyorlar."
  • "Zafer sarhoşu."

Yerel Türkçe anlamı:

(

Sarhoş anlamı, tanımı:

Sarhoş etmek : Alkol veya keyif verici maddeyle sarhoş olmasına yol açmak.

Sarhoş olmak : Sarhoş bir duruma gelmek, esrimek.

Sarhoşlaşma : Sarhoşlaşmak durumu.

Sarhoşlaşmak : Sarhoş duruma gelmek, sarhoş olmak.

Sarhoşluğa vurmak : Kendini sarhoş gibi göstermek, sarhoş olmuşçasına davranmak.

Sarhoşluk : Sarhoş olma durumu, esriklik, mestlik, sermestlik, sermesti. Dalgınlık, şaşkınlık.

Sarhoştum aydım böyle yaşamaktan caydım : "artık gerçekleri gördüm" anlamında kullanılan bir söz.

Değme sarhoşa yıkılana kadar gitsin : "kendi aklını beğenip başkasını dinlemeyen kimseyi gittiği yanlış yoldan döndürmeye kalkmayın, bırakın cezasını çeksin" anlamında kullanılan bir söz.

Hancı sarhoş yolcu sarhoş : "kimin ne yaptığı belli değil" anlamında kullanılan bir söz.

 

Leş gibi sarhoş : Körkütük sarhoş, çok sarhoş.

Alkollü : Alkolden yapılmış. Sarhoş, içki içmiş (kimse).

İçki : Bu içeceği içme işi. İçinde alkol bulunan içecek.

Keyif : Alkollü içki ve başka uyuşturucu maddeler kullanıldığında insanda görülen durum. Vücut esenliği, sağlık. Rahat, huzur, afiyet. Esrar. İstek, heves, zevk. Yolsuz ve kural dışı istek. Canlılık, tasasızlık, iç rahatlığı.

Verici : Çıkar gözetmeksizin her türlü yardımı yapan, esirgemeyen kimse. Başkasına aktarılmak üzere kan, doku veya organ veren kimse, donör. Elektromanyetik dalgalar yardımıyla işaret, ses ve görüntü iletmeye yarayan cihazların genel adı. Veren, verme yanlısı olan kimse.

Madde : Molekül. Boşlukta yer kaplayan, bir kütlesi olan her türlü varlık, özdek. Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm. Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım. Duyularla algılanabilen nesne. Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri. Bir cismi oluşturan öge, öz. Para, mal vb. ile ilgili şey.

Bilme : Bilmek işi. Bir şeyin ne olduğunun bilincine varma. Bilgi edinmenin gaye ve sonucu.

Durum : Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Duruş biçimi, konum, tavır. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon.

Sarhoşbacak : Yazma kenarına işlenen zikzaklı nakış. (Yassıören *Senirkent

 

Sarhoşbarı : Bir çeşit bar, halk oyunu.

Sarhoşça : Sarhoş bir biçimde, sarhoş olarak, sermestane.

Sarhoşlama : Sarhoşlama işi.

Sarhoşlamak : Sarhoş gibi olmak, sarhoş olmaya başlamak. İlgili cümle: "“Ağzına üflediği esrarlı dumanla sarhoşlayan ve uyuklayan kediye küçük bir çakıl fırlattı.”" M. Uyguner.

Sarhoştum aydım, böyle yaşamaktan caydım : “artık gerçekleri gördüm” anlamında kullanılan bir söz. İlgili cümle: "“Sarhoştum aydım, böyle yaşamaktan caydım, diyerek birdenbire yeniden gazeteciliğe dönmek olacak iş değildi.”" A. Ümit.

Sarhoşyolu : Eğri büğrü bir örgü motifi. (Yenikent *Aksaray -Niğde)

Sarhoş ile ilgili Cümleler

  • Sarhoş adam düz yürüyemiyordu.
  • O sarhoşken kuzenim, İsa'nın her gece onunla konuştuğunu söyledi.
  • Sarhoş araba sürdüğü için tutuklandı.
  • Hem Mustafa hem de Mary sarhoştu.
  • Sarhoş.
  • Sarhoş araba sürmek ciddi bir sorundur.
  • Ali sarhoş olduğunu ebeveynlerinin bilmesini istemiyor.
  • Ali iyi ve sarhoştu.
  • Ali tamamen sarhoş olarak, gece geç saatlerde eve gelirdi.
  • Sarhoş bir adamın sözleri ayık bir adamın düşünceleridir.
  • Sarhoş araba sürme ciddi bir sorundur.
  • Sarhoş bir adam bankta uyuyordu.
  • Ali bir partiden eve sarhoş geldi.
  • Tom, Mary'nin sarhoş olduğunu söyledi.

Diğer dillerde Sarhoş anlamı nedir?

İngilizce'de Sarhoş ne demek? : adj. drunk, intoxicated, drunken, boozed, boozy, pie eyed, stoned, beery, besotted, blind drunk, blotto, bombed, canned, cockeyed, corked, fried, groggy, high, under the influence, under the influence of drink, jagged, lit, lit up, loaded, nappy, oiled

n. drunkard, boozer, drunk, bacchant, sot

Fransızca'da Sarhoş : ivre, aviné/e, plein de vin, pris de vin, rond/e, sac à vin, soûl/e

Almanca'da Sarhoş : n. Betrunkene

adj. benebelt, berauscht, besoffen, betrunken, knüll, trunken, versoffen

Rusça'da Sarhoş : adj. пьяный, хмельной, опьяненный, налакавшийся {разг.}

adv. навеселе