Sevmek nedir, Sevmek ne demek

"Sevmek" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Bazıları entari üstüne kürk giymeyi daha çok severlerdi." - R. H. Karay
  • "Çok az lakırtı söylediği için sevdiği arkadaşları bile kendisini iyice anlayamamışlardı." - Ö. Seyfettin
  • "Ne kadınlar sevdim zaten yoktular / Böyle bir sevmek görülmemiştir" - A. İlhan
  • "Bu ağaç nemli ortamı sever."

Yerel Türkçe anlamı:

Sevmek

Muhabbet beslemek, sevmek

Sevmek tanımı, anlamı:

Sevsinler : Sevilmeyen, hoşa gitmeyen bir davranışta bulunan bir kimseye söylenen bir söz.

Şıpsevdi : Görür görmez seven, âşık olan kimse.

Silisseven : Silisli toprakları seven (bitki).

Sevme : Sevmek işi.

Boğazını sevmek : Yiyip içmeye düşkün olmak.

Canı gibi sevmek : Çok güçlü bir sevgiyle bağlanmak.

Gözü gibi sevmek : Pek çok sevmek.

Gözünün bebeği gibi sevmek : Çok sevmek.

Üstüne sevmek : Birini severken bir başkasını daha sevmek.

Yerini sevmek : Yerini beğenmek.

Sevgi : İnsanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu.

Bağlılık : Bağlı olma durumu, merbutiyet. Bağlılaşım. Birine karşı, sevgi, saygı ile yakınlık duyma ve gösterme, sadakat.

 

Duymak : Bilgi almak, öğrenmek, haber almak. İşitmek, ses almak. Dokunma, koklama vb. duyularla algılamak, hissetmek. Sezmek, fark etmek, hissetmek. Nesnelere dokunmakla onların sıcaklık, soğukluk, sertlik, ağırlık, hareket vb. fizik durumlarından bilgi edinmek, hissetmek.

Bağlanmak : Bağlama işine konu olmak. Yalnızca belli bir işle uğraşmak. Beklenen şey elde edilmez olmak. Sevmek, içten bağlı olmak. Sözle veya yazılı olarak bir şeye bağlanmak, angaje olmak. Bir şey bir kimseye ayrılmak, tahsis edilmek.

Gönül : İstek, arzu. Sevgi, istek, düşünüş, anma, hatır vb. kalpte oluşan duyguların kaynağı.

Vermek : Doğurmak. Bitki ve ağaç, ürün üretmek. Herhangi bir duruma yol açmak. Ayırmak, harcamak. Herhangi bir şey ortaya çıkarmak, oluşturmak. Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek. Dayamak. Tespit etmek. Cinsel yönden kendisini kullandırmak. Kök veya gövdeleri sonuna -ı (-i, -u, -ü) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek tezlik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Bir şey üzerinde etki yapmak, biçimini değiştirmek. Hepsini herhangi bir duruma sokmak. Kazandırmak, katmak. Döndürmek, çevirmek, yöneltmek. Yaymak. Kızı, kadını biriyle evlendirmek. Satmak. Sahip olmasını sağlamak. Ondan bilmek, atfetmek. Ödemek. Bırakmak veya bağışlamak. Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek.

Hoşlanmak : Hoşuna gitmek, hoş bulmak, hazzetmek, sevmek.

Ve : İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz. Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu.

Çok : Aşırı bir biçimde. Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı.

 

Okşamak : Hafifçe dövmek. Bir kimseyi hoşnut etmek. Sevgi, şefkat belirtisi olarak elini bir şeyin üzerinde yavaş yavaş gezdirmek veya ona hafifçe vurmak. Benzemek, andırmak, hatırlatmak. Hafifçe dokunmak.

Uygun : Elverişli, yarar, müsait, muvafık. Orantılı, oranlı. Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip.

Bulmak : Herhangi bir görüşe, bir yargıya varmak. Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak. İlk kez yeni bir şey yaratmak, icat etmek. Sağlamak, temin etmek. Hatırlamak. Bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak. Cezaya uğramak. Seçmek. İstenilen şeye kavuşmak, nail olmak. Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek. Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek. Bir şeyi elde etmek.

Sevmeklik : Sevmek, sevme.

Sevmek ile ilgili Cümleler

  • Sevmek ve sevilmek en büyük mutluluk.
  • Asla seni sevmekten vazgeçmeyeceğim.
  • Birini anlamak birini sevmektir.
  • Mutluluk sevilmekle değil, sevmekle olur.
  • Sevmek yaşamın özüdür.
  • Sevmek kolay fakat sevilmek zordur.
  • Sevmek ve sevilmek, bunlar mutluluğun büyük biçimleridir.
  • Sevmek ve kaybetmek hiç sevmemekten daha iyidir.
  • Mutluluk sevilmek değil, sevmektir.
  • Sevmek güzeldir.
  • Sevmek ömür boyu sevmek eksiklerini tamamlamak.
  • Jale'yi sevmek istemiyorum ama seviyorum.
  • Tom'u sevmek zorunda değilsin. Sadece onunla çalışman gerekiyor.
  • Ben onu sevmek zorundayım.

Diğer dillerde Sevmek anlamı nedir?

İngilizce'de Sevmek ne demek? : v. love, like, enjoy, caress, be fond of, fondle, affect, care, dandle, fancy, pet

Fransızca'da Sevmek : affectionner, aimer, goûter, cajoler, câliner

Almanca'da Sevmek : v. gern haben, hineinwachsen, lieben, mögen, tätscheln

Rusça'da Sevmek : v. любить, ласкать, полюбить