Stria habenularis talami nedir, Stria habenularis talami ne demek

Stria habenularis talami; Anatomi, Veteriner alanlarında kullanılan bir kelimedir.

Veterinerlikte sözlük anlamı:

Fossa thalami’nin iki tarafında, thalamus'un üst yüzünün orta yüze geçitinde, önden arkaya doğru uzanan ve miyelinli sinir liflerinden oluşan şerit biçiminde dar kabartılar.

Stria habenularis talami kısaca anlamı, tanımı

Habe : Boş. Mide. Heybe. Kırmızı renkli, iki gözlü, omuza atılarak kullanılan yün torba, heybe. (Argo) Karagöz ustalarının ekmek için kullandıkları sözcük. Karagöz ustalarının "ekmek" e verdikleri ad

Habenula : Küçük dizgin.

Stria : Çizgi, şerit.

Tala : 1.Tarla. 2.Ormanların ortasındaki boş, ağaçsız yerler. 3.Dağ sırtlarındaki basamaklar. Ufak dalgacıklar. Bulut parçaları. Kırkılmış koyun, keçi. Dalgıç. Kumar oynayanlardan alınan kağıt yıpranma parası. Tarla.

Miyelin : Bazı nöronların aksonlarının dışını saran, uyartı iletimini hızlandıran yağlı bir madde. Sinir telinde aksonun çevresini saran, Schwann kınının bir salgısı olan ve ışığı çokça yansıtan beyaz yağımsı bir madde. Bazı sinirler miyelinsizdir.

Kabartı : Tümsek, çıkıntı, kabarmış yer.

Kabart : Suç.

Fossa : Hendek, çukur.

Taraf : Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri. Bir şeyin belli bölümü, kısmı. Yöre, yer. Yön, yan, doğrultu. İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri. Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi.

 

Kabar : Yanık, kabarmış yara. Su kabarcığı. Süs eşyası.

Miyel : Omurilik.

Yüzün : Yüz üstü, yüzükoyun.

Sinir : Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet. Rahatsız edici, hastalık derecesine varan özellik. Herhangi bir şey, bir olay karşısında tepki gösterme duyarlığı ve kişinin ruhsal niteliği. Hoşa gitmeyen, can sıkan. Kas kirişi ve zarı. Lastik. Diz kapakla ayak bileği arası. Sınır, bk. sinor// sinir sepet: hudut, bk. sinor sepet. Birçok sinir telinin bir araya gelmesi ile oluşan yapı. Duyu ve hareket uyartılarını beyinden organlara, organlardan beyine ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet. Beyni ve omuriliği vücudun öteki bölgelerine bağlayan ve herbiri birkaç sinir teli demetlerinden yapılmış olan beyaz iplikler.

Önden : Önce, ilkönce. (Resim, Heykel) Önyüzü bakana dönük (duruş). Ay. bk. yarıyandan, yandan.

Şerit : Dar, uzun dokuma veya kumaş parçası. Bir kara yolunda trafik çizgileri ile ayrılmış bölümlerden her biri. Şeritgillerden, vücudu yassı, birbirine kenetlenmiş boğumları bulunan ve bazısı metrelerce boyda olan bir bağırsak asalağı, tenya, sığır tenyası, sığır şeridi, abdestbozan. Dar, uzun kıyı parçası. Herhangi bir maddenin dar, düz, ince ve uzun parçası.

Arkay : Yükselen. Çeşitli yönlere doğru çıkık bir durumda olan.

Geçit : Geçmeye yarayan yer, geçecek yer. İki dağ arasında dar ve uzun yol, derbent.

 

Biçim : Biçme işi. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Herhangi bir şeyin benzeri. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Tarz.

Doğru : Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı. Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca. Yakın, yakınlarında. Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde. Gerçek, hakikat. Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu. Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun. Gerçek, yalan olmayan. Karşı yönünce. İki nokta arasındaki en kısa çizgi.

Önde : Orada : Kalem önde.

Diğer dillerde Stres sendromu anlamı nedir?

İngilizce'de Stres sendromu ne demek ? : stress syndrome