Spor nedir, Spor ne demek

Spor; bir bitki bilimi terimidir. kökeni fransızca dilinden gelmektedir.

  • Bedeni veya zihni geliştirmek amacıyla kişisel veya toplu olarak gerçekleştirilen, bazı kurallara göre uygulanan hareketlerin tümü.
  • Çiçeksiz bitkilerde üreme organı
  • Kullanışı rahat, kolay olan.
  • Bir hücreli hayvanların çok özelleşmiş olan üreme hücresi.

"Spor" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Hiç değilse spor bir ceket ister şöyle." - H. Taner

Biyoloji'deki anlamı:

Bitkilerin ya da bir hücreli hayvanların çok özelleşmiş olan ve hayatın devamını sağlayan üreme yeteneğindeki hücreleri.

Kimya'daki anlamı:

Bitki ya da tek hücreli hayvanlarda büyüme ve üremeyi sağlayan hücreler.

Su ürünleri alanındaki kelime anlamı:

Mantarlarda, bazı bitkilerde ve Protozoonlarda görülen, genellikle tek hücreli, küçük, dayanıklı, eşeysiz üreme cisimciği.

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Kötü çevre koşullarına uyum sağlamış olan, dirençli bakteri hücresi.

Çiçeksiz bitkilerde, mantar ve protozoonlarda tek hücreli, aseksüel olarak yeni bireyler oluşturabilen, küçük, tek hücreli üreme cisimciği veya birimi.

Zooloji alanındaki anlamı:

(Yun. sporos = tohum) Bitkilerin ya da bazı birgözeli hayvanların çok özelleşmiş olan üreme gözesi.

İngilizce'de Spor ne demek? Spor ingilizcesi nedir?:

 

spore

Almanca'da Spor ne demek?:

spore

Fransızca'da Spor ne demek?:

spore

Spor hakkında bilgiler

Spor, önceden belirlenmiş kurallara göre bireysel veya takım halinde yapılan, genellikle rekabete dayalı yarışma ve kişisel eğlence veya mükemmelliğe ulaşmak için yapılmış olan fiziksel aktivite. Kişilerin yaptıkları hareketlere ek olarak top, hayvan gibi birtakım objelerle yapılmış olan hareketlerin tümünü kapsamaktadır. Bazı kesimler, yalnızca zihinsel yeteneklere dayalı bazı masa oyunlarını da spor olarak kabul edilmektedir. Günümüzde, kendine has kuralları ve oynanışı olan yüzlerce spor bulunmaktadır.

"Spor" kelimesi Türkçeye, Fransızcada da aynı anlamı taşıyan sport kelimesinden geçmiştir. Kelimenin kökeni Eski Fransızcada "eğlence, fiziksel ve zihinsel zevk" anlamına gelen desport kelimesine dayanır.

Spor ile ilgili Cümleler

  • Boks diğer sporlar gibi değildir.
  • Hoşlandığın spor hangisidir?
  • Spor kaslarımızı geliştirmemize yardımcı olur.
  • Akşam yemeği molasından sonra Dan Tuğba'yı spor salonundan almak için çıktı.
  • TV'de spor izlemeyi seviyorum.
  • Spor giyinmeyi seviyorum.
  • Basketbol bir takım sporudur.
  • Ben sağlıklı kalmak için düzenli olarak spor yaparım.
  • Spor egzersizlerini dışarıda yap!
  • Spor festivalinden gelen dosyaları hangi dosyaya koydun?
  • Spor dostlukları besler.
  • Spor hem zihni hem bedeni sağlıklı yapar.
  • Spor arabasını tam hızda sürdü.
  • Profesyonel sporcular antrenmana saatler harcarlar.

Spor kısaca anlamı, tanımı:

Kişisel : Kişi ile ilgili, kişiye ilişkin, kişinin kendi malı olan, şahsi, zatî.

Kural : Bir sanata, bir bilime, bir düşünce ve davranış sistemine temel olan, yön veren ilke, nizam. Davranışlarımıza yön veren, uyulması gereken ilke.

 

Hareket : Davranış, tutum. Deprem. Devinim. Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılmış olan ilerlemeler, akım. Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon. Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi. Yola çıkma. Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi. Vücudu oynatma, kıpırdatma veya kımıldanma. Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri.

Hayvan : At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık. Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse). Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık. Kızılan bir kimseye söylenen bir söz.

Spor kulübü : Özellikle gençlerin değişik spor etkinliklerinde bulunmaları amacıyla ilgili devlet kurumuna kayıt ve tescilini yaptırmış kuruluş.

Spor loto : Çeşitli sayıları veya futbol maçlarındaki beraberlikleri önceden kestirip para ödülü kazanmak temeline dayanan bir oyun.

Sporsever : Her türlü spora ilgi duyan (kimse).

Spor toto : Futbol maçlarının sonuçlarını önceden kestirip para ödülü kazanmak temeline dayanan bir oyun.

Atlı spor : At üzerinde yapılmış olan bütün sporların genel adı.

Spor kesesi : Çiçeksiz bitkilerde, içinde sporların bulunduğu küçük kese.

Sporcu : Sporla uğraşan kimse.

Sporculuk : Sporcu olma durumu.

Sporlanma : Sporlanmak durumu.

Sporlanmak : Spor oluşmak veya bakterilerde spora dönüşmek.

Sporlular : Bir hücrelilerin, omurgalı ve omurgasız hayvanlarda asalak olarak yaşayan, çok az hareket edebilen, sporla üreyen bir alt takımı.

Sporseverlik : Sporsever olma durumu.

Sportif : Sporla ilgili.

Sportmen : Vücudu iyi gelişmiş. Sporcu. Sporun gerektirdiği değerlere sahip olan (kimse).

Sportmenlik : Sportmen olma durumu.

Beden : Kale duvarı. Canlı varlıkların maddi bölümü, vücut. Vücudun, baş, kol ve bacak dışında kalan bölümü, gövde. Giysilerde ölçü.

Geliştirmek : Gelişmesini sağlamak, gelişmesine yol açmak.

Toplu : Düzenlenmiş, dağınık olmayan. Topunu, tamamını, bütününü içine alan. Hepsi bir arada bulunan, toplanmış. Bir arada, bütün, kombine. Vücutça dolgun. Topu olan.

Gerçek : Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan. Yalan olmayan. Gerçeklik. Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, özbeöz, hakiki, reel. Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat. Yapay olmayan. Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan. Doğruluk. Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici. Temel, başlıca, asıl.

Kullanış : Kullanma işi.

Kola : Kolagillerden, Afrika'nın sıcak bölgelerinde yetişen ve kola cevizi adıyla anılan, çekirdekleri kahveden daha uyarıcı olan bazı içeceklerde ve hekimlikte kullanılan bir bitki (Cola acuminata). Kâğıt veya bez yapıştırmakta kullanılan kaynatılmış nişasta bulamacı. Bu bitkinin yaprağından çıkarılan kokulu bir maddeyle kokulandırılan ve içine şeker, karbonat katılarak yapılmış olan içecek. Kolalama. Gömlek, örtü vb. şeyleri kolalamakta kullanılan özel nişasta.

Çiçeksiz : Çiçeği olmayan.

Bireysel : Bireyle ilgili olan, bireye özgü olan, ferdî.

Rahat : İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur. "Hazır ol" durumunda bulunanlara, oldukları yerde serbest bir durum almaları için verilen komut. Sıkıntı veya yorgunluk, tedirginlik vermeyen. Üzüntü, sıkıntı ve tedirginliği olmayan. Kolay bir biçimde, kolaylıkla. Aldırmaz, gamsız.

Kolay : Kolayca, sıkıntısız bir biçimde, basitçe. Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz, güç ve zor karşıtı. Kolaylık.

Üreme : Üremek işi. Canlıların cinsel hücrelerinin birleşmesinden ortaya çıkan tohumla veya doğrudan doğruya oluşturdukları sporlarla çoğalmaları, tenasül.

Spor ayakkabısı : Çifteker topu oyuncularının ve polocuların kullandıkları, üstü bezden, altı kauçuk ya da hasırdan yapılmış ayakkabı.

Spor boyama : Bakteri sporlarının boyanması için uygulanan yöntem.

Spor filmi : Sinem.Spor konusunda belgesel film ya da öyküsü spora dayanan film.

Spor hızkeseri : Yarış çiftekerleri için yapılmış bir hızkeser türü.

Spor işleri komiseri : Spor çalışmalarında, kurallara uygunluğu sağlamakla yükümlü resmî görevli.

Spor izlencesi : Günün spor olaylarını haber biçiminde sunan izlence; spor haberleri izlencesi.

Spor magazini : Çeşitli spor olayları, haberleri, bilgilerinden derlenmiş izlence.

Spor torbası : Spor kesesi.

Spor yayını : Spor olaylarının canlı yayını.

Spor yurdu : Spor etkinliklerini okulun doğal çalışmaları içinde düzene bağlamak ve öğrencileri sporun türlü dallarında yetiştirmek amacıyla lise ve dengi okullarda kurulan dernek.

Diğer dillerde Spor anlamı nedir?

İngilizce'de Spor ne demek? : [Jon Gooch] adj. sporting

n. sports, sporting, sport, spore

Fransızca'da Spor : sport [le]; spore [la]

Almanca'da Spor : n. Spore, Sport

adj. sportlich

Rusça'da Spor : n. спорт (M), спора (F)

adj. спортивный