Sokak nedir, Sokak ne demek
Sokak; kökeni arapça dilinden gelmektedir.
- İl, ilçe vb. yerleşim bölgelerinde, iki yanında evler olan, caddeye oranla daha dar veya kısa olabilen yol
"Sokak" ile ilgili cümle
- "Biraz sonra şehrin bütün sokaklarında süvariler dörtnala koşmaya başladılar." - Ö. Seyfettin
Yerel Türkçe anlamı:
Gezme.
Ağılı yılan.
Diğer sözlük anlamları:
Çarşı, panayır yeri.
Perde, çadır perdesi.
Sokak hakkında bilgiler
Sokak; yerleşim yerlerinde, üzerinde ulaşımın sağlandığı, genel olarak cadde ve bulvarlardan daha küçük yol. Sokak, yayaların ve taşıtların ulaşımını ve civar binalara erişimini kolaylaştırmak için kullanılır. Mahalle aralarındaki bazı küçük sokaklar taşıt trafiğine uygun olmayabilir. Bununla birlikte yerleşim yerlerindeki sosyo-ekonomik değişikliklere bağlı alarak caddelerden daha geniş sokaklar veya sokak büyüklüğünde caddeler de görülebilir.
Sokaklar asfalt, stabilize veya toprak olabilir.
Sokak tanımı, Orta Çağ Avrupa'sında dar ve uzun yaya geçitleri için kullanılmıştır. Zamanla hemen hemen tüm Avrupa'da bugün bile görülebilen dar sokaklar, çağların ilerlemesiyle, yayalar dışında atlı taşımacılık için de kullanılmaya başlanmıştır. 19. yüzyılda otomobilin icadıyla beraber geniş sokakların bu taşımacılığa yetmemesi yüzünden, çoğu sokak yerini caddelere bırakmıştır.
Sokaklar, Asya'da sadece ticaret yollarını, şehirdeki hatları kapsamaktadır. Asya ve Afrika'da sokaklar batıdaki gibi taşlarla döşeli olarak yapılmamış, bunun yerine topraktan yapılmıştır. Özellikle, kimi yerlerde hiçbir sokak & cadde izine rastlanmamıştır. Ancak günümüzde dünyanın her yerinde olduğu gibi doğu şehirleri asfalt sokaklara sahiptir.
Sokak ile ilgili Cümleler
- O vuruldu ve sokakta ölüme terk edildi.
- Sokak başta taşla döşeliydi.
- Sokak bayraklarla süslenmiş.
- Sokak çok boştu.
- Sokak büyük bir kamyon tarafından tıkanmıştı.
- Ali restoranın arkasındaki sokakta ölü bulundu.
- Sokak çatışmaları, geride çok büyük hasar bıraktı.
- Sokak alışverişçilerle hareketliydi.
- Evimin önündeki sokak oldukça dar.
- Evimin arkasındaki sokak, dağıtım kamyonları için çok dar.
- Küçük bir çocuk sokakta yalnız bırakıldığı için kaza oldu.
- Yaz boyunca biraz sokak çalgıcılığı yaptım.
- Moloz sokakları kirletti.
- Sokak boyunca büyük evler var.
Sokak anlamı, kısaca tanımı:
Yerleşim : Yerleşme, iskân.
Cadde : Ana yol.
Sokağa atmak : Para, eşya vb.ni boş yere harcamak. birini düşkün, yoksul kalacak biçimde evden, iş yerinden uzaklaştırmak veya kovmak.
Sokağa çıkmak : Gezmek veya bir iş görmek için evden çıkmak.
Sokağa dökülmek : Gösteri, protesto gibi amaçlarla insanlar sokaklara, meydanlara inmek. herhangi bir sebeple dışarı çıkmak.
Sokağa düşmek : Kadın kötü yola saparak orta malı olmak. sükûneti, huzuru evin dışında aramak. bir şey çoğalıp değerini yitirmek.
Sokakta kalmak : Sığınacak yeri olmamak, bakacak kimsesi bulunmamak.
Sokaktan toplamak : Kolayca sağlamak, masrafsız ve zahmetsiz elde etmek.
Sokak çocuğu : Vaktini genellikle sokaklarda geçirip eğitimden yoksun kalmış çocuk. Evi ve yakınlarından yoksun, sokaklarda yaşayan çocuk.
Sokak kadını : Kötü yola düşmüş kadın veya kız, sokak kızı.
Sokak kapısı : Evin sokağa açılan kapısı.
Sokak kızı : Sokak kadını.
Sokaktaki adam : Belirgin bir özelliği olmayan, sıradan adam. Genellikle kamuoyunun görüşünü dile getirdiğine inanılan herhangi bir kişi.
Ara sokak : Ana yola açılan ikinci derecedeki yol.
Arka sokak : Ana yola açılan ikinci derecedeki sokak.
Çıkmaz sokak : Girişi ve çıkışı aynı olan sokak. Sonu olmayan olay, durum vb., boşuna çaba.
Alt yanı çıkmaz sokak : Sonu gelmeyen, sonuç alınamayan işler için söylenen bir söz.
Canımı sokakta bulmadım : "tehlikeye veya herhangi bir sıkıntıya katlanmaya niyetim yok" anlamında kullanılan bir söz.
Canını sokakta bulmamak : Sağlığı değerli ve önemli olmak.
Göbeği sokakta kesilmiş : Evde durmayıp hep sokaklarda gezen, sürtük.
İlçe : Yönetim bakımından yurt bölümlemesinde ilden sonra gelen bölüm, kaymakamlık, kaza.
Bölge : Vücut yüzeyinde sınırları belli herhangi bir bölüm, nahiye. Sınırları idari, ekonomik birliğe, toprak, iklim ve bitki özelliklerinin benzerliğine veya üzerinde yaşayan insanların aynı soydan gelmiş olmalarına göre belirlenen toprak parçası, mıntıka.
Oran : İki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı. Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet, rasyo. Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak verilen yargı, tahmin. İki şeyin birbirini tutması, karşılıklı uygunluk, tenasüp.
Ulaşım : Ulaşma işi. Köyler, şehirler, ülkeler arasında bir yerden bir yere gidiş geliş, münakale, muvasala, temas. Bir şeyi bir yerden başka bir yere aktarma.
Genel : Bir genelleme sonucunda elde edilen. Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan. Yetkisi ve sorumluluğu çok olan. Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi. Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne).
Bulvar : Şehir içinde ağaçlı, geniş cadde.
Küçük : Değersiz, önemsiz. Niteliği aşağı olan, bayağı. Küçük abdest. Geri aşamada. Yaşı daha az olan. Niceliği az olan. Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı. Kısık, parlak olmayan (ses). Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse.
Sokak baladı : Sokak satıcılarının söylediği balad türü. bk. balad. krş. halk baladı.
Sokak çizgisi : Bir yol ile yapı adacıkları arasındaki yasal sınır. bk. önyüz çizgisi
Sokak donanımı : Sokakları yararlı kılan ve işlevlerini gereği gibi yerine getirmelerini sağlayan, elektrik direkleri, gidiş gelişi düzenleyen ışıklı göstergeler, telefon kulübeleri, posta kutuları gezilik kanepeleri ve parmaklıkları, kapalı genbinit durakları, sokak lambaları, satıcı kulübeleri gibi, sokaklardaki durağan nesnelerin tümü.
Sokak giysisi : Oyuncunun günlük sokak giysisi.
Sokak oyuncuları : Sokaklarda çeşitli beceri gösterilerinde bulunan, skeçler oynayan ve buna karşılık seyredenlerden para toplayan küçük topluluk.
Sokak oyunları : Sokaklarda hokkabazlık yapan, skeçler oynayan ve buna karşılık seyredenlerden para toplayan küçük topluluk.
Sokak sokak etmek : Parça parça etmek.
Sokak süpürgesi : Evinde oturmayıp çok gezen kadın. Çok gezen kadın.
Sokak virüsü : Doğal enfekte hayvanlardan elde edilen virülent kuduz virüsü.
Sokaklar açmak : Düşman saflarını yarmak.
Diğer dillerde Sokak anlamı nedir?
İngilizce'de Sokak ne demek? : n. street
Fransızca'da Sokak : rue [la], pavé [le]
Almanca'da Sokak : n. Gasse, Straße
Rusça'da Sokak : n. улица (F)
adj. уличный
Bu kısımda Sokak nedir? Sokak ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Sokak tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Sokak hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.