Sertleşme nedir, Sertleşme ne demek

  • Sertleşmek işi.
  • İçindeki damarlara kan dolması ile birlikte erkeklik organının sert ve dik duruma gelmesi, ereksiyon

"Sertleşme" ile ilgili cümle

  • "Sertleşmeyi bilmeyen bir iyilik, iyilik olmakta ısrar eden bir iyilik neye yarar?" - C. Meriç

Gramer anlamı:

[Bakınız: tonsuzlaşma]

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Sert hâle gelme durumu, konsolidasyon. Özellikle akciğer ve meme gibi organlardaki şiddetli bakteriyel enfeksiyonlarda bez lümenlerinin ve hava yollarının eksudatla dolması sonucu biçimlenir.

Bilimsel terim anlamı:

Sert duruma gelme olayı.

[Bakınız: donma]

İngilizce'de Sertleşme ne demek? Sertleşme ingilizcesi nedir?:

hardening, consolidation

Fransızca'da Sertleşme ne demek?:

durcissement

Sertleşme anlamı, kısaca tanımı:

Sert : Ciğerlerden gelen havanın ağız boşluğundaki tam kapalı veya yarı kapalı engellere çarpmasıyla oluşan (ünsüz), titreşimsiz, süreksiz, ötümsüz, tonsuz, sedasız. Gönül kırıcı, katı, ters bir biçimde. Gönül kırıcı, katı, ters. Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen. Kolay dayanılmayan, zor katlanılan, etkili, yumuşak karşıtı. Titizlikle uygulanan, sıkı. Bağışlaması, hoşgörüsü olmayan. Hırçın, öfkeli, hiddetli. Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı. Güçlü kuvvetli. Sarsıcı niteliği olan, çarpıcı, keskin, hafif karşıtı.

 

Sertleşmek : Gücü artmak, zorlu bir durum almak. Bir kimsenin davranış veya sözleri sert, kırıcı olmak. Sert bir durum almak, katılaşmak. Erkeklik organı, içindeki damarlara kan dolması ile birlikte sert ve dik duruma gelmek.

Damar : Böceklerde kanat zarını dik tutmaya yarayan organ. Canlı varlıklarda kanın veya besleyici sıvıların dolaştığı kanal. Başka türden katmanların arasında bulunan sıvı, maden veya mineral katmanı. İçinde ongun besi suyunun dolaştığı odunsu dokudan boru. Soy, yaradılış. Mermerde, bazı taşlarda ve tahta kesitlerinde renk ayrılığı gösteren dalgalı çizgi. Huy.

Dolma : Tavuk, kuzu gibi hayvanların veya biber, domates vb. sebzelerin içine pirinç ve başka şeyler doldurularak pişirilen yemek. Yalan, hile, dalavere. Doldurularak yapılan. Dolmak işi. Üç sigara kâğıdına bolca sarılmış esrar.

Birlik : Belli bir topluluğun yararlarını korumak için kurulmuş dernek. En büyük değerdeki nota, dört dörtlük. Tek, bir olma durumu, vahdaniyet. Bir arada olma durumu, vahdet. Konunun bir ana düşünce çevresinde toplanması. Bölünmezliği içeren yalın bütün. Bir taneden oluşmuş, bir tane alabilen. Bağlılık, benzerlik, bağlantı, vahdet. Bölük, tabur, alay vb. bir bütün sayılan topluluk.

Erkeklik : Erkek olma durumu. Erkekçe davranış, yiğitlik, mertlik. Bir erkeğin fizyolojik görevini yerine getirme gücü.

Organ : Bir görevi, bir işi yerine getirmekle yükümlü kuruluş. Vücudun, belirli bir görev yapan ve sınırları kesin olarak belirlenmiş bölümü, uzuv.

 

Durum : Duruş biçimi, konum, tavır. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon.

Gelme : Gelmek işi. Yetişme. Bir ışının, kaynağından çıkarak bir ayna yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine erişmesi. Gelmiş olan.

Sertleşme derinliği : Sertleşme sonucu sertleşmiş olan çeliğin, yüzeyden içeriye doğru etkili olarak sertleşmiş olan bölümünün kalınlığı.

Sertleşme noktası : (kimya)

Sertleşme sıcaklığı : Sertleşme için gerekli olan ostenitleme işleminin yapıldığı sıcaklık, sertleştirme sıcaklığı ile eşanlamlı.

Sertleşmemiş : Sertleşmeye uğramamış olan.

Diğer dillerde Sertleşme anlamı nedir?

İngilizce'de Sertleşme ne demek? : n. hardening, stiffening, consolidation, induration

Fransızca'da Sertleşme : durcissement [le], induration [la]

Almanca'da Sertleşme : n. Entzündung, Erhärtung

Rusça'da Sertleşme : n. закалка (F), оглушение (N), эрекция (F)